MERVE YILMAZ ORUÇ
Son olarak Zembilli dizisinde Kadir rolünde ekranlarda izlediğimiz Özgür Cem Tuğluk, Rüzgarlı Pazar'da karşımıza Cesur olarak çıkıyor. TRT'nin uluslararası dijital platformu tabii ekranlarında yayınlanacak olan Rüzgarlı Pazar'ın setini ziyaret ettik. Dizinin başrol karakterlerinden Cesur'a hayat veren Özgür Cem Tuğluk ile çekimlerin nasıl geçtiğini ve rolünü konuştuk. Zembilli dizisinin final yapmasının ardından hemen Rüzgarlı Pazar'a dahil olan Tuğluk kısa bir hazırlık süreci geçirdiğini anlatıyor. Dizide görme engelli birine hayat veren Tuğluk, "Çok özel bir şey oynadığımın farkındayım. Ben zorlukları seven biriyimdir" dedi.
SENARYOYU OKUYUNCA "İŞTE BU" DEDİM
Hayırlı olsun Rüzgarlı Pazar... Bize bu hikâyede canlandırdığınız karakterden bahseder misiniz?
Cesur karakterine hayat veriyorum. Dizimizde iki tane görme engelli var. Biri Cesur, diğeri de Ayça Ayşin Turan'ın canlandırdığı Nimet. Cesur, ismi gibi cesur bir adam. Küçük yaşlarda görme engelli oluyor. Ailesini kaybediyor, sonra başka bir aile yanına gidiyor ama onları da bırakıyor. Aslında kendini arayan biri. Birçok şeyi terk etmesinin nedeni de bu zaten. Kendini ararken karşısına başka şeyler çıkıyor, hayatında kırılmalar oluyor. Ve bu durumlar Cesur'u başka yerlere götürüyor.
Daha önce engelli birini canlandırdınız mı? Bu nasıl bir tecrübeydi sizin için?
Gerçekten zordu aslında. Ama hiçbir şey kolay değil. Ve ben zorlukları seven biriyimdir. Bu rol için bana teklif geldiğinde Zembilli dizimiz devam ediyordu ama final olacağı belliydi. Çok keyifli bir işti benim için. O yüzden yeni gelen işten de aynı keyfi alabilecek miyim hemen adapte olabilecek miyim gibi bir tereddüt oldu en başta. Ama senaryoya bakıp karakteri okuyunca fikrim değişti. Senaryo çok iyi yazılmıştı, Cesur'un özel durumu ve yaşadığı o kırılmalar beni çok heyecanlandırdı. "İşte bu", dedim... Yönetmen ve senaristimiz ile konuştuğumda onlara da söyledim, şu an görece daha normlar içinde bir karakter gelseydi beni bu kadar ateşlemeyebilirdi. Hemen ben de dahil olmak istedim. Tabii diğer dizinin çekimleri olduğu için biraz hızlı oldu Rüzgarlı Pazar'a dâhil olma sürecim.
BUNU GERÇEKTEN UTANARAK SÖYLÜYORUM...
Peki bir hazırlık süreci geçirdiniz mi? Daha önce canlandırmadığınız bir rol...
Arkadaşlarımdan birkaç gün sonra sete çıktım. Hazırlık sürecim oldu. Görme engelliler okuluna gittim, üç ya da dört kere. Orada baston kullanmayı öğrendim, insanları gözlemleme şansım oldu. Oradaki hocalarımıza da çok teşekkür etmek isterim. Bizi gönülden sevdiler, sarıp sarmaladılar. Hatta son gidişimde sen de bizden biri oldun dediler. Keyifli idi orada olmak. Bir de Gayrettepe metrosu içinde Karanlıkta Diyalog adında bir deneyim yeri var. Görme engellileri anlayabilmek ve bir farkındalık oluşturmak adına çok güzel bir yer. Oraya Ayça ve yönetmenimiz ile gittik. İstanbul turu atıyorsun burada, tamamen karanlık bir ortam. Sonra ben tek başıma da gittim oraya. Bu farkındalığın oluşması için herkese tavsiye ederim. Bunu utanarak söylüyorum ama benim de böyle bir farkındalığım yoktu, Ama o ânı yaşadıktan sonra benim için hiçbir şey eskisi gibi değil. Çok farklı bir farkındalık oldu.
