''Kendimi tanımanın yolunu resim ve heykel ile gerçekleştiriyorum…''

Sanatçı Erman Çobanoğlu: “Ben kendimi anlatmanın ve tanımanın yolunu resim ve heykel ile gerçekleştirmeye çalışıyorum. Çocukluk yıllarımdan beri resim ve heykel dünyasının içinde olmam bana ailemden bir miras. Sonrasında kolej yıllarımda değerli hocam Teymur Ryzayev'den aldığım dersler ile pekişen ve hâlâ kendimi tanıma yolculuğunda olan biriyim. Son 7-8 yıl içerisinde de bu yolculuğumda demlenen fikirlerimi sanatsal olarak paylaşabilmenin huzurunu yaşıyorum.”

AKSAM.COM.TR

ALİ DEMİRTAŞ

1982 yılında İstanbul'da doğan Erman Çobanoğlu'nun çocukluk yıllarından beri resim ve heykel dünyasının içinde olması onun gerçeklik anlayışını derinden şekillendiren bir yolculuk olmuş. Kolej yıllarında sanat hocası Teymur Rzayev'in rehberliğinde, çizgilerin kavramsal derinliğine estetik güzelliğin ötesinde değer veren bir felsefe geliştirmiş. Hal böyle olunca kaçınılmaz olarak kendi özgü tarzını yaratmış Çobanoğlu. İstanbul'un kültürel açıdan zengin ve kozmopolit ortamında büyümeyi; farklı kültürleri kucaklamak ve anlamak için paha biçilmez bir fırsat olarak değerlendiren sanatçı eserlerinde yaratılış, varoluş, denge, sorgulama, eşitlik ve eleştirel değerler gibi çağdaş temalar üzerine çeşitli kompozisyonlar geliştiriyor. Çobanoğlu'nun eserleri derinlikleri ve düşündürücü doğaları nedeniyle sanat meraklılarının da ilgisini çekiyor. Yolculuğuna İstanbul'da devam eden sanatçı, çeşitli sergi ve müzayedelere aktif olarak katılarak gelişen bakış açısını sergiliyor ve canlı sanat ortamına katkıda bulunmaya devam ediyor. Biz de kendisiyle keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Önce onu daha yakından tanıyalım: "Ben kendimi anlatmanın ve tanımanın yolunu resim ve heykel ile gerçekleştirmeye çalışıyorum. Çocukluk yıllarımdan beri resim ve heykel dünyasının içinde olmam bana ailemden bir miras. Sonrasında kolej yıllarımda değerli hocam Teymur Ryzayev'den aldığım dersler ile pekişen ve hâlâ kendimi tanıma yolculuğunda olan biriyim. Son 7-8 yıl içerisinde de bu yolculuğumda demlenen fikirlerimi sanatsal olarak paylaşabilmenin huzurunu yaşıyorum."

SANAT BENİM İÇİN ÇIRAK KALMAK DEMEK

Sanat sizin için ne demek?

Sanat benim için kültürel ve toplumsal düşünce miraslarının aktarımıdır. Bendeki karşılığı ise "çırak" kalmanın sanatsal bir gereklilik olduğu. Bu çıraklık hevesinin, kendinizi daha özgür, günümüz norm ve bakış açılarından ari, kendinizi ve fikirlerinizi keşfetme ve öğrenme alanını beslediğine inanıyorum.

PİYASA İŞLERİM HİÇ OLMADI

Kendi sanat üslubunuzu teknik ve içerik olarak nasıl tanımlar ve adlandırırsınız?

O çıraklık hevesinin verdiği sınırsızlık hissi ile yorumladığım konularda eleştirel ve kimi zaman rahatsız edici bir üslubum olduğunu söyleyebilirim. Kolay anlaşılır ve alt metninde sadece "satış" niyeti olan piyasa işlerim hiç olmadı. Çizgilerin güzel olması gerekmez ancak bir fikri olmalıdır bana göre. Çizgi ve fikir olarak adlandırıyorum bu nedenle.

