ali demirtas
Osmanlı İmparatorluğu'nun en görkemli döneminde, Kanuni Sultan Süleyman'ın emriyle inşa edilen Süleymaniye Camii, Mimar Sinan'ın ustalık dönemi eseridir. 1551-1557 yılları arasında inşa edilen camii, yalnızca bir ibadet mekânı değil, aynı zamanda medrese, kütüphane, hamam ve darüşşifadan oluşan büyük bir külliyenin merkezidir. Süleymaniye Camii, klasik Osmanlı mimarisinin en etkileyici örneklerinden biri, bir medeniyetin mühürlenmiş simgesidir. Caminin ana kubbesi, iç mekânın akustik harikasıdır, ışığın büyüleyici kullanımı ile görenleri kendine hayran bırakır.
Dört fil ayağı üzerine oturan caminin kubbesi 53 metre yüksekliğindedir. Yapının dört minaresi, yaşamış dört büyük hükümdar; fatih sultan Mehmet, II. Bayezid, Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman'ı simgeler. Minarelerdeki on şerefe ise Kanuni Sultan Süleyman'ın Osmanlı'nın onuncu padişahı olduğunu ifade eder. Bu ince düşünce, Osmanlı mimarisinin yalnızca estetik değil, aynı zamanda derin bir anlam taşıdığını da gözler önüne serer.
YANKIYI EN AZA İNDİREN ÖZEL KUBBE TASARIMI
Mimar Sinan, Süleymaniye Camii'nde akustik, ışık ve hava dolaşımı gibi mühendislik harikalarını ustalıkla işlemiştir. Caminin iç mekânında yankıyı en aza indiren özel kubbe tasarımı, içerideki sesin her noktaya eşit şekilde yayılmasını sağlar. Ayrıca, kandillerin isinden oluşan dumanların cami içinde birikmesini önlemek için merkezi bir is odası tasarlanmış ve buradan toplanan is, mürekkep yapımında kullanılmıştır. Bu detay, Osmanlı döneminde bilimin ve sanatın nasıl iç içe geçtiğini gösteren harika bir örnektir. Camideki mermer işlemeleri, zarif çiniler ve incelikle işlenmiş hat sanatı, caminin her köşesinde Osmanlı'nın inceliklerini yansıtır.
Cami avlusunda dikdörtgen şeklinde bir şadırvan bulunmaktadır. Süleymaniye Camii'nin bahçesinde, kanuni sultan Süleyman ve eşi Hürrem Sultan'ın türbeleri yer alır. Bu türbeler, Osmanlı'nın en kudretli hükümdarlarından birinin ve onun yanında tarihe damga vuran bir sultanın ebedi istirahatgâhıdır. Kanuni sultan Süleyman'ın türbesinin kubbesi yıldızlarla donanmış gökyüzü imajını vermesi için, içeriden, metalik plakalar arasına yerleştirilmiş pırlantalarla süslenmiştir. Türbenin üzerinde cennetten geldiğine inanılan Hacer-ül'l Esved taşı bulunmaktadır.
CAMİNİN ORAYA YAPILMASINI BUYURUR
Süleymaniye Camii, muazzam mimarisinin yanında birçok efsane ve anekdotla da süslenmiştir. Rivayete göre Kanuni Sultan Süleyman günün birinde Mimarbaşı Mimar Sinan'ı huzuruna çağırarak bir cami yaptırmak istediğini ve onu bu işle görevlendirdiğini söyler. Ne var ki Kanuni, caminin yapılacağı yer konusunda kararsızdır ve istiareye yatar. Rüyasında Hz. Muhammed'i görür ve Hz. Muhammed Kanuni'yi boş bir arsaya götürerek caminin oraya yapılmasını ister, camiyi tarif eder. Ertesi sabah mimar Sinan'ı tekrar huzuruna çağıran kanuni, onu rüyasında kendisine gösterilen boş arsaya götürerek caminin oraya yapılmasını buyurur. Mimar Sinan aldığı buyruk üzerine yapacağı caminin planını Kanuni'ye anlatmaya başlar ki, kanuni hayretler içerisinde kalır. Zira Mimar Sinan'ın tarif ettiği cami, Kanuni'ye peygamberin anlattığı caminin birebir aynısıdır. Kanuni'nin, "Mimarbaşı, sanki önceden caminin planlarını hazırlamışsın gibi anlatıyorsun" sözüne Sinan'ın yanıtı şöyle olur: "Evet sultanım, Efendimiz size tarif ederken ben de arkanızdaydım..." Hem mimari incelikleri hem de tarihî değeri ile Süleymaniye Camii, Mimar Sinan'ın ebedi mirası olmaya devam edecek...