Sekülerler mi dindarlar mı? Hangi Kürtler daha milliyetçi?

‘Sekülerleşme ve Dindarlık Bağlamında Kürt Milliyetçiliği' kitabının yazarı Dr. Halime Kökce: “Dindar Kürtler ve sol seküler Kürtlerin milliyetçilik duygusu ve nihai hedefleri arasında ciddi nitelik farkı var. Dindar Kürtler için milliyetçilik ümmeti bölen, modern, şeytani bir ideoloji. PKK'nın da Kürtlük diye bir derdi yok.”

HALE KAPLAN

Star gazetesi yazarı Dr. Halime Kökce, yeni kitabı 'Sekülerleşme ve Dindarlık Bağlamında Kürt Milliyetçiliği' isimli kitabında milliyetçilik meselesini Türkiye modernleşmesinin sekülerleştirici yönünü kapsayacak şekilde ele alıyor. Kürt siyasi hareketinin tarihsel evrelerini de detaylı olarak bulabileceğiniz geniş hacimli çalışma, Kökce'nin doktora tezinin kitaplaştırılmış hali.

Son 20 yılda ne oldu? Neden bireysel ve demokratik hakların iyileştirilmesine karşın Kürt milliyetçiliği politik anlamda daha da güçlendi?

Milliyetçilik her duruma adapte olan bir ideoloji. Vatanseverlik, ülkesine değer katmak gibi olumlu milliyetçilik denilen versiyonlarının yanında kolayca ırkçılığa dahi evrilebilen bir duyguya hitap edebiliyor ve aktüel ideolojilerle ya da durumlara da çok kolay eklemlenebiliyor. Ve tabii ki tüm milliyetçilikler birbirinden besleniyor. Türkiye'de ortak millet olma nosyonuna bir meydan okuma anlamındaki Kürt milliyetçiliğinin, 80'lerden sonraki süreçte PKK'nın, Kürtlere yönelen dışlayıcı politikaları kullanmasıyla yükselmeye başladığını söyleyebiliriz. Ama bu bir terör örgütünün tek başına yapamayacağı bir şey bana kalırsa. Çünkü PKK, şiddetini her şeyden önce Kürtlere yöneltti çok uzun yıllar. Bölgenin kalkınmasına, toparlanmasına mani oldu. AK Parti iktidarıyla birlikte ilk kez ciddi anlamda soruna eğilme eğilimi güç kazandı ve bunun için evvela Kürt vatandaşların özellikle ana dilleriyle ilgili bireysel demokratik haklarına kavuşmaları sağlandı. Ve doğu illerimize yapılan yatırımlarla ekonomik asimetri giderilmeye çalışıldı. Tüm bunlarla birlikte tabii ki PKK'nın elimine edilmesi çok önemliydi. Bir taraftan da devlet sorunu kökten çözebilmek için bir süreç başlattı. Kürt milliyetçiliğinin politik olarak güçlenmesinde dolaylı olarak bu sürecin de etkili olduğunu düşünüyorum çünkü Kürtler HDP ve öncülü partileri destekleyerek aslında sürece olan desteklerini de göstermek istediler. Sonrası malum, süreç enfekte edildi, PKK ve ABD işbirliği ile Suriye'deki iç savaş bir anlamda Kürt milliyetçiliğinin politik yakıtı haline getirildi.

PKK'NIN DERDİ KÜRTLÜK DEĞİL

"Sekülerleşmiş Kürtler mi daha milliyetçi yoksa dindar Kürtler mi?" çalışmanın ana sorgusu bu. Biz de soralım: Hangisi daha milliyetçi?

Bu soruyu sorma sebebim aslında çözüm sürecinde Diyarbakır merkezli yaptığım ziyaretler sırasında PKK'nın HDP dolayımıyla muhafazakar Kürtler arasında da taraftar bulmakta zorlanmamaya başladığını gözlemlemem oldu. HDP'ye yakın Kürtler ile mesafeli dindar Kürtleri yan yana getiren ortak paydaya dönüşmeye başlamıştı "Kürdilik" söylemi. Daha doğrusu önceden olmayan bir şey oluyordu ve dindar Kürtler de sol seküler ve PKK'ya yakın Kürtçülükle aralarındaki kalın duvarları kaldırıyor gibiydi. Bu gözlemlerle sahaya inerek bu sorunun peşine düştüm. Burada ne kadar kısa anlatılabilir bilmiyorum ama şu kadarını söyleyeyim: Dindar Kürtler ve sol seküler Kürtlerin milliyetçilik duygusu, davranış biçimleri ve nihai hedefleri arasında ciddi nitelik farkı var. Bir kere dindar Kürtler için milliyetçilik kötü bir şey; ümmeti bölen modern ve şeytani bir ideoloji. Ama dindar Kürtler için de Kürtlükleri çok önemli, dilleri çok önemli. Farklı olarak Kürtlüklerini, ırk ile değil, İslam ile ayrı devleti olmakla değil, küfre ve emperyalizme karşı direnen ümmetin bir parçası olmakla ilişkilendiriyorlar. PKK'nın ise Kürtleri asimile ettiğini dolayısıyla Kürtlük diye bir derdinin de olmadığını ifade ediyorlar.

'SORUN DİYE ANILMAKTAN BIKTIK'

Seküler ve dindar Kürtlerin beklentileri hangi noktada ortaklaşıyor ve ayrışıyor?

Doğrusu Kürtlerin kültürel, demokratik ve hatta siyasi hakları konusunda dindar Kürtlerin daha talepkar olduğunu söyleyebiliriz. Örneğin Kürtçe eğitim konusu. Mevcut haliyle çok iyileştirildiği takdir edilmekle birlikte hâlâ dindar Kürtler için bir sorun kalemi olarak dile getiriliyor. Kısmen beni şaşırtan bir veriden bahsedebilirim; özellikle gençlerin söylediği bir şey bu, ister dindar olsun ister sol-seküler, aslında sorunun hâlâ çözülememiş olması kadar Kürt sorunu lafından da bir bıkkınlık söz konusu. Arık sorun olarak algılanmak istemiyorlar ve hâlâ ayrımcılık gördüklerini düşünüyorlar.

AVRUPA'DAKİLER DAHA RADİKAL

Çalışmanızın bir ayağını da Berlin odak grubu oluşturuyor. Avrupa'daki Kürtler milliyetçi mi? Türkiyelileşmek ve Avrupalılaşmak arasındaki fark ne onlar için?

Avrupa'da hatlar biraz daha keskin diyebilirim. Avrupa'daki sol-seküler Kürtlerin PKK ile ilişkileri Alman hükümeti tarafından da bir şekilde desteklendiği için güçlü bir örgütlenmeleri var. Daha radikaller. Dindar Kürtler ile temasları daha zayıf. Dindar Kürtler sol-seküler Kürtlerin artık Avrupalı olduğunu Kürtlüklerini kaybettiklerini zaten öyle bir dertlerinin de olmadığını söylüyor. Müslümanlıkları onlar için Kürtlüklerini de muhafaza eden en temel özellikleri.