Sanatınızın beslendiği en yegâne alanlar/konular/temalar nedir?

Günden güne tükettiğimiz ve sahibi zannettiğimiz Dünya ile, aslında parçası olduğumuzu anlamamız gereken Dünya arasındaki araftan besleniyorum genel olarak.

DOĞAYI İNSANIN MERKEZİNE ALAN BİR YAŞAM FELSEFESİNDEN BESLENİYORUM

Bir sanatçı olarak sadece üretimlerinizde değil yaşam yolculuğunuz anlamında da; kendinizi nasıl besliyorsunuz, entelektüel gelişiminizi nasıl sağlıyorsunuz?

"Yaşam bir mucize ve ben, bu mucizeyi tüm güzellikleriyle kabul ediyorum" olarak benimsediğim, kadimlerden bu yana doğayı insanın merkezine alan bir yaşam felsefesinden besleniyorum yaşam yolculuğumda. Bu bana iç denge ve dahil olabilme anlamında çok şey öğretti. Naçizane olarak, doğada vakit geçirmenin insan ruhu üzerinde iyileştirici ve tamamlayıcı bir denge unsuru olduğunu hatırlatmak isterim.

YETER Kİ UYANMAYA NİYETİMİZ OLSUN...

"Sanatın iyileştirici gücü"ne inananlardan mısınız?

Sanatın iyileştirici değil uyandırıcı bir gücü olduğuna inanıyorum. Nasıl ki uykularımızdan çok farklı şekillerde uyanıyorsak, sanatta aslında bizi kimi zaman çok farklı şekillerde uyandırabiliyor. Bu kimi zaman bir nota, bir çizgi veya bir dize olabilir. Yeter ki uyanmaya niyetimiz olsun.

Erman Çobanoğlu

KİŞİLERDEKİ YANSIMASINDAN ÇOK FİYATI ÜZERİNDEN KONUŞULUYOR

Türkiye'de sizce nasıl bir sanat ortamı var şu an?

Türkiye'miz içerisinde gelişen sanat, maalesef gün geçtikçe üretilenin anlamı ve kişilerdeki yansımasından çok fiyatı üzerinden konuşulmakta. Kültürleri, fikirleri, zamanı ve toplumları birbirine ortak paydada birleştirmek için yegâne araç olan sanatın, fiyatı üzerinden konuşulması, tekelleşmeye zemin hazırlamaktadır. Bu durum, fikirlerin evrilmesine, özetle kendiniz olmaktan çıkıp, piyasa ressamı olmanıza sebep vermektedir. Hep aynı metot ve kompozisyonların sıklıkla gözümüze çarptığı bir ortam var şu anda.

ÇIRAK KALMANIN HEVESİ VE ÖZGÜRLÜĞÜ İLE...

Sanat yolculuğuna çıkmak isteyen, üretmek isteyen ama yöntem bulamayan, üslup geliştiremeyen genç sanatçılara neler söylemek istersiniz? Sizce kendilerinde hangi sorulara yanıt verdikten sonra bu yola baş koymalılar?

Bir fikri anlatmak için dediğim gibi güzel çizgilere ihtiyaç yoktur bana göre. Gelişim teknikte ilerleme olduğu kadar içsel dünyanızda da ilerlemek demektir. Aksi halde canlı bir fotokopi makinasından farkınız kalmaz. Ben bir çırağım bu yolculukta ve genç dostlarıma da bu tavsiyeyi verebilirim sanırım. Çırak kalmanın hevesi ve özgürlüğü ile kendilerine güzel yollar açılsın dilerim. Çünkü o zaman kullandığınız materyalden tutun da anlatmak istediğiniz fikre kadar dahil olmanın keyfine varıp, kaygı gütmeden üretebiliyorsunuz.

Bundan sonrası için hayaliniz ve planlarınız nedir?

43 yaşındayım ve kendimi bildim bileli kasaba balıkçısı olmak istedim. Umarım bir zaman diyelim.