SELÇUK KARAKILIÇ
Cumhuriyet Halk Partisi, 1946 yılının yaz aylarında "Sanat Mükâfatı Piyes Müsabakası" açtığını ve sonuçların Halkevlerinin 15. kuruluş yıldönümünde ilân edileceğini duyurur. Buna göre, yarışma birincisine 3.000 lira mükâfat verilecek, dereceye giren eserleri bastırmak, halkevlerinde temsil ettirmek hakkı CHP Genel Sekreterliği'ne ait olacak, ancak yazarı isterse eserini halkevi dışında da temsil ettirebilecekti. Yarışmaya "1940 yılından sonra yazılmış ve basılmış veya basılmamış, oynanmış veya oynanmamış yalnız telif eserler" kabul edilecekti. Ne var ki yarışmaya daha çok heveskârların eser gönderdiği anlaşılınca parti yönetimi yarışma şartlarında değişikliğe gitmişti. Nitekim müsabakanın asıl amacı "Amatörü rastgele teşvikten ziyade gerçek sanatkârı ağırlamak"tı .
Şartnamede yapılan değişiklik sonucunda yarışmaya yetmiş dokuz eser sahibi başvurmuştu ve bu isimlerden biri de fırtına gibi esen Necip Fâzıl'dı. 1936-1941 yılları arasında yayımlanan ve Şehir Tiyatroları'nda oynanan Sabır Taşı isimli piyesinin yanında Tohum, Bir Adam Yaratmak, Künye gibi piyeslerini jüriye gönderen Necip Fâzıl başına geleceklerden henüz habersizdir.
Jüri, çalışmasını 13 Şubat Perşembe akşamı tamamlar ve birinciliği oyçokluğuyla Necip Fâzıl Kısakürek'in Sabır Taşı, ikinciliği Ahmet Muhip Dranas'ın Gölgeler'i ve İlhan Tarus'un Bir Gemi'si, üçüncülüğü ise Bekir Büyükarkın'ın Dökmeci isimli eseri kazanır.
Necip Fâzıl'ın yarışmaya katılmasından çok, jüri heyetinin onu birincilikle ödüllendirmesi parti ileri gelenlerini, özellikle Behçet Kemal Çağlar'ı şaşkına çevirmişti. Necip Fâzıl gibi sıkı bir muhalifin birinciliğe layık görülmesini kabul edemeyen Behçet Kemal Çağlar'ın parti kurullarında kulis yaparak jürinin kararını değiştirmiş ve şartnamedeki bazı teknik ayrıntıları ileri sürerek sonucu etkilemişti.
21 Şubat 1947'de yapılan CHP Genel İdare Kurulu'nda Necip Fâzıl'ın ödülü iptal edilmiş ve büyük bir skandala imza atılmıştı.
Parti Genel Sekreterliği'nden resmî açıklama yapılmayınca Vatan gazetesi Necip Fâzıl'a başvurarak işin içyüzünü öğrenmek ister. "Bu hâdise bir sanat ve edebiyat hâdisesi değil, bir politika hadisesidir. CHP'nin bütün iş ve telâkki ölçüsünü açığa vuran bir politika dâvâsı olarak hakikatlerin bilinmesi lâzımdır" diyerek Vatan gazetesine demeç veren Necip Fâzıl, jürinin kendisini "muhteşem bir mikyasta ve müstakil olarak birinci seçtiğine" inanmaktadır. Necip Fâzıl'a göre, bütün memleket şöhretlerinin iştirak ettiği bu müsabakada ikinciliği iki ayrı yazar arasında paylaştırmalarına rağmen sonuçların açıklanmaması "parti umumî idare heyetinin sırf mükâfatı kendisinin kazanmaması için jüri kararını bir şartname bahanesiyle iptal etmiş, şartnamede 1940'tan sonraki eserler kaydının 1940 yılına şamil olamayacağını ve başlangıç olarak 1941 yılının kastedildiğini iddia ederek birinciliğini onaylamamıştır" .
Necip Fâzıl'ın Sabır Taşı eserini oyçokluğuyla birinci seçen jürinin aksine parti yönetimi, "birinciliği kazanan eserin şartnamede istenilen vasıfları ve şartları" taşımadığı için iptal etmiş ve gerekçe olarak yarışmaya gönderilen eserlerin "1941 yılı içinde yazılmış olmasını" öne sürmüştü. Oysa 14 Şubat 1947 tarihli jürinin yaptığı toplantıda, "1940 yılı" kabul edildiği her nasılsa dikkatlerden kaçırılmak istenmiştir.
CHP yönetimi, jürinin aldığı kararı bozmuş ve yeniden görüşülmek üzere raporu iade etmişti. Jüri, dosyayı inceleyip sorumluluğu parti yönetimine bırakınca ödüller el değiştirmiş ve hukuk gaspıyla Necip Fâzıl'ın birinciliği elinden alınmıştı. CHP aleyhinde dâvâya karşın mahkeme takipsizlik kararı vererek dosyayı kapatmıştı.
Necip Fâzıl, CHP'nin açtığı yarışmada hak ettiği ödülü alamadı; ama artık Necip Fâzıl Ödülleri veriliyor ve Sabır Taşı piyesi Devlet Tiyatroları'nda sahnelenmeye devam etmektedir.