Tanıtım etkinliğinde konuşan Macellan Yönetim Kurulu Başkanı Furkan Sarı, 10 yıl önce Macellan'ı kurduklarını belirterek, "Girişim dünyasının yeni yeni hareketlendiği o günlerde gerçek problemlere odaklandık. Araştırma, geliştirme sürecimiz sektörde edindiğimiz deneyimlerle, karşımıza yenilikçi iş fırsatları çıktı. Bugün ulaşımdan yazılıma, dijital dönüşümden finansal teknolojilere kadar hayatın birçok alanında kolaylık sağlıyoruz." dedi. Sarı, kendilerini "dijital dünyanın kâşifi" olarak konumlandırdıklarını dile getirerek, "Açılmamış yollar, gidilmemiş topraklar, üretilmemiş işler peşindeyiz. Aradan tam 10 yıl geçti. Bizim teknolojik üretme arzumuz hiç sönmedi. Her gün yeni fikirlere yelken açıyoruz." ifadesini kullandı.
SANAT DÜNYASININ GİRİŞİMCİ BAKIŞ AÇISINI GELİŞTİRMEK İÇİN KURDUK
Kültür ve sanatın gelişiminin toplumların ilerleyişi açısından önemli olduğunun altını çizen Sarı, şöyle konuştu: "Macellan olarak Goldframer'ı kültür ve sanat dünyasının girişimci bakış açısını geliştirmek için kurduk. Bu topraklarda bin yılı aşkın bir şekilde gerek mimari gerek kitap sanatları etrafında gelişen Türk ve İslam sanatlarını bir sonraki düzeye taşımak için buradayız. Dünyanın en önemli müzelerinde, müzayede evlerinde bu topraklardan çıkmış on binlerce sanat eserini görebilirsiniz. Bu eserlerin bir kısmı maalesef istenilmeyen yöntemlerle dışarıya çıkarılmış ya da satılmıştır. Biz şu an bu anlayışı değiştirmek adına, bu sanatların merkezinde parçalı müzayede anlayışıyla sanat yatırımını demokratikleştiriyoruz. Herkesin bu dünyadan pay almasına imkân vererek, bir sanat eserine kolektif sahiplik kazandırıyoruz. Küresel piyasaya hitap eden girişimimiz, elbette sadece sanat eserlerini değil, sanatkarlarımızı da dünyaya tanıtacak." Macellan Genel Müdürü Göktürk Yetim de Macellan'ın ürünlerini, iş modellerini ve yaptıkları çalışmaları anlattı. Türkiye'de bazı şirketlerin belirli bir büyüklüğe eriştikten sonra bir sanat kolu oluşturduklarına dikkati çeken Yetim, "Genelde bunların tamamı sanatı merkezine alacak şekilde bir sanat kolu oluşturma üzerine. Biz de 10 yılı devirdikten sonra bir sanat kolu oluşturmak yerine, 'bir sanat girişimi oluşturalım. Hem sanatı hem girişimi birleştirerek sanatı daha katmanlı bir hale dönüştürelim' dedik." ifadesini kullandı.
BU GİRİŞİMİN SADECE TÜRKİYE ODAKLI KALMAYACAĞINI ÜMİT EDİYORUM
Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Ahmet Burak Dağlıoğlu da teknoloji girişimi yatırımcılığının dünyada, özellikle de son yıllarda Amerika'da bir trend olduğunu söyledi. Dağlıoğlu, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğindeki Türkiye Yüzyılı vizyonu çerçevesinde birçok konuda öncü olmayı hedeflediklerini dile getirerek, "Bu vizyon, dünyanın ilk 10 ekonomisinden biri olmak, dünya ticaretinde daha büyük bir aktör olmak, bölgesel gücümüzü daha küresel bir ekonomik güç merkezi haline getirmek gibi... Bunların hepsini yaparken tabii ki birtakım değer önerilerine dayanıyor olmamız lazım ve bizim perspektifimizden teknoloji bunun en kıymetli alanlarından birisi. Teknoloji olmadan üreteceğiniz ekonomik katma değerin sınırları, limitleri var." dedi.
