TM Dijital Haber Merkezi
Yazara göre askeri diplomasinin devletler arası yakınlaşma stratejisinin bir parçası olarak kullanılması ve bu stratejinin kârlı silah anlaşmalarıyla takviye edilmesi Sultan II. Abdülhamid’in Almanya ile kurmaya çalıştığı yakın ilişkilerin en temel karakteri olmuştur.
Şansölye Bismarck, Kayser II. Wilhelm, Osmanlı ordusunda görevli Alman askeri danışmanlar, özellikle Goltz Paşa gibi kişilerin Alman tarzı silah ticaretine etkisini ortaya çıkararak Almanya ve Osmanlı ilişkileri açısından silah ticareti ile dış politika ilişkilerini inceleyen kitap, iki ülke arasında gerçekleşen silah ticaretini belgelerle açıklıyor.
“Osmanlı hükümeti ile Mauser Şirketi arasında imzalanan sözleşmenin zamanlaması da dikkat çekicidir. Rusya-Avusturya geriliminin ‘şark meselesi’ yüzünden zirveye ulaştığı bir dönemde, Alman yapımı yeni silahlarla Osmanlı Ordusu’nu donatmak aynı zamanda Rusya’ya siyasi bir mesaj vermek anlamına da geliyordu. Kössler’e göre Bismarck, Osmanlı İmparatorluğu’na verdiği açıktan destekle, muhtemel bir Rus tehlikesine karşı Sultan’la yakın ilişkiler kurarak, askeri danışmanlar göndererek ve silah tedarik ederek karşı çıkabileceğini göstermeyi amaçlıyordu.”
Kitaba göre 19. yüzyıl ortalarına kadar savunma teçhizatı alanında kendi kendine yeterli olan Osmanlı İmparatorluğu, bu yüzyılın son çeyreğine gelindiğinde üretim ve rekabet edebilirlik kabiliyetini yitirmiş ve silah üreticisi devletlerin iktisadi, siyasi ve askeri nüfus mücadelesine giriştikleri bir silah pazarı haline gelmiştir.
“25 Nisan 1885’te Sultan II. Abdülhamid Krupp Şirketi’ne verilmesi konuşulan 922,600 mark değerindeki siparişini iki katına çıkararak 12, 15 ve 21 cm çapında 20’şer adet olmak üzere 60 havan topu, 2 bin 400 adet gülle ve 3 bin adet top kapsülü istediğini rapor ediyordu.”
Sultan Abdülhamid, saltanatı boyunca Osmanlı ordusunu yenilemeye çalışmış ve Alman silah firmalarının pazarına girmeye başlamıştır. Yazara göre, Almanya’nın Osmanlı pazarındaki siyasi ve iktisadi amaçlarını gerçekleştirmeye çalışmasında ticari ajanlık rolü yapan Krupp ve Mauser başta olmak üzere Alman silah firmaların Almanya’nın Osmanlı’ya yönelik uyguladığı yayılımcı stratejinin öncü kuvvetleri olarak tanımlanmaktadır.
Sultan Abdülhamid’den I. Dünya Savaşı’na kadar Osmanlı sanayisi ve silah ticareti üzerine okuma yapmak isteyenler için “Büyük Savaşın Kara Kutusu II. Abdülhamid’den I. Dünya Savaşı’na Osmanlı Silah Pazarının Perde Arkası” yararlı olacaktır.