Türkiye Yayıncılık Zirvesi'ne katılan Prof. Sayyid: Tek dil hâkimiyeti sesleri yok ediyor

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından düzenlenen ''Türkiye Yayıncılık Zirvesi: 21. Yüzyıl Yayıncılığında Fırsatlar ve Meydan Okumalar'' programı Rami Kütüphanesi'nde yayın dünyasını buluşturdu. Açılışını Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un yaptığı zirveye akademisyenler, yazarlar, yayınevleri, sektör temsilcileri ve uluslararası konuklar da katıldı.

AKSAM.COM.TR

Gülcan Tezcan

Zirvenin açılış oturumunda Leeds Üniversitesinden Prof. Salman Sayyid, "Küresel Yayıncılığın Geleceği: Hegemonya, Etik ve Yeni Anlatılar" başlıklı özel oturumda 'bağımsız' yayıncılık için nasıl bir zemine sahip olunması gerektiğine dikkat çekti. Küresel yayıncılık dünyasında bir dilin hâkimiyetin çok da normal bir durum olmadığının altını çizen Prof. Sayyid, bilgi üretiminde tek dil hâkimiyetinin farklı sesleri yok ettiğinden söz etti. Batı'da özellikle entelektüel dünyada Gazze ve Filistin'e destek verenlere yapılan baskıları hatırlatan Prof. Sayyid, Gazze'den sonra gördük ki gerçeğin baskı altına alınması ciddi bir sıkıntı. Bugün dünyada değer verdiğimiz şeylerin, insan onurunun yer aldığı bir merkez var mı? Sesini yitirmiş insanların sesi olmak çok önemli." diye konuştu.

YAYIN DÜNYASINDA TÜRK YAZARI SORUNU VAR

Paradigma Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Akif Memmi moderatörlüğündeki ilk oturumda Dijitalleşen Yayıncılık ve Okuma Kültürünün Geleceği konuşuldu. Edebiyat eleştirmeni Doğan Hızlan, Vakıfbank Kültür Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Prof. Dr. Ekrem Demirli, sosyolog Dr. Fatma Karabıyık Barbarosoğlu, Turkuvaz Kitapçılık Genel Müdürü İbrahim Altay ve akademisyen Doç. Dr. Mehlika Karagözoğlu Aslıyüksek dijitalleşmenin okuma kültürüne etkisini değerlendirdi.

Yazılı kültürü her zaman daha güvenilir bulduğunu söyleyen Doğan Hızlan, "Bütün bilgilerin internetten sağlanması mümkün değildir. Ben dijitaldeki bir bilgiyi yazılı olanla teyit etmedikçe doğru kabul etmiyorum." dedi.

Hızlan, edebiyat tarihi bilmeyenin iyi bir yazar ya da şair olacağına inanmadığını dile getirerek, dijital kültüre kaynak sağlama konusunda çok titiz davranılması gerektiğine dikkat çekti. Her yeniliğin korku ve endişeleri de beraberinde getirdiğini hatırlatan Prof. Ekrem Demirli, yeni olan şeyin eskiyi yok etmediğini, eski ile birlikte yaşadığını söyledi. Türkiye'de basılan kitapları çok büyük oranda çevirilerin oluşturduğunu kaydeden Prof. Demirli, yayıncılık alanında Türk yazarı sorunu yaşandığının altını çizdi. Prof. Demirli, "Yabancı dille yazılan bir şey çevirmeye değer midir? konusunda bir değerlendirme sorunu var. Burada yazılabilir bir eseri yabancı dilden çevirmemeye gayret etmek, Türkçe kalemin özgürlüğünü savunmak gerekiyor." diye konuştu. Demirli, yazıyla ilişki kurmayan insanın okuma kültürünün de gelişemediğini ifade etti.