Çekimler nasıl gidiyor? Zorlandığınız sahneler oluyor mu?
Çekimler gayet keyifli. Zorlandığımız çekimler oldu. İlk günlerde, ilk sahnelerde... Karakteri ortaya çıkarma süreci, ilk sahneler genelde her yapımda önce zor olur. Sonra ise alıştık.
KİTABI ALIP HEMEN OKUDUM
Mustafa Kutlu eseri... Bildiğiniz bir isim miydi?
Mustafa Kutlu, bildiğim bir isimdi ama daha önce hiçbir kitabı ile temas etmemiştim. Senaryo geldiğinde hemen kitabı da gidip aldım. Okudum... Elbette kitapta yazılanla dizimiz yüzde yüz aynı olmaz. Kitabın dili çok samimi idi. Atmosferi etkileyiciydi. Tabii herkesin hayal dünyası çok farklı. O yüzden kitabı okuyan herkes farklı farklı hayal edebilir. Sete geldiğimde karşılaştığım ortam beni çok etkiledi. Çok başka hayal etmişlerdi. Dekorlar çok güzel, her şey yaşıyor gibi...
Kitabın samimi dili senaryoya da yansımış bence. Biz de elimizden geldiğince uyum sağlamaya çalışıyoruz. İlk defa bir edebiyat uyarlamasında yer alıyorum. Yazar ne hayal etti, okuyanlar ne hayal etti, biz nasıl bir hikâye ortaya koyacağız bunu bilmiyorum. Diziyi izleyince ben de bir okur olarak ne hissedeceğim merak ediyorum. Umarım beğenir herkes...
ÇOCUKLUĞUMA GERİ DÖNÜYORUM BURADA
Hikâye 2000'li yıllarda geçiyor. O dönemlerde yaşamak nasıl?
Ben 33 yaşındayım... 2000'ler benim çocukluğum. Daha önce de dönem işinde yer aldım ama bu yakın bir dönem ve benim en sevdiğim yıllar. Bence bizler çocukken bir rüya görürüz ve hayatımız onu aramakla geçer. Ve bu yıllar benim en mutlu olduğum zamanları bana hatırlatıyor. Çocukluğum mahallede geçti. Orada oyunlar oynardık. Burada da misketler görüyorum bizim Duran karakteri var, onunla misket oynuyoruz. Arada bisiklet biniyoruz. Çocukluğuma geri dönüyorum burada.
Kadro nasıl? Aradaki uyum...
Kadromuz çok iyi. Her zaman denk gelmiyor böyle iyi isimler. Doku da güzel tuttu. Çok keyifli gidiyor. Herkes elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyor. Benim hayranlık duyduğum, gençlik dönemlerimde izlediğim isimlerle aynı setteyim.
AYNI ROLLER BENİ ÇOK TATMİN ETMEZ
Bu rolün oyunculuk kariyerinize nasıl bir etkisi olacak sizce?
Çok özel bir şey oynadığımın farkındayım. Elimden geleni yapıyorum. Umarım insanlar beğenir. Ben genel olarak her zaman yaptığım işte en iyisi olması için uğraşıyorum. Takdir izleyicilerin.
Bu rol sizi epey heyecanlandırmış anladığım kadarıyla... Genel olarak dahil olacağınız projeler konusunda seçici misiniz? İstemediğiniz halde oynadığınız roller oldu mu?
Gelen rollerin beni zorlamasını çok isterim. Gelişmeye açık biriyim. Aynı roller beni çok tatmin etmez. Dene, yanıl, öğren benim mottom gibi... Elbette istemediğim hale oynadığım roller oldu. Her zaman tam istediğiniz gibi roller gelmiyor. Ama ben son yaptığım işlerde hep isteyerek yer aldım. Hislerine güvenen bir insanım. Hislerimle hareket eder ve genelde bazı şeyleri tam hesaplayamam ama hislerim yanıltmaz çoğu zaman. Kabul ettiğim işler çok başarılı olur, sezonlarca sürer gibi değil bu... İçinde keyif almaktan, mutlu olmaktan bahsediyorum. Bu da bana yetiyor.