AZİME KAHYA
Ezgi Aşık
Yüzyıllar boyunca Anadolu'nun kültürel zenginliklerini yansıtan ve her bir deseninde tarih kokan çini ve seramik sanatı, bugün modern sanatçılar sayesinde yeniden yorumlanıyor. Gelenekten geleceğe uzanan bu büyüleyici yolculuk, yalnızca görsel bir şölen sunmakla kalmıyor, aynı zamanda insanın ruhuna dokunan bir sanat anlayışını da beraberinde getiriyor. Bu eşsiz sanatın perde arkasını, incelikleri haberimizde...
Sanata ilginin arttığını dile getiren Dilek Şenol, "Bilinçli bir şekilde üreterek ve yaşayarak kaynaklarımızı muhafaza etmemiz gerektiğini fark ettik. Ve farklı arayışlar, ihtiyaçlar hâsıl oldu. Örneğin, gidip seramik bir fincan almak yerine, onu üretme ihtiyacı doğdu. Bu keyifli ve doyumlu sürece şahit olmak, dikkat kesilmek de kişiye kalıcı kazanımlar sağladı." şeklinde konuştu.
Öncelikle olarak sizi tanımak isteriz, neler bahsetmek istersiniz?
Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümü mezunuyum. Seramik-Çini çalışmalarım yanı sıra, sanatla terapi uzmanı olarak klinik, bakımevi, rehabilitasyon merkezlerinde ve gönüllü projelerde çalıştım. Sanat Psikoterapileri Derneği kurucu üyesiyim. Özel eğitim kurumlarında ve devlet okullarında sanat eğitmenliğini yaptım.
Balat'taki atölyemde de kişiye özel siparişler tasarlıyor ve uygulamasını hazırlıyorum. Yetişkin ve çocuklara seramik ve çini eğitimi veriyorum. Bunlara ek Fatih Belediyesi Fatih Sanat Akademisinde de seramik eğitmeni olarak çalışıyorum.
Seramik ve çiniye nasıl başladınız?
Yetenek sınavıyla girdiğim Güzel Sanatlar Fakültesi'nde seramikle tanışma serüvenim başladı. Sanatın kendimizi anlamanın güçlü bir ifade biçimi ve iyilik halimizi sürdürmenin araçlarından biri olduğunu düşünüyorum. Seramikte bu araçlardan biri ve en teröpatik olanı. Seramik, ana maddesi kil olan toprağın şekillendirilip, yüksek sıcaklık derecesinde pişirilmesi sonucu elde edilen ürünlerdir. Pişmiş toprak diye kısaca tanımlayabiliriz. Çini sanatı ise pişmiş toprak/bisküvi üzerine çekilen astar zemine, sır altı tekniği ile yapılan bezemelerin sırlanarak ve pişirilmesi ile ortaya çıkan ürünlerdir.
Seramik ve Çini sizin için ne ifade ediyor?
Sanatsız yaşam olmaz ya da sanatsız yaşamın anlamı olmaz... "Hayat için iyi şeyler" dengemizi, iyilik hallerimizi korumakta zorlandığımız bu günlerde niyetim, seramik-çini sanatını sevdirmek, kişilerin üretim süreçlerine alan olmak ve rehberlik edebilmektir.
Sanat artık profesyonel kişilerin tekelinden çıkıp, yavaş yavaş her kişiye/eve ulaşmaya başladı. Bunun sebebi de hepimiz hayatı hoyratça tüketmenin doyumuna vardık. Yolun sonuna geldik. Bilinçli bir şekilde üreterek ve yaşayarak kaynaklarımızı muhafaza etmemiz gerektiğini fark ettik. Ve farklı arayışlar, ihtiyaçlar hâsıl oldu. Örneğin, gidip seramik bir fincan almak yerine, onu üretme ihtiyacı doğdu. Bu keyifli ve doyumlu sürece şahit olmak, dikkat kesilmek de kişiye kalıcı kazanımlar sağladı.
Daha dingin, huzurlu, sabırlı olabilmek gibi... Herhangi bir sanat, spor, müzik alanıyla ilgili olmak, (ki bunlar birer araçtır) özgür düşünceye sahip olabilmek ve insanın kendini yönetebilmesi demektir. Velhasıl sanat, hayatı ve insanı iyileştirir, güzelleştirir.
Peki, hocam ödül aldığınız sanat eserinizden de bahsedelim istiyorum, nasıl bir eserdi?
Elbette, Konya Büyükşehir Belediyesi ve IRCICA tarafından düzenlenen, V. Uluslararası Darülmülk İslâm Sanatları Yarışmasında Seramik-Çini Eserim Takdir Ödülüne lâyık görüldü. Proje Adı: SEVGİNİN GÜCÜ "Selçuklu Üslübu Pano" Teknik Özellikler: Köşebentler seramik (şamotlu çamur) renkli sır tekniği olup, orta alandaki 40 cm çini tabak sır altı tekniği ile çalışılmış olmasıdır, eserimin ölçüleri de 60x60 cm 'dir. Orta bölümde bulunan Selçuklu yıldızının her bir köşesi bir erdemi simgelemektedir. Ki bu erdemler, aşkın temel direkleri olarak kabul edilirler. "Merhamet, Şefkât, Sabır, Doğruluk, Sadâkat, Sır Tutmak, Cömertlik, Râbbine Şükür" Sekiz köşeli yıldız içine yerleşen Çift Başlı Kartal ise gücün iktidarın sembolü olup mutluluk, bereket ve sonsuzluğu temsil etmektedir. Köşebentlerde, dünya ve ahiret hayatını temsil eden 4 büyük melek bulunmaktadır. 8 köşede bulunan her bir erdem, sevginin vecheleridir ve sevgi en büyük güçtür. Çift başlı kartalın kanatları altındaki yavrular, ağızlarında zeytin dalı ile barışı ve sevgiyi nesilden nesile aktarmaktır.
Sanatçı olarak ilham kaynağınız nedir?
Sanat ile çokça teşrîk-i mesâî yapmak. Seramik ya da çini üzerinde çalışırken, bir çağrışım başka bir çağrışımı davet edebiliyor çünkü. Güncel sergileri dolaşmak ve dostlarla sohbet etmek de ilhâm kaynaklarımdan birkaçı.
Gelecek projeleriniz nelerdir?
Atölye çalışmalarım ve derslerimizin yanı sıra, Seramik-Çini ile ilgili kişisel bir sergi projesi üzerinde çalışıyorum. Ayrıca "Sanat ürünlerinin mobil olmasını seviyoruz!" sloganıyla, Broş Çini/seramik sanat ürünlerini kıyafetlerimiz üzerinde hayatın içine taşıyabilmek, sanata elçilik edebilmek niyetim.