Werner Herzog yönetmenliğinde Nicole Kidman, Robert Pattison, James Franco’dan oluşan yıldız oyuncu kadrosuyla haftanın öne çıkan filmlerinden ‘Çöl Kraliçesi’ İngiliz İmparatorluğu'nun siyasi isimlerinden olan Gertrude Bell’in yaşamından bir kesiti konu alıyor. Arabistanlı Lawrence gibi bilindik figürlerle birlikte dönemin Ortadoğu ve Osmanlı İmparatorluğu ile ilişkilerin arka planında zeki ve hırslı bir kadının varlığını merak ediyorsanız ‘Çöl Kraliçesi’ biraz uzun süresine rağmen görselliği için izlenebilir.
20. YÜZYIL AŞKI
Alman yönetmen Werner Herzog, 20.yüzyıl sonlarında İngiliz İmparatorluğu’nun dış ilişkilerinde hayli önemli bir yer edinen araştırmacı yazar Gertrude Bell’in 20’li yaşlarından 50’li yaşlarına uzanan bir dönemde iç dünyasını, aşklarını ve tüm zorluklarını göze aldığı maceralı yaşamını konu alıyor. Filmde zeki, meraklı ve hırslı bir kadının dönemin İngiliz kırsalında varlıklı ailesinin yanında kendi kişisel menkıbesini yaşayamadığından duyduğu rahatsızlığı izliyoruz önce. Dönemin yetiştiriliş tarzının aksine dünyayı görme, merak duyduğu şeyleri öğrenme ve ülkesine hizmet etme arzusuyla Tahran elçiliğine görevli olarak gidiyor. Burada gönlünü kaptırdığı genç diplomat Henry Cadogan’a babasından onay çıkmayıp Cadogan’ın intihar etmesiyle aşk defteri nispeten kapanırken Bell için bambaşka diyarlara yolculuklarla ülkesinden uzak, yeni bir yaşam başlıyor.
Filmde, yönetmen Herzog yalnız bir kadının iç dünyasını yer yer vermeye çalışsa da ülkesinden kilometrelerce uzakta, çoğu kişi için belirsiz bir amaç uğruna yollara düşen bu zeki kadının motivasyonunu hissetmede güçlük çekiyoruz. Macera ruhuyla kıyısından köşesinden atıldığı görev, yıllar içinde başka stratejik rolleri de beraberinde getiriyor ve zaman zaman casuslukla da itham ediliyor.
GÖRSEL ŞOV
Peki aslında kimdir Gertrude Bell? ‘Her şeyden biraz’ mantığıyla filmde verilen birkaç ufak şey, yarım kalmış bir karakter tahlilinden öteye gidemiyor. Kendisi gibi bir başka Britanyalı olan Arabistanlı Lawrence ile ilişkisine sınırlı değinilirken, sinemasal olarak daha merak uyandıracak konulardan ziyade oldukça yüzeysel bir dokunuşla Bell’in diplomatik ilişkilerin yönetilmesindeki önemine yer veriliyor. Görsel olarak filmden etkilenmemek imkansız ancak hikâye anlatımı olarak konu şüphesiz daha iyi ele alınabilirdi. Nicole Kidman bu rol için iyi bir kast olmasına rağmen filmde 30 yıl süresince kendisinde hiçbir yaşlanma ifadesi görmüyoruz; Robert Pattinson ve James Franco ise ‘bu filmde olmamış’ dedirtircesine oyuncu kadrosunda yıldız sayısını artırma adına yer verilmiş hissiyatını güçlendiriyor.