EN ÖNEMLİ KONULARDAN BİRİ FONLAMA
Bu anlamda teknoloji girişimciliği yatırımcılığının önemli olduğunu vurgulayan Dağlıoğlu, şunları ifade etti: "Geçtiğimiz 4 yılda Türkiye'de erken aşama teknoloji yatırımcılığında 4,7 milyar dolarlık bir yatırım olmuş ve baktığımız zaman geçmişte bazı oyun şirketlerimiz, alışveriş ve ticari platformlarımız, kurumsal hizmetlere yönelik yazılım şirketleri gibi alanlarda milyarlarca dolarlık değerlere ulaşan şirketlerimiz var. Yine Teknofest platformunda, Türkiye'den birçok teknoloji girişimcilerinin, dünyadan ve yerel yatırımcılardan yatırım aldığını görüyoruz. Biz bütün bu alanlardaki yatırımların kamu tarafından desteklendiğinden emin olmak üzere faaliyet gösteriyoruz. Bu ekosistemde en önemli konulardan biri fonlama. Türkiye'de çok yetenekli girişimciler var. Onların ürettiği hizmetler ve ürünler, küresel ölçekte rekabet edebilen ürünler. Onların yatırıma, yatırımcıya ihtiyacı var. Bu alanda devletimiz, uyguladığı politikalarla, geliştirdiği mevzuatlarla bu ekosistemi en canlı şekilde tutmaya çalışıyor." Dağlıoğlu, Goldframer'ın Türk-İslam medeniyetinin ürünlerini bütün dünyaya tanıtacak bir girişim olduğuna işaret ederek, "Bu girişimin de sadece Türkiye odaklı kalmayacağını, globalde iddia sahibi bir girişim olacağını ümit ediyorum. Bizim mesajlarımızı çok geniş kitlelere eriştirme fırsatı bulacağına inandığım için bu girişimi ayrıca destekliyorum. Umarım başarılı olurlar." dedi.
ÖZELLİKLE İSLAMİ SANAT YATIRIM PİYASASINI DÜNYAYA AÇMAK İSTİYORUZ
Goldframer Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü Dr. Melih Turan da projeye ilişkin bilgi verdi. Turan, yaklaşık bir yıldır 4 ülkede Goldframer'ı anlattığını, yarın da Katar'daki katılımcılara konuyu açıklayacaklarını belirterek, uygulamada 4 temel probleme odaklandıklarını söyledi. Bu problemlere ilişkin Turan, "Birincisi biz sanat yatırımını kolaylıkla erişilebilir hale getirmek istiyoruz. Sonrasında bu alanın kapalı bir piyasa olduğunu keşfettik ve bu kapalı piyasayı açmak istiyoruz. Hem sanat yatırım piyasasını hem de özellikle İslami sanat yatırım piyasasını dünyaya açmak istiyoruz. Aynı zamanda alternatif yatırım ürünleri çıkarmak istiyoruz. Aslında bir yandan faizsiz bir yatırım ürünü çıkarıyoruz. Bu alanda da fiyatların nispeten çağdaş sanata kıyasla çok aşağıda olduğunu gördük. Bu anlayışı da değiştirmek için bu 4 probleme odaklandık." diye konuştu. Turan, küresel çapta Türk-İslam eserleri, geleneksel sanatlar ve İslam sanatları odaklı parçalı sanat yatırım platformu kurduklarını belirterek şunları kaydetti: "Aslında biz değerli, paha biçilemez, altın olanı çerçeveliyoruz. Şu an yaşayan sanatçılarla çalışıyoruz. Bir sanat eserini, sanatkardan alıyoruz. Onunla bir anlaşma yapıyoruz. Daha sonrasında sanat eseri sigortası yapıyoruz. Sonrasında da parçalı müzayede, yani paylı müzayede dediğimiz bir yöntemle biz bu payları satışa çıkarıyoruz. Biz yatırım değil, satış yapıyoruz. Koleksiyonerler pay alıyorlar. Bunu 1 ile 5 yıl arasında bir koleksiyona, bir sanat evine veya müzeye satmak istiyoruz. Sattıktan sonra da elde ettiğimiz geliri, aslında daha önce bu işe ortak olan koleksiyonerle paylaşmak istiyoruz."