Osman Efendioğlu: Atma Türkü milli kültür, bu geleneğe sahip çıkılmalı

“Atma türkü Doğu Karadeniz'de düğünlerde, şenliklerde halkın en büyük eğlencelerinden biriydi. Bu önemli ve milli geleneğin ustaları azaldı, yenileri de yetişmiyor. Kültür Bakanlığı eliyle bu geleneğe sahip çıkılmalı. Yerel sanatçılar da sahnelerinde bu eski geleneğe yer vermeli, yoksa bu önemli kültür yok olacak.”

DURSUN TOPÇU

'Laf Atma Sanatı' olarak da bilinen Atma Türkü geleneği, çoğunlukla karşıdaki rakibini kızdırmaya çalışmak, söylemek istemediği duygularını dillendirmeye mecbur bırakmak, hatta alay etmek, açık aramak ve sonuçta da dinleyiciyi eğlendirmek olarak tarif edilebilir.

Bu Karadeniz geleneğinin en büyük ustası, bugün 91 yaşında olan Osman Efendioğlu. UNESCO tarafından verilen "Yaşayan İnsan Hazineleri, Geleceğe Aktarılan Mirasın Temsilcileri" ödülü sahibi Osman Efendioğlu ile Rize'nin Salarha Beldesi'nde bir araya geldik. Rize'nin meşhur atma türkü ustasına bölgede Osman Dayı diye hitap ediliyor. Yaşını sık sık hatırlatsa da pırıl pırıl bir hafızaya sahip. Bir çay söyledikten sonra "Madem zahmet ettin buralara kadar geldin, sor ne soracaksan" dedi.

ATMA TÜRKÜYÜ BİR DE SİZ TARİF EDER MİSİNİZ?

Türk'ün milli kültürünün en önemli değerlerinden olan atma türkü iki kişi arasındaki söz düellosudur. Atma Türkü geleneğinde yakıştırmalar hoşgörüyle karşılanır, alınmak, küsmek ya da kızmak olmaz. Atma türküde şair genellikle 7'li hece ölçüsünde, 4 mısrayı geçmeyecek cümleler kurar. Usta çırak ilişkisi bu geleneğin içinde önemli bir yere sahiptir.

ATMA TÜRKÜ İCRACISI NASIL OLUNUR?

Öğrenmenin üç yolu var değil mi? Okuyarak, dinleyerek ya da görerek öğrenilir. Ama atma türkü ne okuyarak ne de görerek öğrenilir. Atma türkü dinleyerek öğrenilir, dinleyerek zenginleştirilir. Ama sanatçının hazır cevap olması ve tabi kafiye bilgisi olmazsa olmazıdır.

BİR ÖRNEK VERİR MİSİNİZ?

Atma türkü icracısı her söz ve eşyanın üzerine türkü söyleyebilendir. Bu bir göz rengi de olur, kolundaki bir saat ya da karşındaki kişinin kurduğu bir cümle olur, fark etmez. Bu işi severek yapmak gerekiyor. Ben severek yaptım. 80 yıl önceki türküleri hatırlıyorum. Necip Fazıl'ın Sakarya şiirini bir tek dinleyişimde ezberledim.

BU KÜLTÜRÜN KARADENİZ'DE BİTTİĞİNİ DÜŞÜNÜYOR MUSUNUZ?

Zamanın Rize Kültür İl Müdürü Orhan Naci Ak Trabzon'u da içine alacak şekilde bir Atma Türkü Yarışması düzenledi. 105 kişi davet edildi. İlk elemede 65 kişi kaldık. Daha sonraki elemelerle 30'a, daha sonra ise bu sayı 4'e kadar indi. Bir gün dinlenmenin ardından dört kişi yarıştık. Ben birinci oldum. Bu anlattığım olay 30 yıl önceydi. Ve yarışmaya katılım 105 diyorum. Bugün ise 10 kişiyi geçmez. Eskiden kızlar bile Atma Türkü söylerdi. Ablalarım vardı mesela, çok iyi Atma Türkü söylerlerdi.

BUGÜN ATMA TÜRKÜNÜN EN İYİ TEMSİLCİSİ KİM?

