Siyah Bere yapımcısı Canpolat: Mehmetçiğin gücünü ve insanlığın onurlu savunucusu olduğunu göstermek istedik

Siyah Bere dizisi yapımcısı Sadi Canpolat: “Dizinin ana mesajı net. Mehmetçiğin yalnızca gücünü değil; mazlumun yanında duran, insanlığın onurlu savunucusu olduğunu da göstermek istiyoruz. Mehmetçiğimizin merhametini, vicdanını, adalet duygusunu ve şartlar ne kadar ağır olursa olsun zorluklar karşısındaki vakur duruşunu asla kaybetmediğini anlatmak istedik” dedi.

MERVE YILMAZ ORUÇ

Merakla beklenen Siyah Bere dizisi TRT'nin uluslararası dijital platformu tabii ekranlarından izleyici ile buluştu. İlhan Şen, Özge Gürel, Saygın Soysal, Erkan Sever, Doğukan Polat, Osman Albayrak, Seyit Nizam Yılmaz, Açelya Devrim Yılhan ve Yiğit Yalkın gibi başarılı isimlerin yer aldığı Siyah Bere dizisinin arka planını yapımcısı Sadi Canpolat, aksam.com.tr'den Merve Yılmaz Oruç'a anlattı. Dünyanın ilk tank dizisi olan ve gözü kara dört tankçının çatışmaların ortasındaki görev yolculuğunu konu alan dizinin senaryosunu Barış Erdoğan kaleme alırken yönetmenliğini ise Yağız Alp Akaydın üstlendi. Milli Savunma Bakanlığı'nın destekleriyle hazırlanan yapım; Türk askerinin cesaretini, savaşçı ruhunu, dostluklarını ve zorlu koşullara rağmen kaybetmedikleri insanî yönlerini yansıtıyor. Dizide Türk Silahlı Kuvvetleri'ne ait 40 adet M60T tank, 2 adet ATAK helikopteri, 1 Sikorsky helikopteri, 10 adet KİRPİ, 2 adet Ambulans KİRPİ, Zırhlı Personel Taşıyıcılar ve çok sayıda askerî personel taşıma aracı kullanıldı. Ayrıca patlama sahnesi için birebir ölçülerde bir M60T tankı, sanat ve dekor ekibi tarafından özel olarak üretildi. Mekânlar, atmosferler ve teknik ekipmanlar gerçek bir askerî operasyon ortamını andıracak şekilde kuruldu. Dizinin sürprizi ise yerli ve milli tankımız Altay oldu.

ÜLKEMİZİN KENDİ KAHRAMANLIK HİKÂYELERİNİ ANLATMAK İSTİYORUZ

Siyah Bere hayırlı olsun. Daha önce de "49" adlı yapımı izleyiciyle buluşturdunuz. O da MİT çalışanlarıyla ilgili bir yapımdı. Şimdi de Mehmetçiğimizin kahramanlıklarını ve milli savunma sanayimizin gücünü göreceğiz. Bu konuları özellikle mi tercih ediyorsunuz?

Teşekkür ederim. Hem "49"da hem de "Siyah Bere"de, ülkemizin kendi kahramanlık hikâyelerini anlatma arzumuz vardı. Gerçek olaylara ve insanlara dayanan, göğsümüzü kabartan bu hikâyeleri hem milletimize hem de dünyaya duyurmak istiyoruz. Bu konuları özellikle tercih etmemizin sebebi, bu topraklarda saklı kalmış hikâyeleri anlatma isteğimiz.

DÖRT TÜRK TANKÇININ MÜCADELESİ BU

Dünyanın ilk tank dizisi olarak lanse edildi... Böyle bir dizi yapmak için size ilham veren, sizi harekete geçiren şey nedir?

"Siyah Bere", Millî Savunma Bakanlığımızın katkılarıyla, tabii platformu için hayata geçirdiğimiz özel bir proje. Türkiye'de bugüne kadar tankçılara odaklanan bir dizi ya da film yapılmadı. Tankçılık sınıfı, ateş hattında görev yapan, en kritik ve en fazla riskle karşı karşıya kalan askerlerden oluşuyor. Biz de dizimizde onların fedakârlıklarını ve mücadelelerini görünür kılmak, aynı zamanda yeni nesillere ilham verecek gerçek bir hikâye anlatmak istedik.

Dizide nasıl bir yolculuğa tanıklık edecek izleyiciler?

"Siyah Bere", düşman hattında, yabancı bir arazide kalan dört Türk tankçısının birliklerinden kopuk hâlde Türkiye'ye dönme mücadelesini anlatıyor. Ancak bu, yalnızca fiziksel bir yolculuk değil. İzleyici; karakterlerin zor kararlarla nasıl yüzleştiklerini, askerlik ruhunu, dostluğu ve hayatta kalma içgüdüsünü görecek. Bu dizi sadece bir cephe hikâyesi değil; savaşın içinde insan kalmaya çalışan dört Mehmetçiğin gerçek hikâyesi.

