Sualtı fotoğrafçısı Bülent Şelli: ''Sualtı, uzayda olmak gibi bir his…''

“Okyanusların Mirası” isimli sualtı fotoğraf sergisi devam eden ödüllü sualtı fotoğrafçısı ve fotoğraf eğitmeni Bülent Şelli aksam.com.tr'nin sorularını yanıtladı. Fotoğrafçılığa ve sualtı dünyasına dair konuşan Şelli şunları söyledi: “Sualtında muhteşem hissediyorum. Suyun altında olmak, denizin sizi çepeçevre sarması öyle kolay anlatılabilecek bir duygu değil ancak yaşanarak anlaşılabilir. Uzayda bulunmadım ama herhalde ona yakın bir his olsa gerek.”

AKSAM.COM.TR

ALİ DEMİRTAŞ

Sualtı fotoğrafçılığının Türkiye'deki önde gelen isimlerinden biri olan Bülent Şelli'nin küratörlüğünde hazırlanan "Okyanusların Mirası" sualtı fotoğraf sergisi, Memorial Bahçelievler Sanat Galerisi'nde sanatseverlerle buluştu. Sualtı dünyasının büyüleyici güzelliklerini gözler önüne seren ve okyanusların karşı karşıya kaldığı çevresel tehditlere dikkat çekilerek farkındalık yaratmayı hedefleyen sergi, sualtı ekosisteminin zenginliklerini ve korunması gereken değerlerini yansıtan eserlerden oluşuyor. Alanında uzman bir seçici kurul tarafından belirlenen eserler, Bülent Şelli'nin atölye çalışmalarına katılan öğrencilerinin uzun yıllar boyunca ürettiği fotoğrafları da içeriyor. Sualtı fotoğrafçılığının değerli ismi Bülent Şelli'nin liderlik ettiği bu sergi, ziyaretçilerine yalnızca sanatsal bir deneyim sunmakla kalmıyor, aynı zamanda doğaya ve çevreye olan sorumlulukları yeniden düşünme fırsatı sunuyor. Biz de 27 Mart tarihine kadar devam edecek olan bu anlamlı sergiyi Bülent Şelli ile konuştuk.

MARMARA DENİZİ'NDEN HİNT OKYANUSU'NA

Sohbetimize geçmeden önce kendisini daha yakından tanıyalım: "Ödüllü sualtı fotoğrafçısı ve PADI dijital sualtı fotoğraf eğitmeniyim, 1974 yılında Şanlıurfa'da doğdum. İlköğretimi Şanlıurfa'da, ortaöğretim, lise ve üniversiteyi İzmir'de tamamladım. Sualtına olan ilgim çocukluk yıllarında rahmetli babamla izlediğim Cousteau belgesellerine dayanıyor. 1996 yılında tüplü dalışa (Scuba) başladım. Ve yine aynı yıl Dokuz Eylül Üniversitesi Sualtı Topluluğu'nun kurucuları arasında yer aldım. Ege Denizi, Akdeniz, Marmara Denizi, Karadeniz, Kızıldeniz, Hint Okyanusu, İndo-Pasifik, Atlantik ve Pasifik Okyanusu'nda fotoğraf için dalışlar yaptım. Ulusal ve uluslararası prestijli yarışmalarda birincilik, ikincilik ve üçüncülük olmak üzere birçok derece elde ettim. Katıldığım çok sayıda karma serginin yanı sıra üç kişisel sergi açtım. Çeşitli dergilerde makalelerim ve portfolyolarım yayınlandı. 2017 yılında ilk kitabım "Seferihisar'ın Sualtı Dünyası" yayımlandı. Sualtı sektörünün dünyada önemli etkinliklerinden ADEX 2017'ye konuşmacı olarak davet edildim. ADEX'e davet edilen ilk Türk vatandaşı oldum.

ANLATIM DİLİNİ GÜÇLENDİRMEYE ÇALIŞIYORUM

Fotoğraf ve fotoğrafçılık sizin için ne demek?

Fotoğraf benim için bir yaşam tarzı ve kendimi ifade etme şeklim. Fotoğraf çekerken sadece gördüklerimi belgeleyerek değil, kadraj seçimi, ışık kullanımı ve doğru anı bekleyerek fotoğrafın etkisini artırmak ve anlatım dilini güçlendirmeye çalışıyorum.

Sualtı fotoğrafçılığına ne zaman ve nasıl yöneldiniz?

Sualtında gördüğüm güzellikleri daha çok kişiyle paylaşma isteğim beni fotoğraf çekmeye itti. Asıl mesleğim spikerlik ama bir tutkuya dönüşen sualtı fotoğrafçılığı, beni 2009 yılında İmbat Sualtı Görüntüleme Merkezi'ni kurmaya kadar götürdü. Bu çatı altında sualtı fotoğraf eğitimleri, atölye çalışmaları, sualtı foto safariler, sergiler, fotoğraf sunumları gibi birçok etkinliğe imza attım.

SUALTINDA KENDİMİ MUHTEŞEM HİSSEDİYORUM

Sualtında kendinizi nasıl hissediyorsunuz?