Günümüzde atma türkü derler ama nasıl derler. Bak, rahmetli Ahmet Çakar, atma türkü için çok iyi bir kumaştı. Rahmetli olduğu için benden de iyi diyebilirim. Beni geçecek bir isim vardı ise oydu. Onu da televizyona çıkartan, Türkiye'ye tanıtan benim. Neden günümüzde atma türkü ve atma türkü sanatçısı yok denecek kadar az, çünkü bugün düğün salonları var. Salonlar türküleri bitirdi, öldürdü. Hep aynı türde, aynı müzikler yapılıyor.

ATMA TÜRKÜ SÖYLESENDE OLMASI GEREKEN ÖZELLİK NEDİR?

Edep kardeşim edep, türkü söyleyen edepli olacak. Belki de bu kadar sevenimizin olmasının bir nedeni de budur. Ben 70 yılı aşkın süredir türkü söylerim. Bir kişinin saçına, gözüne kaşına şarkı söylerim ama küfür, hakaret içeren, karşımdakini incitecek türkü seslendirmedim. 30 yıl televizyonlara çıktım. Başta TRT, televizyonlarda üslupta daha büyük bir hassasiyet gerekiyordu. Programlarımız en çok seyredilen oldu yıllarca. Demek ki alıcısı da var.

BU KÜLTÜR YOK OLUYOR DENİLİYOR, KATILIYOR MUSUNUZ?

Evet, atma türkü uzunca yıllar Karadeniz'de olmazsa olmaz büyük bir eğlenceydi. Ama eğitici tarafı da var. Ben söylerken sen, sen söylerken ben öğreniyorum. İkimizden de dinleyici öğreniyor. Eskiden düğünler türkü olmadan kurulmazdı. Asker uğurlamanın, yayla şenliklerinin olmazsa olmazıydı. Maalesef Atma Türkü Rize'de bitmek üzere. Devlet, Kültür Bakanlığı eliyle bu geleneğe sahip çıkmalı. Burada yerel sanatçılara da büyük iş düşüyor. Onlar da hep aynı türküleri seslendireceğine atma türkülere yer vermeli.

RAKİP NASIL OLMALI?

Bak bu güzel soru, atma türkü icracısı için rakip çok önemlidir. Rakibiniz varsa, rakibiniz iyi ise kendinizi güncel tutmak zorundasınız. İyi rakip türküyü, türkü söyleyeni zenginleştirir. Günümüzde bu da yok.

ARŞİVİNİZ VAR MI?

Ah bu benim çok büyük bir hatam. Yazılı notlarım, şiirlerim, türkülerimin yazılı olduğu defterler vardı, isteyenlere verdim. Alanlar bir daha geri getirmedi. Arşivimin olmaması benim en büyük kaybım. Çünkü geriye dönük bir arşiv çıkarmak da mümkün değil. Ben kaçırdım bu fırsatı.

ATMA TÜRKÜ'DE RİZLİLER Mİ, TRABZONLULAR MI DAHA İYİ?

Trabzon ile Rize arasında atma türküde ciddi bir rekabet var. Alınmasınlar ama benim olduğum yerde Trabzonlular atma türkü söyleyemez. Rizeliler bu kültürde her zaman daha önde olmuştur. Mesela Beni de Trabzon'a çağırmazlar türkü söylemem için. Biz ezberlediğimiz şeyleri söylemeyiz. Biz çağırdığımız yerde gördüklerimizi, duyduklarımızı şiirselleştirerek söyleriz.

BU GELENEĞİN UZUN YILLAR BAYRAKTARLIĞINI YAPTINIZ, PARA KAZANDINIZ MI?

Toplantı, düğün, şenlik ya da eğlencelere çağrıldığımızda bir fiyat konuşmazdık. Verirlerse alırdık, vermezlerse de sorun etmezdik. Bir fiyatı olmaz türkücünün. Takdir meselesidir. Ama şunu söyleyebilirim ki uzun yıllardır para da almıyorum.

ÇOK DAVET ALDINIZ MI?

81 ili gördüm diyebilirim. Belki bu da türkülerimizi zenginleştirdi. Ben nereye gidersem orası susar.

