DERYA CANAN GÜZEL
derya.guzel@esmedya.com.tr
Son dönemde popülerliği artan Instagram, Periscope, Snapchat ve son olarak Pokemon Go gibi aplikasyonların kullanımındaki artışla birlikte sosyal ortamlardaki varlığımızın gerçek yaşamımıza kattığı anlam da artık yeni çağın tartışma konularından biri.
Belki de daha önce hiç olmadığı kadar hızlı bir yükseliş gösteren internet ve sosyal medya bağımlılığı, bu kez hızlı, sürükleyici ve gençlerin gözünden anlatılan bir filmle şu an vizyonda. Geçtiğimiz haftalarda vizyona giren ‘Viral’in yönetmenleri Ariel Schulman ve Henry Joost, yine hız dolu bir filmle aynı ay içinde ikinci kez seyirciyle buluşuyor. ‘Oyun’ (The Nerve), özellikle genç kitleyi tam kalbinden vuracak bir konuyu ele alarak temposu yüksek, adrenalini fazla ama bununla birlikte farklı açılardan oldukça yaratıcı olduğunu söyleyebileceğimiz bir gündem eleştirisi yapıyor. Annesiyle birlikte yaşayan lise öğrencisi Venus’ün (Emma Roberts), arkadaşı Sydney’e (Emily Meade) meydan okumasıyla girdiği serüvende, cep telefonu üzerinden oynanan doğruluk-cesaret oyununun sanal dünyadan gerçek hayata yansımasını izliyoruz. Katılan kişilerin ya izleyici ya da oyuncu olabileceği ‘Nerve’ isimli oyunda, sosyal medyadaki profillerinden oluşturulan bir kimlik ile ‘izleyicilerinin’ kendilerine uygun gördüğü riskleri alarak fenomen olmayı düşleyen gençlerin nelere cesaret edebileceğini görüyoruz. Kimliği bilinmeyen ‘izleyiciler’ tarafından manipüle edilen ve gittikçe tehlikeli bir hal alan oyun, bunca gerilime rağmen araya katabildiği uygun dozdaki romantizmle de beklentiyi karşılıyor.
Popüler olma kaygısı...
Pokemon Go çılgınlığından esinlenildiğini düşündürten filmin, benzer konu ve türdeki ilk örneğini David Fincher’in yönettiği ve Michael Douglas’ın başrolde yer aldığı 97 yapımı ‘Oyun’ filminde izlemiştik. Tabii sinemada David Fincher zekasının ve görsel ustalığının yeri her zaman ayrı olmakla birlikte, yıllar içinde hem teknoloji hem de günümüzün dinamiklerine uygun olarak oyun içinde oyun teması, birçok yeni yapıma konu oldu. Schulman ve Joost’un farkı ise hikâyeyi doğru açıdan, gençlik filmlerinde görmeye alışık olduğumuz ‘popüler olma’ kaygısı üzerinden gençlerin bakış açısıyla birlikte sosyal medya jargonlarıyla ele almaları…
Filmin sinematografik çekiciliğini ve seyirciyi yakalayan görselliğini de es geçmemek gerek. Görsel etkileyicilik ve her sahnede dikkatlerden kaçmayan iyi müzikler, başka türlü çekilse sıradan olabilecek bir konuyu bir adım daha yukarı taşıyor. Başrolde yer alan genç yeteneklerden Emma Roberts ve Dave Franco’nun kimyaları tutmuş iyi bir ikili olduğunu söyleyebiliriz. Filmin Roberts ve Franco’nun ekran enerjilerinden de yararlandığı çok açık. Bence bu ikiliyi birlikte daha çok filmde izleyeceğiz. Özetlemek gerekirse, internet ve sosyal medyanın başrolde yer aldığı ‘Oyun’ haftanın en dikkat çeken ve açıkçası en eğlenceli filmlerinden.