MERVE YILMAZ ORUÇ
"Bir gemi geçer yelkenli, evim yuvam nerede benim" sözleri, ritmiyle beraber dün akşamdan beri kulaklarımda... Bu sözler nerede geçiyor diye aklınıza gelmiş olabilir, Müfettişler tiyatro oyununda. Dün Fişekhane'de gerçekleşen galada Melih Cevdet Anday'ın kaleminden çıkan Müfettişler oyununu izledik. Türk şiirinin ve edebiyatının en önemli isimlerinden Anday'ın 1972 yılında yazdığı ölümsüz eserinden uyarlanan bu benzersiz yapım, Tiyatro.iN kurucusu Engin Hepileri'nin yönetmenliğinde ve Kenan Doğulu'nun müzikleri eşliğinde sahneye taşındı. Aslıhan Gürbüz, Erkan Kolçak Köstendil, Kadir Çermik ve Burak Altay gibi usta oyuncuların yer aldığı oyun, sanat ve teknolojiyi bir araya getiren özgün sahne tasarımıyla büyük beğeni topladı. Uzun zamandır bu kadar ışıkları, müzikleri ve oyuncuları ile harmanlanmış hareketli bir oyun izlememiştim. Aslıhan Gürbüz ve Erkan Kolçak Köstendil rollerine çok iyi hazırlanmış. Kadir Çermik ve Burak Altay ise birbirileri ile çok uyumluydu. Aynı anda şapka çıkarmaları, yürümeleri, oturmaları aralarındaki o ritim harikaydı kesinlikle. Bu güzel oyunculara bir de sahnedeki ışık ve müzikler de eşlik edince ortaya güzel bir iş çıkmış. Bütün ekibi tebrik etmek lazım. Türkiye'nin ilk Dinamik LED Aydınlatmalı tiyatro oyunun ışık ve dekor tasarımında Cem Yılmazer imzası yer alırken, Çevren Günger'in çizimleri ve realizasyonu ise oyundaki kostümlere adeta can katmış. Fotoğraflar ise Büşra Şengül'ün kadrajından sanatseverlerle buluştu.
Oyundan önce bir araya geldiğimiz Engin Hepileri ile Müfettişler üzerine hasbihal ettik.
Melih Cevdet Anday'ın eserlerini tiyatro sahnesine taşımaya devam ediyorsunuz... Daha önce Mikado'nun Çöpleri şimdi Müfettişler... Anday'ın sizdeki yeri nedir?
Konservatuvarda okurken de Melih Cevdet Anday metinleri üzerine çalışmıştım. Hatta Yıldız Kenter ile birlikte Dikkat Köpek Var oyununu yapmıştım, öğrenciyken. O günden beri Melih Cevdet Anday'ı okurum, bilirim ve öğrenmeye çalışırım. İstanbul Tiyatro Festivali için Mehmet Birkiye ile bir oyun yapalım diye konuştuğumuzda bize ait olan bir metni çalışalım dedim. Aslında uzun zamandır modern ve yeni metinler peşindeyim. Dünyada neler yapılıyor onları takip ediyorum sahnelemeye çalışıyorum. Ancak böyle tozlanmış raflarda duran maalesef değerini hala anlayamadığımız Türk edebiyatında çok kıymetli eserler de var. Bunlardan biri de Müfettişler. O yüzden bizden bir şey yapmak istedim. Bunu oyuncu arkadaşlarıma, ekibime ve hocalarıma söylediğimde herkes destek verdi. Ben de bu oyunu sahneye taşıdım. Prömiyerimiz de tiyatro festivali kapsamında yapıldı.
Daha önce de sahnelenen bir oyun. Engin Hepileri nasıl bir dokunuş kattı Müfettişler'e?
1972 yılında yazılan bir oyun olduğu için birçok kez sahnelendi. Umarım güzel olmuştur, izlemek lazım tabii. Kendi tiyatro anlayışıma uygun bir bakış açısı katmaya çalıştım. Ben daha günümüzü yakalayan, ışıklandırma ve dekor anlamda modern dokunuşlar yapmayı, teknik detaylardan yararlanmayı severim. Ama burada atlamadığımız bir nokta var. Oyunun, özüne, sözüne ve ne demek istediğine dokunmadık. İçerikten vazgeçmiyorum hiçbir zaman. Bir kelimesinin bile değişmesine izin vermiyorum. Oyuncuların, seyircilere metni iyi iletmesi için elimden geleni yapıyorum. Ama onun dışında estetik olarak süslüyorum.
