Rüzgarlı Pazar yapımcısı Uzunok: “Diziyi izleyen belki bir yoksulun kapısını çalar, bir yetim başı okşar”

İsmail Hacıoğlu, Ayça Ayçin Turan ve Özgür Cem Tuğluk'un başrollerini paylaştığı Rüzgarlı Pazar dizisinin yapımcısı ve senaristlerinden Uğur Uzunok, aksam.com.tr için sorularımızı yanıtladı. Uzunok, Kutlu'nun hikâyeleri arasından neden Rüzgarlı Pazar'ı seçtiğini şöyle anlatıyor: “Rüzgarlı Pazar bizi seçti diyelim. Yıllar önce kitabı okumuştum. Bazı yerlerinde gözlerim doldu, bazı yerlerinde şükrettirdi, bazı yerlerinde kendimi suçladım. Bunca yoksulluk varken gönül darlığı nasıl gidecekti? Hikâye bunu anlatıyor. Belki hikâyeyi izleyenler bir yoksul evinin kapısını çalar, bir yetim başı okşar.”

MERVE YILMAZ ORUÇ

İsmail Hacıoğlu, Ayça Ayçin Turan ve Özgür Cem Tuğluk'un başrollerini paylaştığı Rüzgarlı Pazar dizisinin yapımcısı ve senaristlerinden Uğur Uzunok, aksam.com.tr için sorularımızı yanıtladı. Bir Mustafa Kutlu hikâyesi olan Rüzgarlı Pazar, TRT'nin uluslararası dijital platformu tabii ekranlarından seyirci ile buluşacak. Kutlu'yu lise yıllarında okuduğu Uzun Hikaye kitabı ile tanıdığını anlatan Uzunok, "Rüzgarlı Pazar'ı da yıllar önce okumuştum. Bazı yerlerinde gözlerim doldu, bazı yerlerinde şükrettirdi, bazı yerlerinde kendimi suçladım. Bunca yoksulluk varken gönül darlığı nasıl gidecekti? Hikâye bunu anlatıyor" dedi. Oyuncu seçimlerinde de titiz davrandıklarını belirten Uzunok şunları aktardı: "Ayça Ayçin Turan ve Özgür Cem Tuğluk'un görüşmelerimizde titizlikle sorduğu sorular, hikâyeyi ve karakteri anlama kapasiteleri bizi çok etkiledi."

İLK UZUN HİKAYE İLE TANIŞMIŞTIM

Mustafa Kutlu'nun ilk okuduğunuz hikâyesi hangisiydi?

Lise yıllarımda ilk Uzun Hikaye ile tanışmıştım. Hatta ilk paragrafını ezberlemiştim. Uzun Hikaye yıllar sonra Osman Sınav tarafından filme uyarlandı. Ben o zamanlar Osman Hoca'yla beraber başka bir projenin senaryosunu yazıyordum. Keşke daha önce tanışsaydık da Uzun Hikaye'nin senaryosunu da ben yazsaydım diye içimden geçmedi değil. Uzun Hikaye'yi okuduktan sonra Mustafa Kutlu'nun bütün kitaplarını okumaya başladım. Sır, Yoksulluk İçimizde, Yokuşa Akan Sular, Menekşeli Mektup... Ben büyük şehirlerde yaşadım, benim için kasabayı, taşrayı tanıma haliydi Kutlu hikâyeleri. Bir yandan da yakın Türkiye tarihi.

KUTLU 80'LERDEN GÜNÜMÜZE BİR TÜRKİYE RESMİ SUNAR

Kutlu'nun dünyasında sizi en çok etkileyen unsurlar neler?

"Hayat geriye doğru anlaşılır", diye bir söz var. Kutlu'nun hikâyeleri 80'lerden günümüze bir Türkiye resmi sunar. Öykülerinin bazıları mesela Chef, Özal döneminin insanlar üzerindeki etkisini anlatır. Kapıları Açmak, feleğin yolunu şaşırttığı insanların yollarını bulma mücadelesidir. Merhamet, vicdan, insanlık... İnsanın çeşit çeşit suretleri... Fakat hepsi bizim insanımızdır. Kutlu'nun eserlerinde trajedi nihayetinde kadere teslim olur. Belki onun en büyük ustalığı buradadır.

HALDEN ANLAMANIN HİKÂYESİNİ ÇEKİYORUZ ASLINDA

Ustanın pek çok etkileyici hikâyesi var. Onlar içinde Rüzgarlı Pazar'ı seçmenizin nedeni nedir?

Rüzgarlı Pazar bizi seçti diyelim. Yıllar önce kitabı okumuştum. Bazı yerlerinde gözlerim doldu, bazı yerlerinde şükrettirdi, bazı yerlerinde kendimi suçladım. Bunca yoksulluk varken gönül darlığı nasıl gidecekti? Hikâye bunu anlatıyor. Gönül darlığı yoksulluğa rağmen nasıl gideriliyor. Halden anlamayla. Biz bu halden anlamanın hikâyesini çekiyoruz aslında. İnsanlar, yoksula, kendisinden kötü olana artık bakmıyor. Çünkü ancak bildiğinin sorumluluğu yükleniyor gibi düşünüyor insan. Hâlbuki bilmek, aramak da bir sorumluluk. Belki hikâyeyi izleyenler bir yoksul evinin kapısını çalar, bir yetim başı okşar. Biraz bunun için bu hikâyeyi seçtik.