BUGÜN SİZİ EN ÇOK NE MUTLU EDİYOR?

Karadeniz'de herkesin beni tanıması benim için büyük onur. Bu, beni fazlasıyla memnun ediyor. Bugün bile "Biz Osman Dayı'yı görmek istiyoruz" diyerek yaşadığım bu köye geliyor insanlar. Sağ olsunlar.

SON OLARAK NE SÖYLEMEK İSTERSİNİZ?

Eskiden her köyün atma türkü şairi vardı, bugün yok. Atma türkü kültürünün kaybolmaması için kalıcı tedbirler alınmalı. Bir de gençliğin elinden şu telefon alınmalı. Biliyor musun, bu beni üzüyor. Çocukları, gençleri görüyorum, ellerinden telefonu düşürmüyorlar. İnsanoğlu için zaman çok değerli, bunu da 91 yaşındaki ben söylüyorum dikkat et.

ERDOĞAN'IN ELİNDEN ÖDÜL ALMAK BENİ ÇOK MUTLU ETTİ

"2015 yılında Cumhurbaşkanlığı'ndan telefon ettiler bana, Ankara'dan. Ben bir ödül alacağımı bilmiyordum. "Ne zaman Ankara'ya gelebilirsin" diye sordular. "Siz ne zaman isterseniz gelirim" dedim. İki gün sonra telefon açıp "Yarın gelebilir misiniz?" dediler. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atma Türkü Geleneğinde 'Yaşayan İnsan Hazinesi' ödülünü verdikten sonra, Rize şivesiyle "Milli Şair Osman Efendioğlu bize bir türkü söylemeyecek misin?" diye sordu. Rahmetli Ahmet Çakar ile "Külliyede açıldı 15 Temmuz davası / Belasını bulacak FETO'su, PKK'sı / Çok yakında kopacak FETO'ların kafası / Ha bu mübarek vatan ecdadımın mirası / Reisim üstünüzde Allah'ımın duası / Mukaddes vatanımı kullanamaz başkası" türküsünü söyledik. Salondakilerden büyük de alkış aldık. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın elinden ödül almak, tebrik edilmek beni çok mutlu etti. Onunla konuşmak başka, yanına gitmek ise bambaşka bir duygu. Bu uzun ömrümde bu kadar mutlu olduğumu hatırlamıyorum.''

14 YAŞINDA TÜYLÜOĞLU MEHMET ALİ İLE ATIŞTIM

Dönemin en büyük atma türkücüsü Tüylüoğlu Mehmet Ali bir bizim köye düğüne geldi. 'Bu köyde türkücü var mı?'' diye sorunca, beni köyde tanıyan bir büyüğüm benden söz ederek "Düğüne çağırayım mı?" diye sorar, o da "Gelsin" der. Ben daha 14 yaşındayım o zaman. Gittim ve girdim horona, tam ilk dönüşü yapacağım aramızda şöyle bir atışma geçti: Hırsımı alacağım bu gelen ufaklıktan/Ufaklık değilim ki, delikanlıyım çoktan/Gelirken tabancamı düşürdüm kabalaktan/Olmaya sattın onu, darlandun nakittan/Yayladan geliyorken gece idi vakittan/Elinde ışık diye ne var idi yakıttan/Ay ışığı var idi gelirdim mehtaplıktan/Selamsız nasıl geldin ormanlık, kayalıktan/Köpeklerim yolu biliyordu, korudu beni kurttan/Satsan bu koyunları kurtulsan çobanlıktan/Torun onu edemem geliyor ağalıktan/Ayağına bakmadın yama düştü çarıktan/Evimize gel de bak, höşmerimiz kaymaktan/Anladım onu zaten, elini yalamaktan/Gel sana yediririm tadı çıkmaz damaktan/Alışmayayım ölürüm susamaktan/Su içiririm sana, akar bizim oluktan/Bizimki de akardı bu yıl kesti kuraktan/Gidip bir baksan ona, belki kaçırır alttan/Şimdilik ihtiyacı görüyoruz ırmaktan. Tüylüoğlu Mehmet Ali, atışma sonrası beni tebrik etti. Bu buluşma aynı zamanda Atma Türkü'ye başlamama da vesile oldu.