Ege Denizi’nde tehlikeli bir yolculuğun ardından eylül ayında Almanya’ya gelen ancak müzikten kopmayan Ahmed, farklı kentlerde verdiği konserlerle, Suriyelilerin sesini dünyaya duyurmaya devam ediyor.
Filistin asıllı sanatçı, Berlin’de AA muhabirine yaptığı açıklamada, konserlerinin büyük ilgi gördüğünü, çok yakında Almanya Başbakanı Angela Merkel’in de kendisini dinlemeye geleceğini öğrenmekten büyük mutluluk duyduğunu anlattı.
Ahmed, “Almanya’da insanlar konserlerimden sonra gelip benimle konuşuyorlar. Benimle birlikte onların da adeta Yermuk kampını yaşadıklarını, hislerimi paylaştıklarını söylüyorlar. Barış için birlikte mücadele etmemiz gerekiyor.” dedi.
Suriyelilerin ülkede savaş, bombardımanlar, ablukalar, açlık ve susuzluk nedeniyle çok zor koşullarda yaşam mücadelesi verdiklerini vurgulayan Ahmed, Avrupa’ya gelmek isteyenlerin de hayatlarını çok ciddi olarak tehlikeye attıklarını anlattı.
Ölüm tehlikesi atlattı
İnsan kaçakçılarına 5 bin avro vererek Almanya’ya gelebildiğini, yol boyunca ölümlere şahit olduğunu ifade eden Ahmed, şöyle devam etti:
"Kalabalık bir botla Yunanistan’a ulaşmaya çalışırken, aklımdan hiç çıkmayan şey, 5 dakika sonra ölebileceğim düşüncesiydi. Birkaç kez başarısız olduk. Botlarımız battı, boğulan insanları gördüm. 4 yaşında bir kız çocuğunu kurtararak kıyıya çıkardım. Anne ve babası ise yüzme bilmiyorlardı, ne yazık ki onlar kurtarılamadı."
Yermuk kampından Türkiye’ye gelirken ve Ege Denizi’nden geçerken karşılaşabileceği büyük tehlikeler nedeniyle eşi ve iki çocuğunu geride bırakmak zorunda kaldığını anlatan Ahmed, bugün en büyük hayalinin onları da en kısa sürede Almanya’ya getirebilmek olduğunu söyledi.
Almanya’ya sığınmacılara kapılarını açtığı için teşekkür eden Ahmed, kamplarda koşullarının iyi olduğunu ancak sığınmacı statülerinin tanınması işlemlerinin çok uzun zaman aldığını, bunun kendilerini zora soktuğunu aktardı.
Ailesini getiremiyor
Filistinli bir aileye mensup ve Suriye’deki Filistin mülteci kampında doğan Ahmed, şöyle devam etti:
“Almanya mültecilere kapılarını açıyor ama bugün birçok Arap ülkesinin bunu yapmadığını görüyoruz. İsim vermeden bunu belirtmek istiyorum. Almanya’nın sığınmacılara yaklaşımı çok iyi diyebilirim. Ayda 300 avro alıyoruz. Almanca’yı öğrenebilmek için dil kurslarına gidiyoruz. Ancak yasal belgelerimizi alabilmek için çok uzun süre beklememiz gerekiyor. Benim 10 ay beklemem gerekti. Şimdi ailemi getirebilmem için ise 2 yıl daha beklemem gerektiği söyleniyor.”
Önyargılarla savaşıyor
Almanya’da bazı kesimlerin sığınmacı krizi nedeniyle endişeler taşımasını, soru işaretlerine sahip olmasını anladığını belirten sanatçı, önyargıların diyalogla aşılabileceği konusunda umutlu olduğu ifade etti.
Konserlerinde Müslümanlar ve sığınmacılar hakkında önyargıların aşılmasına katkıda bulunmaya çalıştığını anlatan Ahmed, "Allahu Ekber sözünü duyduklarında Almanya’da insanların çoğu büyük endişe duyuyor. Halbuki İslam, barış dinidir. Terör, İslam ya da Hristiyanlıkla ilgili değil. Terörün dini yoktur. Almanların açık fikirli olduğunu, vermek istediğim mesajı anladıklarını düşünüyorum. Konserlerimden sonra bakışların değiştiğini görüyorum. Bu çok memnuniyet verici.” şeklinde konuştu.
Uluslararası Beethoven Ödülü
Almanya’ya gelmesinden kısa bir süre sonra kendisine Uluslararası Beethoven Ödülü’nün verilmesinin çok büyük bir onur olduğunu kaydeden Ahmed, bunun birçok Suriyeli ve sığınmacı için de umut kaynağı olduğunu vurguladı.
Genç piyanist, “Bu ödülü olmak hiç kolay değil. Sadece ödül de değil. Dünyanın bir numaralı piyanistlerinden Martha Argerich de burada benden önce çaldı. Benim için büyük incelik gösterildi. Bana bu ödülün verilmesi sığınmacılar için, iyi insanlar için bir umut sembolü oldu. Güzel şeyler yaptığınızda bunun karşılığını alacağınız gösterilmiş oldu.” ifadelerini kullandı.
Almanya’da bazı müzik okullarının kendisine teklifte bulunduğunu, yeteneklerini geliştirmek istediğini belirten Ahmed, ancak Yermuk kampındaki bombardımanlar sırasında bir elinin yaralanmış olması nedeniyle, zorluklar yaşadığını anlattı.
Ahmed, “Doktora gittim, bana ameliyat olmam gerektiğini, piyanoya iki yıl ara vermem gerektiğini söyledi. Ne yazık ki elimdeki rahatsızlık nedeniyle Rahmaninov’un eserleri gibi eserleri çalamıyorum.” diyerek üzüntüsünü dile getirdi.
Geleceğe umutla bakıyor
Suriye’de yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen, ülkenin geleceği konusunda umutsuz olmadığını, bir gün yeniden Suriye’ye dönüp eserlerini ülkesinde çalacağına inandığını vurgulayan Eyhem Ahmed, "Bugün Almanya özgürlükler ülkesi ama 70 yıl önce böyle değildi, savaş yaşanıyordu, Suriye’yi andırıyordu, korkunç bir durumdaydı. Ben 10 yıl sonra Suriye’de demokrasinin, barışın ve umudun egemen olacağını düşünüyorum." dedi. (AA)