Kadro çok güzel... Bir araya nasıl geldiğiniz? Ne kadar sürede çıktı bu oyun?
Evet, oyuncularımızın hepsi kıymetli ve benim arkadaşlarım. Erkan'a bir şeyler yapalım dediğimde heyecanla kabul etti. Sonra Aslıhan ile konuştuk. Onunla da zaten yıllar önce Kenter Tiyatrosu'nda çalışmıştık. Hakan ile dostluğumuz 20 yıl öncesine dayanıyor. Sonra Kadir ile konuştuk o da kabul etti. Biz zaten toplanması çok zor olmayan bir ekiptik. Aynı işleri yapan ve aynı rüyayı gören bir kadroyuz. Provalar, 2 buçuk ay sürdü. Ama benim çalışma sürecim 5 ayda tamamlandı.
Zorlandığınız kısımlar oldu mu?
Zorlandığımız anlar oldu elbette. Çünkü çok özel bir metin. Uyumsuz tiyatronun başlangıcı bu oyundur. Melih Cevdet Anday, yazının ritmi olduğundan bahseder. Ve aynı zamanda bir şair kendisi bunan dolayı da tiyatro metinlerini farklı yazmıştır. Birbirinden uyumsuz anlamları birbirine bağlayarak kaleme almış. Ve bazı noktaları da seyircinin hayal gücüne bırakmış. Biz de Anday'ın bu titiz çalışmasını bozmadan aynı şekilde davranarak tırnak içinde zor olan metni kolaylaştırıp seyirciyle buluşturduk. Tabii biz de seyircinin katkı sağlamasını düşünerek çalıştık.
Oyun neyin altını çiziyor?
Dönemi itibariyle toplumsal gerçekçi bir oyun. Ülkemizin bugün içinde olduğu duruma bakınca aslında bu şartların ve belli zorlukların 1970'lerde de olduğunu görüyoruz. Bizim derdimiz biraz da yakın tarihimizi hatırlamak ve unutmamak. Oyunda belleğimizi kaybedersek nasıl yaşarız vurgusu yapılıyor. Bu nokta bizim için önemliydi. Belleğimizi kaybetmememiz lazım ki geleceği daha iyi inşa edelim. Türk edebiyatının gerçekten çok önemli bir oyunu. İçindeki pek çok mesajı, sözü ve umuduyla önümüzdeki yıllar için güzel şeyler işaret ediyor. Özellikle insanın içindeki umudun yeniden harekete geçmesi konusundan bahsediyor. Bugün ben de sahnede olmak isterdim aslında ama hem yönetmek hem sahnede olmak zor.
Farklı bir ışıklandırma var oyunda. Bundan da bahseder misiniz?
Dinamik LED dediğimiz bir aydınlatma kullandık. Işık konusunda Signify bize sponsor oldu. Tabii bizim normal tiyatro spotlarımız olacak ama oyunda farklı anlarda kullanılan ışıklandırmalar var. İlk kez böyle bir şey kullanılıyor. Dediğim gibi biz tiyatroda farklı sahneleme biçimlerini seven bir ekibimiz. Işık tiyatronun en önemli ekiplerinden biri. Sahnemize yepyeni bir enerji ve ışık kattı. Signify'in desteğiyle, sahnede yarattığımız dünyayı izleyicilerimize daha da etkileyici bir şekilde sunabiliyoruz. Bu aydınlatma yolculuğunda ışığımızın daha da parlayacağına ve izleyicilerimize unutulmaz anlar yaşatmaya devam edeceğimize inanıyorum.
Son olarak Kenan Doğulu'dan bahsedelim. Tiyatro için müzikler hazırladığını bilmiyorduk.
Yine bizim oyunlarımızdan Kim Bu Ben? adlı tiyatromuzun müziklerini de Kenan Doğulu hazırlamıştı. Sağ olsun bizi her zaman destekledi. Bu oyun için de yanımızda oldu. Metnin ruhuna uygun çok güzel bir müzik çıktı ortaya. Oyunda ara ara duyacaksınız hep. Çok şanlıyız, Türkiye'nin en önemli sanatçılarından biri ile çalıştık.