Ne olursan ol Konya'ya gel!

Konya, ruhani yönüyle her milletten insanı kendisine çekiyor ancak bu şehir, Çatalhöyük'e dayanan köklü tarihi, harika doğası ve birbirinden güzel lezzetleriyle fazlasını da sunuyor.

SERDAR SAĞLAM

Konya ile Mevlana neredeyse eşanlamlı hale gelmiş isimler. Mevlana, evrensel felsefesiyle dünya genelinde ilgi gören bir isim ve bu anlamda Konya'dan daha "büyük" olduğunu söylemek yanlış olmaz. Konya'ya yolunuz düştüğünde Mevlana Müzesi'ni mutlaka ziyaret edip orada yaşam bulmuş felsefeyi anlamalısınız. Fakat benim bu yazıdaki amacım bu kentin az vurgu yapılan özelliklerine dikkat çekmek. Burada herkes için çok fazla gezme sebebi var.

ÇATALHÖYÜK'TE YENİ BULGULAR

Öncelikle Konya'nın tam bir tarih şehri, hatta medeniyetin beşiği olarak anabileceğimiz yerlerden biri olduğunu altını çizerek vurgulamamız gerekiyor. Konya gezimiz sırasında Çatalhöyük'te zaman geçirme ve arkeolojik kazı başkanı Doç. Dr. Ali Umut Türkcan ile sohbet etme şansımız oldu. Çatalhöyük insanlık tarihinin bilinen ilk metropolü. M.Ö. 7400 yıllarına tarihlenen Çatalhöyük Neolitik Kenti, insanların burada toplanıp Avrupa'ya doğru yol aldığı yer olması bakımından Avrupa medeniyetinin de öncüsü konumunda. Kentin önemli ölçüde korunmuş olduğunu bize anlatan Türkcan, son dönemde yaptıkları kazılarda yeni bir mahalle bulduklarını da duyurdu. Çatalhöyük evleri birbirine bitişik kutular şeklinde ve kapıları yok. Tavanda açılmış bir delikten evlere giriliyor. Türkcan, yeni kazılarda sokakların da ortaya çıkabileceğini ifade ederek, "Bu kadar büyük bir yerleşkede sokaksız bir yaşam alanı olması imkansız. Belli dönemlerde 5 bin ila 10 bin kişilik nüfus burada yaşadı" diyor. Sadece yüzde 6'sı kazılmış durumda olan Çatalhöyük şu anki haliyle bile çok anlamlı ve büyüleyici. İnsanlığın bilinen en eski büyük kentini görmek için mutkala Çatalhöyük'ü ziyaret etmelisiniz. Burası, Göbeklitepe ile birlikte insanlığın geçmişine ışık tutan iki dev merkezden birisi.

SİLLE'DE 'KUTSAL' TARİH

5 bin yıllık tarihi Sille Köyü çok önemli Aya Elena Kilisesi'ne ev sahipliği yapıyor. Bizans'ın kurucusu kabul edilen Büyük Constantin'in annesi Elena, 327 yılında hac için Kudüs'e giderken Konya'da Hıristiyanlara ait ilk oyma mabedleri görerek, buraya yapı şeklinde bir kilise inşa ettirmeye karar vermiş. Bu binanın inşa edilmiş ilk kilise olma ihtimali de oldukça yüksek.

EŞREFOĞLU CAMİİ BÜYÜLÜYOR

Sadece kiliseler değil Selçuklu döneminden kalma tarihi ruhunu koruyan camiler de ilginizi çekecektir. Özellikle Beyşehir'de bulunan Eşrefoğlu Camii görmeye değer. Burası Anadolu'daki ahşap direkli camilerin hem en orijinali hem de en büyüğü olması bakımından önemli. 1296-1299 yılları arasında Eşrefoğlu Emir Süleyman Bey tarafından inşa ettirilen caminin tam ortasında çok geniş bir çukur inşa edilmiş. UNESCO tarafından Dünya Mirası Geçici Listesi'ne de alınan mekan bitişiğindeki hamam ve kervansaray ile birlikte külliye olarak tasarlanmış. Konya'da daha pek çok tarihi mekan bulunuyor.

Çatalhöyük arkeolojik kazı başkanı Doç. Dr. Ali Umut Türkcan bize alandaki son bulguları anlattı.

Beyşehir Gölü Nilüfer Bahçesi, büyüleyici manzarasıyla gezginlerin ilgi çekiyor.

DOĞA SPORLARI İÇİN BOLCA ALTERNATİF VAR

Aktivite arayanların da pişman olmayacağı bir yer Konya. Bu kadar geniş bir coğrafya olunca doğa sporları ve aktiviteleri için de bolca alternatif oluyor. Şelaler ve mağaralarla dolu, dağların yamaçlarında gezdiğiniz onlarca trekking rotası Konya sınırları içinde yer alıyor. Off-road, bisiklet, rafting, yamaç paraşütü gibi aktiviteler için de harika rotalar var. Instagram'dan Mustafa Büyükkafalı'ya ulaşıp Konya'da neler yapabileceğiniz bir de ondan dinleyin derim. Plaj severler içinse Beyşehir Gölü'ndeki şahane kumsala sahip Karaburun Plajı'nı önereyim. Burayı görünce oldukça şaşıracaksınız.

BURASI KESİNLİKLE BİR GASTRONOMİ KENTİ

Konya'nın bir diğer önemli özelliği bir gastronomi kenti olması.Konya mutfağının Türkiye'nin en kendine has mutfaklarından biri olduğunu ve buradaki farklı lezzetlerle mest olacağınızı abartmadan söylüyorum. Konya etli ekmekle anılır. Fakat burada etli ekmeğin dışında hiç bamya sevmeyen benim gibi birinin bile bayılarak içtiği bamya çorbası var. Harika bir çorba. Et yemeklerinin her biri ayrı lezzetli. Özellikle tirit muhteşem. Et severler Konya'da bayram edecek.