SİNEMATOGRAFİK ANLATIMI İŞİMİZİ KOLAYLAŞTIRDI

Senarist olarak bir Mustafa Kutlu hikâyesini ekrana uyarlamak nasıl bir tecrübe? Kolaylığı ya da zorlukları neler?

Mustafa Kutlu, sinematografik bir anlatıma sahiptir. Bu, sahneleri kurarken bizim işimiz çok kolaylaştırdı. Fakat dramayı farklı şekilde ele alır, Kutlu. Kötülük beklentisi diye bir şey vardır dramada. Mustafa Kutlu'nun hikâyelerinde de kötülük yapacak karakterler ortaya çıkar, bu beklenti de doğar. Karakter o imkâna da sahiptir. Fakat vicdan diye bir şey devreye girer. Bu Batı öykülerinde yoktur. Karakterin vicdanı ağır basar ve kötülükten vazgeçer ama bu sefer onu zorlayan daha da kötü hale düşüren başka bir durum ortaya çıkar. Batı'da yeni yeni böyle diziler de yazılmaya başlanıyor.

SENARYOYA KARIŞMAK İSTEMEDİ

Mustafa Kutlu'nun senarist kimliği de var, senaryo çalışılırken kendisi de dahil oldu mu sürece?

Mustafa Kutlu daha önce senaryolar yazmış. Dediğim gibi hikâyeleri de bir senaryo titizliğinde. Fakat Mustafa Kutlu bize güvendiğini söyledi ve senaryoya karışmak istemedi. Sanırım bu, senaryonun farklı bir formata sahip olmasını bilmesinden geliyor. Rüzgarlı Pazar bir atmosfer ve karakter hikayesidir. Olaylar bir çizgi üzerinde akmaz. Zaman zaman karakterlerin geçmişinden hikâyeler anlatılır. Biz o karakterlerle ilgili bazen küçük ayrıntıları bazen de büyük olayları aldık. Onları dramatik yapıya uyumlu hale getirdik. Sanırım en titizlendiğimiz kısım da burası oldu.

ÇOCUK OYUNCUMUZ İNANILMAZ OYNUYOR

Kadro çok güzel... İsimleri seçerken nelere dikkat ettiniz?

Her şeyden önce castı çok titizlikle yaptık. 11 yaşında Yozgat şivesiyle oynayacak bir çocuk oyuncumuz var. Yozgat'a ekipler gönderdik, ajanslardan yüzlerce oyuncu taradık. Sonunda Muğla'dan bir çocuk oyuncu bulduk. İnanılmaz oynuyor. Nimet ve Cesur görme engelli. Bu her oyuncunun kabul edebileceği altından kalkabileceği bir rol değil. Ayça Ayçin Turan ve Özgür Cem Tuğluk'un görüşmelerimizde titizlikle sorduğu sorular, hikâyeyi ve karakteri anlama kapasiteleri bizi çok etkiledi. Cast aşamasında zorlandık aynı zamanda. Çünkü oyuncular klasik drama anlatılarına alışık. Bu yüzden Rüzgarlı Pazar'ın farklılığını keşfedebilen oyuncularla çalıştık.

RÜZGARLI PAZAR VİCDANLARA CAN SUYU GİBİ GELECEK

Çekimler nasıl gidiyor?

Çekimler, çok şükür iyi gidiyor. Bizim teknik ekibimiz daha önce çalıştığımız arkadaşlarımızdan kurulu. Bütün ekip birbirini tanıyor ve uyum içerisinde. Oyuncularımız da bu samimiyeti görüyor, onlar da aynı şekilde o samimiyete dâhil oluyor.

Nasıl bir cümlesi olacak dizinin?

"Kemdürür yoksullukdan nicelerin varlığı/Bunca varlık var iken gitmez gönül darlığı" demiş Yunus Emre... Diyor ki pek çok insan için varlık sahibi olmak, yoksulluktan daha kötüdür. İnsanda bu kadar varlık varken, elbette gönül darlığı gitmez. Gönül sadeliğine erişmek isteyenler; israftan, açlıktan, yoksulluktan, ayrımcılıktan, ötekine bakmamaktan yana derdi olanlar Rüzgarlı Pazar'da çok şey bulacaklar. Hayat şartları olarak söylüyorum, bizden daha kötü şartlarda olanlara bakmamayı vicdanımızı susturmanın bir yolu olarak seçtik. Halbuki vicdan, vücut kelimesiyle aynı köktendir. Mevcut olmak da böyle... Yani vicdanı olan mevcut olur, var olur. Eğer var olmak istiyorsak vicdanımızı yaşatmalıyız. Rüzgarlı Pazar, vicdanlara can suyu gibi gelecek.