“Özgürlüğümü kısıtlamadan farklı teknikler ve disiplinler arasında seyahat ediyorum”

Başarılı sanatçı Zübeyde Çalışkan: “Ben sanatta keskin bir üslup olması gerektiğine inanmıyorum. Üslup, insanın mizacı ve ruhunun tezahürüyle ilgili. Resmin tuvale nasıl yansıyacağına o karar veriyor ve bu durum üsluptaki netliği daha flu bir hale getiriyor. O yüzden belirli bir disiplinle çalışmayı sevmiyorum, özgürlüğümü kısıtlamadan farklı teknikler ve disiplinler arasında seyahat ediyorum.”

ALİ DEMİRTAŞ

Sanatıyla ve kullandığı teknikle farklı ve özgün bir yerde duran, üslubunu tek bir çerçevede sınırlı tutmak yerine çeşitliliği tercih eden başarılı sanatçı Zübeyde Çalışkan, aksam.com.tr'den Ali Demirtaş'ın sorularını yanıtladı. Çalışkan, sanatına ve ilham kaynağına dair konuştu. Sohbetimize geçmeden önce gelin kendisini daha yakından tanıyalım: "Marmara Üniversitesi Sosyoloji Bölümü mezunuyum, 20 yılı aşkındır yağlı boya resim alanında çalışmalar yapıyorum. Birçok değerli hocadan yağlı boya ve çeşitli teknikler üzerine dersler aldım. Değerli Hocam Cemal Toy ile yollarımız kesiştiğinden beri onun atölyesinde çalışmalarıma devam ediyorum. Böylesi güzel bir atölyede çalışmak ve hocamızın fırçasının izinden gitmek benim için çok kıymetli."

BENİ RESME YÖNLENDİREN BABAM OLDU

Sanata ne zaman ve nasıl yöneldiniz?

5-6 yaşlarında, babamın yağlı boya eserlerinin olduğu bir defter bulmuştum. Beni ufak yaşta resim sevgisine yönlendiren, renklerin ve nesnelerin büyülü dünyasına sevk eden o oldu. Tabi bunu o yaşta anlamlandırmam pek mümkün değildi. Daha sonra 20'li yaşlara geldiğimde yapmak istediğim şeyin bu olduğuna emin oldum. Böylelikle dersler ve atölyeler başlamış oldu.

BELİRLİ BİR DİSİPLİNLE ÇALIŞMAYI SEVMİYORUM

Kendi sanat üslubunuzu nasıl yorumluyorsunuz?

Ben sanatta keskin bir üslup olması gerektiğine inanmıyorum. Üslup, insanın mizacı ve ruhunun tezahürüyle ilgili. Resmin tuvale nasıl yansıyacağına o karar veriyor ve bu durum üsluptaki netliği daha flu bir hale getiriyor. O yüzden belirli bir disiplinle çalışmayı sevmiyorum, özgürlüğümü kısıtlamadan farklı teknikler ve disiplinler arasında seyahat ediyorum. Daha çok karışık teknikte üretiyorum ama yağlı boya vazgeçilmezim. Yarı soyut ve yarı figüratif stilde eserler yorumlamayı seviyorum, balık en çok kullandığım figür diyebilirim. Hayvanlar ve insanları bir arada kullanmak bir nevi fantastik bir sanatı icra etmek gibi, beni bambaşka bir diyara götürüyor, örneğin son yaptığım 'Sirk Tablosu' gibi.

Bir eser üretirken hangi aşamalardan geçiyorsunuz?

Tek ritüelim kahvemi alıp tuvalin başına geçmek desem yanlış olmaz. Taslak hazırlama veya bir planlama asla yapmıyorum çünkü yapamıyorum. Kısıtlanmak ve belirli bir düzlemde gitmek ruhuma aykırı geliyor. O sebeple çok doğal bir süreçte eser kendiliğinden ortaya çıkıyor.

ŞU ARA BALIKLARDAN ÇOK İLHAM ALIYORUM

Nelerden ilham alırsınız?

Öncelikle değerli hocam Cemal Toy'dan bahsedeyim. Bilgeliği ve nezaketi ile sanatıma altın bir dokunuş yapan gerçek bir ilham kaynağı... Hayattan, insanlardan, hayvanlardan ama en çok duygulardan ilham alıyorum. Duyguların dışavurumundan, ironiden etkilenirim. Mesela bu ara balıklardan çok ilham alıyorum; onun akıntıdaki çaresizliği, bazen de akıntıya karşı gösterdiği cesaret bana inanılmaz metaforik geliyor. Yine son zamanlarda yaptığım balıklı bir çalışma olan 'Kısmet'te hem avcı hem av olmaları, kısmetin peşinde gitmeleri ve kendi aralarındaki hiyerarşi tablonun hikâyesine ilham oldu.

Eline yeni yeni fırça alanlara neler önerirsiniz?

Benim hocamdan öğrendiğim sebat ve sabır. Bence resme başlamanın spesifik bir sorusu yok, arzusu var. O yüzden bazen sorular cevapsız kaldığında yolda kendisine cevaplar bulabilir.

HAYALLERİME BİR ADIM DAHA YAKLAŞTIM

Gelecek plan ve projeleriniz nelerdir? Hayallerinizi bizimle paylaşır mısınız?

2024'te kendi atölyemi açarak hayallerime bir adım daha yaklaştım. Sanatla iç içe olmanın ve bu keyifli ortamda üretmenin değeri benim için paha biçilmez. Atölyede dersler ve workshoplar yapıyoruz; karşılıklı üretmek, yeni eserlerin doğuşuna şahit olmak hem bana hem atölyeme gelen öğrencilere ilham oluyor. Buna ilave olarak, benim de dahil olduğum Birlikte Sanat Derneği adlı bir oluşumumuz var. Tecrübeli ve genç sanatçılar olarak, sanatın iyileştirici gücünü kullanıp sanatı daha geniş kitlelere yaymayı; sanatla sosyal sorumluluğu birleştirerek ulusal ve uluslararası yardım projeleri geliştirmeyi amaçlıyoruz. Derneğimiz yurt dışı ve yurt içinde birçok ressam arkadaşımızın desteğiyle sergiler düzenliyor ve desteğe ihtiyacı olan insanlara sanat üzerinden ulaşmayı hedefliyor. Kişisel olarak sanatımda ilerleme hedefimin yanında bu oluşum üzerinden değer üreten bir sanatçı olmak da en büyük hayallerimden biri, umarım başarılı olurum.