Edebiyat Sohbetlerinin Yeni Mekânı
Açılışı çok kısa bir süre önce gerçekleşen Zeyrek İstanbul Kitapçısı tarihi, konumu, manzarası, mistik iç dizaynı ve muhteviyatı bakımından İstanbulluların vazgeçilmez mekânlarından biri haline geldi. Kitapçıda, kitap satın almanın dışında edebiyat sohbetleri yapmak için gelmiş küçük gruplara rastlamak mümkün. Bu gruplar içerisinde 20’li yaşlardaki gençlerin yanı sıra 80’li yaşlardaki yazı emektarları da yer alıyor.
Muhteşem Seyir Terası
Keyifli edebiyat sohbetlerinin gerçekleştiği kitapçının diğer müdavimleri ise fotoğrafçılar.
İstanbul Kitapçısı’nın bahçesinde bulunan seyir terasından bakıldığında; solda Haliç, Galata Kulesi ve Karaköy’ü ön cephede Süleymaniye Camii’ni, sağ tarafta Şehzade Külliyesi ve Valens Kemeri’ni görebilmek mümkün.
İstanbul’un İlk Medresesi
Zeyrek İstanbul Kitapçısı’nın bulunduğu bina Bizans döneminde Pantokrator Manastırı’nın bir parçası olarak hizmet vermiş. Geçmişi 12. yüzyıla dek uzanan manastır, Bizans döneminin Ayasofya’dan sonra en kutsal ve en ihtişamlı yapısı kabul ediliyor. İmparatoriçe İrene tarafından Pantokrator İsa’ya (Evrenin Hakimi İsa) adanan manastırın bulunduğu alanda İmparatoriçe, eşi İmparator Yannis ve küçük oğulları İmparator I. Manuel gömülüdür.
Fatih’in İstanbul’u fethi ile manastırın kilise bölümü camiye çevrilirken, günümüzde Zeyrek İstanbul Kitapçısı olarak hizmet veren bölüm ise medrese yapılmış. İstanbul’un fetihten sonra ilk medresesi olan bu yapıya Fatih Sultan Mehmed tarafından, başmüderris olarak Molla Zeyrek Mehmet Efendi tayin edilmiş.
Bir Dönem Ahır Olarak Kullanılmış
Bizans döneminde manastırın bölümlerinden olan, fetihten sonra İstanbul’un ilk medresesi olarak yüzlerce yıl hizmet veren bu yapı bir dönem ilgisizlik sebebiyle ahır olarak kullanılmış.
Zeyrek İstanbul Kitapçısı, Zeyrek Camii’nin restorasyonunun tamamlanmasıyla birlikte Açık Hava Müzesi’ne dâhil olacak