MERHAMETİNİ, VİCDANINI ASLA KAYBETMİYOR

Nasıl bir mesajı olacak dizinin?

"Siyah Bere"nin ana mesajı net aslında. Mehmetçiğin yalnızca gücünü değil; mazlumun yanında duran, insanlığın onurlu savunucusu olduğunu da göstermek istiyoruz. Mehmetçiğimizin merhametini, vicdanını, adalet duygusunu ve zorluklar karşısındaki vakur duruşunu—şartlar ne kadar ağır olursa olsun—asla kaybetmediğini anlatmak istedik.

ASKERİ EĞİTİM ALIP SAHADA PROVA YAPTILAR

Güçlü bir kadro... İsimleri seçerken nelere dikkat edildi?

Gerçeklik bizim için çok önemliydi. Karakterleri yalnızca canlandıracak değil, onların duygusunu hissedip yansıtabilecek oyuncular aradık. Fiziksel uygunluk kadar psikolojik derinlik de önceliğimizdi. Seyirci, karakterlere baktığında "Evet, bu adam o tankın içinde olabilir" desin istedik. Bu yüzden çok titiz bir cast süreci yürüttük.

Ayrıca oyuncu kadromuzun projeye gösterdiği adanmışlık gerçekten takdire şayandı. Çekimlerden önce yoğun bir hazırlık sürecinden geçtiler; askeri eğitim aldılar, sahada saatlerce prova yaptılar, zorlu doğa koşullarında görev bilinciyle çalıştılar. Onların bu özverili çalışması ve sahadaki disiplini, dizinin inandırıcılığına ve duygusal gücüne büyük katkı sağladı.

PATLAMA SAHNELERİNİN TAMAMI GERÇEK

Dizi farklı yerlerde çekildi sanıyorum... Aksiyon sahneleri için epey emek harcanmış. Teknik kısımlardan da bahseder misiniz?

Diziyi; Gaziantep, Kahramanmaraş, Adıyaman ve Kilis'te çektik. Gerek doğa koşulları gerekse çatışma sahnelerinin gerçekçiliği açısından bu dört şehirde çalışmayı tercih ettik. 120 kişilik güçlü bir ekip ve Millî Savunma Bakanlığımız tarafından görevlendirilen yaklaşık 50 profesyonel askerle birlikte, aksiyon sahnelerimizin gerçekliği için titizlikle çalıştık. Bu konuda başarılı olduğumuzu düşünüyoruz. Dizide izleyeceğiniz patlama sahnelerinin tamamı gerçektir.

YERLİ VE MİLLÎ TANKIMIZ ALTAY İZLEYİCİ İLE BULUŞUYOR

Dizide bir de sürpriz var...

Millî Savunma Bakanlığımızın desteği olmadan bu projeyi hayata geçirmemiz mümkün değildi. Sayelerinde dizimizde 40'tan fazla M60T tankı, 2 Atak ve 1 Sikorsky helikopteri ile onlarca zırhlı araç kullanabildik. Ve tabii ki en gurur duyduğumuz detaylardan biri, yerli ve millî tankımız Altay'ı ilk defa ekranlarda gösterme şansına ve gururuna eriştik.

ONLARIN İNSANİ DUYGULARINI DA AKTARMAYA ÇALIŞTIK

Bir seyirci olarak diziyi izledikten sonra siz ne hissettiniz?

Bu soruya, seyircilerimizden aldığımız tepkileri de göz önünde bulundurarak cevap vermek istiyorum. "Siyah Bere"yi yaparken sadece aksiyona dayalı bir kahramanlık hikâyesi anlatmak istemedik. Askerlerimizin kahramanlıklarını, belki de daha önce hiç olmadığı kadar insanî yönleriyle aktarmaya çalıştık. Bu noktada, Millî Savunma Bakanlığı yetkilileri de bizi fazlasıyla cesaretlendirdi. Tek boyutlu karakterler yerine; aileleriyle, birbirleriyle ve hatta kendileriyle yaşadıkları iç çatışmaları da tüm çıplaklığıyla yansıtmak istedik. Şimdi diziyi izleyince ve gelen yorumları gördükçe, bunu başarabildiğimizi hissediyorum. Bir yapımcı olarak beni en çok mutlu eden şey de bu. Bu anlamda bir ilki gerçekleştirdiğimize inanıyorum.

CNP Film ilerleyen dönemdeki projelerinizden bahsetmek ister misiniz?

Öncelikle, bir yapım şirketi olarak her zaman üretmeye ve daima daha iyisini ortaya koymaya odaklıyız. Bu yolda kendimizle sürekli bir yarış içindeyiz ve sınırlarımızı zorlamaktan keyif alıyoruz. Şu anda hem dijital platformlar hem de televizyon için hazırladığımız çeşitli projelerimiz bulunuyor.