Korkmadan acıya bakabilmek…

Derya Canan Güzel
derya.guzel@esmedya.com.tr

Türk sineması son dönemde oldukça başarılı yapımlarla izleyici karşısına çıkıyor. Yeni bir şey keşfetmeye de gerek yok; anlatacak bir hikâyesi olan ve bu hikâyeyi en yalın haliyle anlatabilen filmler yüreğimize dokunuyor. Ozan Açıktan’ın yönetmenliğindeki “Annemin Yarası” da öyle filmlerden biri. Her yanı kabuk tutmuş bir yarayı, Bosna Savaşı'nın izlerini konu alan ve yetimhanede büyüyen bir gencin ailesini bulma yolculuğunda umudunu kaybedişi ve ardından yeniden hayata tutunması üzerine iyi bir film. Hikâye anlatımından oyunculuklara, kadrajından renklerine kadar her şey yerli yerinde. Konuya gelince, Bosnalı Salih (Bora Akkaş), 18 yaşına gelip yetimhaneden çıkınca ilk iş olarak ailesini bulmaya karar veriyor. Yetimhane müdürünün verdiği isim ve adresle annesi Nerma’yı (Belçim Bilgin Erdoğan) buluyor bulmasına ama karşılaştığı tablo içindeki ateşi söndürmeye yetmiyor. Savaş sonrasında sarılmaya çalışılan yaralar, üstünden yıllar geçse de kabuğu kopartıldığında yeniden kanamaya başlıyor; Salih’in hikâyesi hatta savaşı ise daha yeni başlamak üzere… 

'Annemin Yarası' filmini izleyin

Savaş sırasında yaşadıklarını unutabilmek için tedavi gören Nerma, geçmişi ve yetimhaneye bıraktığı oğlunu hatırlayamazken, Salih’in olanları affedebilmesi için önce bulması gereken bir kişi vardır ve o kişinin peşine düşer. Başrollerinde Okan Yalabık,  Ozan Güven,  Belçim Bilgin Erdoğan,  Bora Akkaş ve  Meryem Uzerli’nin yer aldığı “Annemin Yarası” oyunculukların tek kelimeyle göz doldurduğu bir yapım.  Ozan Güven, Sırp komutan Boris Miloseviç rolünde o kadar etkileyici bir performans sergiliyor ki hayran kalmaktan başka bir şey yapamıyoruz. Genç oyuncu Bora Akkaş, yetimhanede büyümüş Salih karakterinin tüm çekingenliğini, yalnızlığını, umudunu kaybedişini âdeta üzerine giyinmiş. Ana karakterlerden yan rollere kadar tüm kadronun özenle seçildiğini belirtmek gerek. Yalnız, Belçim Bilgin Erdoğan biraz daha Boşnak şivesi çalışsaydı fena olmazdı diye düşünmeden edemiyorum. Nerma’nın eşi ayakkabıcı Mirsad’ı oynayan Okan Yalabık ve annesi Mevlüde hanım rolünde Sabina Toziya, Boşnak olduklarına inanacağımız kadar pürüzsüz bir dille konuşurken evin gelini Nerma’nın İstanbul Türkçesi’ne kaçan konuşması ne yazık ki kulakları tırmalıyor. Filmin en çok merak edilen konusu olan Meryem Uzerli’nin oyunculuğuna gelirsek, ön yargıları bir yana bırakıp film izlendiğinde Uzerli’nin varlığının filme olumlu etkisi görülüyor. Sevdiği adam için Almanya’dan Bosna’ya Prijedor'a yerleşen Maria rolünde hiç de zorlanmadan, rahat ve sıcak bir performans sergiliyor. “Annemin Yarası”, savaşın ardından iyileşemeyen, yaralı kalan ruhları ve geri dönüp korkmadan acıya bakabilmeyi konu alıyor. Bu hafta sonu ne izleyelim diyorsanız; bu duygu dolu, güzel filmi kaçırmayın…