Soykırımcı İsrail, tüm insanlığa ve mirasına tehdit olmaya devam ediyor. İsrail ordusu, Lübnan'da UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan Baalbek şehrine saldırı başlattı. 100 binden fazla insanın yaşadığı şehrin tamamının tahliye edilmesini emreden İsrail, Baalbek'in dış mahallelerini bombalamaya başladı. Binlerce kişi şehri terk etmeye çalışırken saldırıların dünyanın en görkemli tapınak şehrine de ulaşmasından korkuluyor. Sosyal medya kullanıcıları bu önemli insanlık mirasının hedef alınmasına tepki gösteriyor.
Yaklaşık 11 bin yıllık bir antik kent olan Baalbek, Bizanslılar, Selçuklular, Eyyubiler, Haçlılar, Moğollar, Memlüklüler ve Osmanlılar hâkimiyetinde varlığını sürdürmüş. Katman katman her medeniyetten izler taşıyan şehir insanlık tarihinin en eski mimari harikalarından biri. Dünyadaki en sağlam ve etkileyici Roma imparatorluk mimarisine sahip olan Baalbek Güneş Şehri olarak da anılıyor.
İNSANLIK KADAR ESKİ
Dünya üzerinde şu an var olan birçok ülkeden daha eski bir tarihe sahip olan antik kent Lübnan'ın doğusundaki Beka Vadisi'nde yer alan Baalbek, doğudan batıya giden ticaret yolunun önemli bir merkezi olmuş. Antik çağın Roma'dan sonraki en önemli dini merkezi olarak kabul edilen ve tarih içerisinde savaşlar nedeniyle pek çok kez el değiştiren Baalbek, yaklaşık 2 bin tonluk işlenmiş taşları, devasa sütunları, antik çağın sırlarla dolu bilim dünyası, modern bilimin ulaşamadığı veriler ve göz alıcı mimarisi ile zamanının en önemli tapınak şehri. Yaklaşık iki asır boyunca inşası sürdüğü tahmin edilen şehir, Fenike ve Roma inanç kültürlerinin iç içe geçmesi ile oluşmuş. Baal, Zeus ve Jüpiter adına kurulan şehir, Romalıların çok tanrılı inanış sistemini bırakmasından sonra önemini yitirmiş.
UNESCO 1984'TE KORUMA ALTINA ALDI
İslamiyet'in ortaya çıkmasından kısa bir süre sonra 637 yılında Ebu Ubeyde bin Cerrah tarafından İslam topraklarına katılan şehir, 1100'lü yıllarda haçlılar ile Müslümanlar arasında büyük savaşlara sahne olmuş. Şehir, en büyük zararı Haçlılar tarafından ele geçirildiği dönemde görmüş.
Baalbek, 1500'lü yıllarda Osmanlı hakimiyetine girmiş. O tarihteki kayıtlara göre şehrin en büyük tapınağı olan Jüpiter başta olmak üzere çoğu eser yıkılmış durumdaydı. Osmanlı idaresi 1900'lü yıllarda Almanlara verdiği araştırma izninden sonra şehrin toprak altındaki büyük bölümü yeniden ortaya çıkarılmış. I. Dünya Savaşı'nın akabinde bölge Fransızların eline geçmiş ve Fransız araştırmacılar bölgedeki kazı çalışmalarına devam etmiş. 1984 yılında ise UNESCO tarafından koruma altına alınmış.
Lübnan ile İsrail arasında 2006 yılında yaşanan savaşta, İsrail'in Baalbek şehrini bombalaması sonucu şehir mimarisi, son bir kez daha zarar görmüş.
ÜÇ BÜYÜK TAPINAĞA EV SAHİPLİĞİ YAPIYOR
Baalbek şehrinde, farklı dönemlerde ve farklı dinler için yapılmış irili ufaklı onlarca tapınak yer alıyor. Bunların en çok bilineni ve şehrin üç büyük tapınağı olan Jüpiter, Baküs ve Venüs'tür.
Baalbek şehrinin tam merkezindeki en büyük Jüpiter tapınağı 22 metre yüksekliğindeki 84 devasa sütunundan günümüze sadece 6'sı ayakta kalabilmiş. Söz konusu sütunlar halen dünyanın en uzun sütunları olarak kabul ediliyor. Çok büyük taşlardan inşa edilen bu tapınak için 300 tonluk sütunların Mısır'dan getirildiği tespit edilmiş. Jüpiter tapınağının temelinde bulunan dev anıt taşlarının tapınağa nasıl taşındığı ve nasıl işlendiği ise bilinmiyor. Antik dönemde yapılmış ve günümüze kadar sağlam kalmış Roma tapınağı olan Baküs, halen modern mimarlar için bir esin kaynağı olamaya devam ediyor.
Araştırmacılara göre, Baalbek şehri önemini yitirdikten sonra buradaki onlarca büyük taş bloğu ve devasa sütunlar, dünyanın farklı bölgelerinde inşa edilen dini merkezlere götürülmüş. Ayasofya'nın temelinde, Baalbek'ten getirilen taş blok ve sütunların kullanıldığı biliniyor.