Engelli çocukların annelerinden... Acı, sevgi, umut dolu sözler…

Türkiye Beyazay Derneği, AKM ev sahipliğinde anlamlı bir sergiye imza attı. Özel gereksinimli çocukların annelerinden toplanan mektuplar, Annelerin Kaleminden sergisinde buluştu. Annelerin yaşadıkları sıkıntılara rağmen umut ve sevgi dolu sözlerinin yer aldığı mektuplar, ziyaretçilerin ilgisine sunuldu.

MERVE YILMAZ ORUÇ

Türkiye Beyazay Derneği, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın destekleriyle Atatürk Kültür Merkezi'nde özel gereksinimli çocuklara sahip annelerin kaleme aldığı duygu yüklü mektuplardan oluşan anlamlı bir sergiye ev sahipliği yapıyor. Engelli bireylerin eğitim ve istihdam süreçlerine destek olmayı amaçlayan pek çok proje ve kampanyaya öncülük eden Türkiye Beyazay Derneği bu kez, Anneler Günü ve Engelliler Haftası kapsamında annelerin evlatlarına yazdığı mektuplar aracılığıyla sevgi, sabır, adanmışlık ve umut dolu bir dünyaya kapı aralıyor. Her bir mektup, bir annenin kalbinden dökülen tarifsiz sevgiyi ve birlikte verdikleri hayat mücadelesini yansıtıyor. "Annelerin Kaleminden" adlı sergiyi ziyaret etmek için bugün son gün.

Aksam.com.tr olarak biz de sergiyi ziyaret ettik. Mektupları bir bir gezdik... Kimimin çocuğu otizmli, kiminin down sendromlu kiminin ise görme engelli idi... Çocuklarıyla ilgili özel durumları ilk duyduklarında hepsi üzülmüştü ama anneliğin verdiği o güçle ayağa kalkmış ve çocukları için mücadeleye başlamışlardı. Hatta bu yolu yalnız yürüyen anneler bile vardı. Toplumda yaşadıkları zorlu süreçlere rağmen de yıkılmamıştı, bu anneler... Ve çocuklarını büyütmüşler... Hepsi kalpten sevmişler ve çocuklarına "İyi ki varsınız, iyi ki senin annenim" diyorlardı, yazdıkları satırda...

"ONLARIN YÜREKLERİNDEKİNİ BİLİP ÇÖZÜMLER ÜRETECEĞİZ"

Bu anlamdı sergiyi günün mimarı Türkiye Beyazay Derneği Genel Başkanı Lokman Ayva ile konuştuk. Serginin çıkış noktasını ve amacını anlatan Lokman Bey şunları aktardı: "Anneliğin fedakârlığı, sabrı, sevgisi ve hoşgörüsü sınırsızdır. Hele de özel bir çocuğa sahipseniz, bu bağ adanmışlık boyutuna ulaşır. Yurt içi ve yurt dışındaki şubelerimizin desteğiyle, özel çocuklara sahip annelerimiz evlatlarına içten mektuplar yazdı. Bu mektuplar yalnızca sözcüklerden ibaret değil; aynı zamanda derin bir sevgi, sabır ve dayanışma duygusunu da taşıyor. Mektup fikri şöyle çıktı ortaya, bir insanın kalbinde ne var içinde ne yaşıyor bunu biz bilemeyiz. Bilmeden de çözüm üretemeyiz. Engelli çocukların annelerinin yaşadıkları şeyler çok daha zor. Bu yüzden engelli çocuğu olan annelerden yüreklerinde ne hissediyorlarsa ne yaşıyorlarsa bizlere yazsınlar istedik. Böylece belki bunlara bir çözüm buluruz dedik. Bu annelerin anşılmasını istiyoruz. Çünkü toplumda zor şeyler yaşıyorlar. Mesela Yalova'da bir anne engelli çocuğu ile bindiği minübüsten şoför tarafından indiriliyor. Şoför, 'Senin çocuğun engelli, dışarı ne işin var?' diye soruyor. Bizi bu duruma getiren nedir? Yine yıllar önce İstanbul ve Ankara'da çocuğu engelli olduğu için evladı ile birlikte hayatına son veren annelerimiz oldu. Bu anneler ne yaşıyor da bunu yapıyor. Onları iyi anlamak ve sorunlarına çözüm bulmak istedik. Türkiye'nin her yerinden mektuplar topladık son birkaç ayda. Çocuklarına hitaben yazdılar bunları. Çok sayıda mektup geldi. Sergi kapsamında 76 tanesi sergileniyor. İçinden elemeler yaptık. Bu sergi ile biz dernek olarak onlarsa ne yapabiliriz, devlet neler yapabilir bunu sorgulamak istedik. Ayrıca buraya gelen ziyaretçiler içinde de bu mektuplarla alakalı daha fazla kitleye ulaşaması için başka şeyler planlayanlar olabilir. Mesela biz podcast yapacağız, ünlüler okuyacak mektupları. Belki bir tiyatro, sinema yapmak isteyen olur. Bu annelerin yaşadıklarını ne kadar çok kişiye ulaştırırsak o kadar yanlışlarımızı göreceğiz, yaşadıkları sorunlara dikkat çekip, çözümler üretebileceğiz."

"SEN BENİM EN BÜYÜK SINAVIM VE EN BÜYÜK İLHAM KAYNAĞIMSIN..."

İşte o mektuptaki satırlardan bazıları:

"... Ne yapacağız? Diye kafamda deli sorular, kalbimizde tarifsiz bir acı ile başladı yolculuğumuz. Ama acıların, korkuların, endişelerin içinden hep sevgiyle yürüdük Yiğit'im sayesinde..."

"... Ben yaşadıkça ellerini bırakmayacağım. Sen benim gökkuşağımsın, canımsın. İyi ki doğmuşsun... İyi ki varsın, seni çok seven annen..."

"... Bir hafta boyunca ağladım. Üzülmemin Çağatay'a bir faydası olmayacaktı. Bir an önce toparlanmaya karar verdim... Bu sürecin başlamasıyla babası da bizi yalnız bıraktı. Ve hayat bizim için yeniden şekillenmeye başladı. O gün sımsıkı tuttuğum o eli çok şükür bırakmadım ve bırakmayacağım..."

"...Sen benim kalbimin en güzel köşesisin. Seninle hayatımın rengi değişti, seninle yeniden doğdum ben... Sen benim en büyük sınavım aynı zamanda en büyük ilham kaynağımsın..."