Muhteşem hissediyorum. Suyun altında olmak, denizin sizi çepeçevre sarması öyle kolay anlatılabilecek bir duygu değil ancak yaşanarak anlaşılabilir. Uzayda bulunmadım ama herhalde ona yakın bir his olsa gerek. Astronotların özel havuzlarda yaptıkları uzay yürüyüşü eğitimlerini bir belgeselde izlemiştim.

Sudan çıktıktan sonra kendinizi nasıl hissediyorsunuz? İki farklı dünyaya tanık olmak nasıl bir his?

Sualtındayken dünyanın bütün dertlerini sıkıntılarını geride bırakıyorsunuz. Dalışı boyut değiştirmeye benzetiyorum. Zihnim sıfırlanıyor, sadece sualtının güzelliklerine ve fotoğraf çekmeye odaklanıyorum. Muazzam bir rehabilitasyon! Dalış bitince de dünyanın dertlerine geri dönmüş oluyorum.

DENİZLERDE SADECE ONLAR YOK!

En çok hangi canlıların fotoğraflarını çekerken heyecanlanıyorsunuz ve neden?

Genel olarak dalıcıları köpekbalığı, yunus, balina, manta gibi büyük canlılar daha çok etkiler. Buna karşı çıkamam, gerçekten çok etkileyici canlılar. Bir köpekbalığıyla karşı karşıya gelip onun fotoğrafını çekmek çok heyecan verici. Fakat denizlerde sadece onlar yok, makro ölçekten mikro ölçeğe uzanan çok geniş yelpazede bir bio-çeşitlilik var. Beni küçük canlılar da heyecanlandırır, bir santimetre veya daha küçük milimetrik canlıların yaşamına tanık olmak ve fotoğraflamak da müthiş bir duygu.

Sualtı dünyasında zorlandığınız zamanlar oldu mu?

Kurallara titizlikle uyan bir dalgıç olduğum için büyük bir zorlukla karşılaşmadım. Güçlü akıntı olan bölgelerde dalış yaparken dikkatli olmak gerekiyor.

BİLGİ VE TECRÜBE ARTTIKÇA CANLILARLA İLETİŞİM DE GELİŞİR

Canlılar sualtında size nasıl tepkiler veriyorlar, en uyumlu ve en uyumsuz olanları hangileri?

Genel olarak canlılar ürkek oluyor. Sakin olur, yavaş hareket eder ve sabırlı olursanız sizden onlara bir zarar gelmeyeceğini hissederlerse rahat davranırlar. Dolayısıyla fotoğraf çekmeniz de rahat olur. Bir doğa fotoğrafçısı canlı davranışları üzerinde bilgi sahibi olmalıdır. Bilgi ve tecrübeniz arttıkça canlılarla olan iletişiminiz de gelişecektir.

Kaç metreye kadar derine iniyorsunuz?

Sportif dalış limiti 30 metredir, eğitim amaçlı olarak maksimum 42 metreye dalınabilir. Dalışlarımı bu limitlerde gerçekleştiriyorum.

AMACIMIZ OKYANUSLARIN MARUZ KALDIĞI OLUMSUZ KOŞULLARA DİKKAT ÇEKMEK

Okyanusların Mirası adlı son açtığınız sergi hakkında neler söylemek istersiniz?

Okyanusların Mirası, İmbat Sualtı Görüntüleme Merkezi 15. Yıl Karma Sualtı Fotoğraf Sergisi, 15 yıldır kesintisiz olarak sürdürdüğüm sualtı fotoğraf atölye çalışmalarına katılan öğrencilerimle birlikte Memorial Hastaneleri sponsorluğunda Memorial Bahçelievler Sanat Galerisi'nde gerçekleşiyor. Sergi için gelen yüzlerce fotoğrafı, Türkiye'nin seçkin sualtı fotoğrafçılarından Ali Ethem Keskin, Fehmi Şenok, Levent Konuk, Sadettin Aşık ve Saygun Dura'dan oluşan bir seçici kurul değerlendirdi ve 25 fotoğraf sergide yer aldı. Dünyanın yüzde 70'inin kaplayan okyanuslar, yeryüzündeki canlı yaşamının yüzde 90'ını barındırmaktadır. Okyanuslar, aynı zamanda dünya için en önemli oksijen kaynağıdır ve iklimi düzenlemeye yardımcı olmaktadır. Güneş ışığının bir kısmını emerek, gezegenin aşırı ısınmasını önlemektedir. Okyanuslar, ayrıca atmosferdeki karbondioksiti emerek, iklim değişikliğinin etkilerini azaltmaya yardımcı olmaktadır. İklim değişikliği, kirlilik, aşırı avlanma gibi faktörler okyanusları olumsuz bir şekilde etkilemektedir. Okyanusların Mirası adını verdiğimiz bu sergide amacımız okyanusların maruz kaldığı olumsuz koşullara dikkat çekmek, gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak için mesaj vermektir.

Gelecek süreç içerisinde ne gibi çalışmalar, projeler yapmayı planlıyorsunuz?

Sualtı fotoğraf eğitimleri, atölye çalışmaları, sualtı foto safariler, sergiler, fotoğraf sunumları gibi sürekli etkinliklerin yanı sıra denizlerimizi korumak ve bu bilinci topluma yaymak için çalışmalarımız olacak.