Her neslin nostaljisi güzeldir elbette ancak 90'lar bir başkadır çünkü dijital çağa geçiş, iş hayatı olgusunun gittikçe önem kazanması, Türk sinemasının tekrar yükselişi hepsi bu döneme denk gelir. Gelin 90‘ların en önemli mihenk taşlarını hatırlayalım çünkü bunu yapmayı hakkında sayısız yazı okumamıza rağmen hâlâ seviyoruz.
Pop star kavramı doğar
90’lardan önce de pop müzik vardı elbette hatta süper starımız bile vardı ama ‘pop star’ kavramı 90’larda ve Tarkan’la vücut buldu diyebiliriz. Tarkan, “Kıl Oldum Abi” ile kendisine kıl olan değil hayran olan ve bugün dahi konserlerinde “Tarkaaaan” diye bağırmaktan kendini alamayan hatırı sayılır bir kitle yarattı. Pop star demişken Yonca Evcimik, Mustafa Sandal ve Kenan Doğulu’yu da anmadan olmaz.
Eşkıya
1980’lerden itibaren Türk sineması seyirci sayısı ve nitelikli film açısından sancılı bir döneme girmişti. Ta ki 1996 yapımı Eşkıya salonlarda gösterime girip, 2,5 milyon seyirciye ulaşana kadar. Yavuz Turgul’un çektiği, başrollerinde Şener Şen ve Uğur Yücel’i buluşturan ve hala 90’lar deyince akla ilk gelen filmlerden biri olan Eşkıya’dan sonra Türk sineması tekrar yükselişe geçti.
Siyasi hicvin dorukta olduğu dönemler
Bir zamanlar liderleri eleştiren hatta kendilerinin de izleyip keyif aldığı programlar da görürdük televizyon kanallarında. Olacak O Kadar ve Yasemince bu programlardan ikisiydi. Yasemince’de dönemin başbakanı Tansu Çiller’e ithafen “Başbayan” isimli bir bölüm bile vardı. Ve elbette bu da yine 90’lardaydı.
Sokakta oyun oynayan son nesil
iPad’in icat edilmediği uzaak bir galakside sokakta oyun oynayıp, çocukluğunu saklambaç ve körebe ile geçirmiş bir nesil vardı. Sonrasında bilgisayar çıktı ve mertlik bozulmasa da sekteye uğradı. Zaten 2000’lerde doğanlar dijital dünyaya doğduklarından belki de sokakta nasıl oyun oynanır bunu hiç bilmeyecekler.
Staj diye bir şey icat olur
Stajı kim icat etti bilmiyoruz ancak 90’larda icat edildiği kesin olmasa da kulaktan kulağa yayılan bilgiler arasında. Bir de stajlar sonrasında zorunlu ve gönüllü olarak ikiye ayrıldı. Henüz bu olguya alışamamış çalışanların stajyerlere ilk verdiği iş de fotokopi çektirmek oldu.
İngilizce bilmeyenin ayıplanmaya başlandığı ilk dönem
‘Bir dil bir insan iki dil iki insan’ felsefesini ne zaman benimsemeye başladık hatırlar mısınız? Elbette 90’lar. Temelleri 80 sonrası uygulanan liberal politikalar döneminde atılmış olsa da İngilizce öğrenme furyası, Anadolu Liseleri popülaritesi 90’larda artmaya başladı. Hatta İngilizce bilmeyenleri ayıplamaya da yine ilk 90’larda başladık.
Video Klip Müessesesi
Video klip denen olgunun doğduğu büyüdüğü, Kral TV’nin başına geçip ilk 20 şarkının beklendiği yıllar da elbette 90’lardı. Popüler olan VJ’ler, hikâyesi olan video klipler, styling, mankenlerin kliplerde oynaması hepsi 90’lar ürünüdür.