"YENİ TEKNOLOJİLERE MESAFE KOYARAK VARLIĞINIZI KORUYAMAZSINIZ"

Dr. Fatma Karabıyık Barbarosoğlu ise kendisini bir yazılı kültür insanı olarak tanımlayarak, "Sözlü kültürde insanlar birbiriyle konuşmadan duramaz. Sohbetin iyileştiren bir özelliği vardır. Yazılı kültürün insanı yazmadan ve okumadan duramaz. Dijital kültürün insanı ise seyretmeden duramaz." dedi. Dijitalleşmenin jenerasyondan bağımsız olarak her kuşağın etkilendiği bir durum olduğunun altını çizen Barbarosoğlu, "Hayatınıza bir teknoloji girdiği zaman ona mesafe koyarak eski varlığınızı korumaya devam edemezsiniz. Başkaları o teknolojiyi kullanırken siz bir önceki teknikte ısrar ederseniz geri kalırsınız." şeklinde konuştu.

HİKÂYE DEĞERİNİ KAYBETMEDİ

Okuma Kültürünün Geleceğinden söz ederken dijital kültürle beraber gelen "bulanık dikkat" kavramının tartışılması gerektiğini belirten İbrahim Altay okumanın bir haz aracı olarak yeniden konuşulmasını önemsediğini belirtti. Altay, sözlerine şöyle devam etti:

"Dijital kültürün bir parçası olarak sosyal medya, saygınlığın korunamadığı bir yer. Çünkü ulaşmak ve iletişim çok kolay hale geldi, gizem ortadan kalktı. Kitapların da eskiden olduğu kadar merkezde olmadığını düşünüyorum. Çok yetenekli bir yazar roman yazmaktansa senaryo yazmayı tercih ediyor."

İlk oturumun son konuşmacısı olan Doç. Dr. Mehlika Karagözoğlu Aslıyüksek sözlü kültürden okuma kültürüne geçildiğini ancak okuma kültürünü tamamlamadan dijital kültüre geçişin büyük sorunlara neden olduğunu anlattı. "Kütüphaneler, okuma kültürünü topluma kazandırmayı yegane amaç edinen tek kurum. O sebeple kütüphaneler, dijital çağın insanına cevap veren donatılarla okuma kültürünü dijital kültürle beraber inşa etmeliler. Toplumu dijital kültürün akışına bırakamayız." dedi.

Yayıncılığın 21. yüzyıldaki fırsat ve meydan okumalarının ele alındığı oturumların yanı sıra "Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Yayıncılık Tarihimizden Fragmanlar Sergisi" de ziyarete açıldı.

İKİ GÜNLÜK YAYINCILIK BULUŞMASI

Zirvede, "Kültürel Diplomasi Aracı Olarak Yayıncılık", "Babıali'den Günümüze: Türkiye'de Matbuat Dünyasının Dönüşümü", "Kamu Yayıncılığının Dünü, Bugünü ve Geleceği", "21. Yüzyılın Çocukları İçin Yazmak: Çocuk Yayıncılığında Yeni Yönelimler", "Yayıncılıkta Sınırları Aşmak: Erişilebilir Yayıncılık", "Dijital Dönüşümün Odağında Kitabın Endüstrisi" ve "Türkiye'de Yayıncılığın Hafızası: Tanıklıklar" başlıklı oturumlar düzenlenecek.

Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Türkiye'de yayıncılığın tarihini, görsel malzemeler üzerinden aktarmayı amaçlayan sergide, Türkiye'nin zengin yayıncılık mirası dikkate sunulacak.

Etkinlik çerçevesinde, yarın "Yapay Zekayla Çocuk Hikayesi Yazımı Atölyesi" gerçekleştirilecek. Atölyede katılımcılar, yapay zeka destekli araçları kullanarak hikaye yazma, karakter tasarımı ve görsel oluşturma süreçlerini deneyimleme fırsatı bulabilecek. Atölye sonunda katılımcılara eğitim sertifikaları verilecek.