Hz. Mevlana'yı anma töreninde konuşan Bakan Mehmet Nuri Ersoy: “Bizim olanı bozmaya, çarpıtmaya kimsenin gücü yetmez”

Konya'da düzenlenen Hazreti Mevlana'nın 752. Vuslat Yıl Dönümü Uluslararası Anma Törenlerinde konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, ''Mevlana'yı şair, Mesnevi'yi şiir kitabı, 'sema'yı dans gösterisi diye göstermeye çalışanlar bilsin ki bizim olanı bize yabancılaştırmaya, bozmaya, çarpıtmaya Allah'ın izniyle kimsenin gücü yetmez. Değerlerimize bütünüyle sahip çıkmaya ve onları bugün her zamankinden daha çok ihtiyaç duyduğunu açıkça gördüğümüz insanlıkla paylaşmaya devam edeceğiz.” dedi.

AKSAM.COM.TR

Hazreti Mevlana'nın 752. Vuslat Yıl Dönümü Uluslararası Anma Törenleri bu yıl da dünyanın dört bir yanından Mevlana dostlarını Konya'da bir araya getirdi. Dünyanın dört bir yanından gelen 120 bin kişi Mevlana'nın asırlar ötesinden gelen çağrısına kulak verdi.

7 Aralık'ta başlayıp 17 Aralık'ta son bulan törenler boyunca Hazreti Mevlana'nın aşkı hakiki ile ilgili sözleri yankılandı dört bir yanda. "Huzur Vakti" yürüyüşü ile başlayan Anma Törenleri kapsamında, Mevlana Kültür Merkezi Sema Salonu'nda her akşam sanatçı Ahmet Özhan, tasavvuf müziği konseri verdi. Törenler boyunca her akşam Mevlevi Ayin-i Şerifi icra edildi.

17 Aralık günü Hz. Mevlana'nın huzurunda Gülbank duası yapıldı. Türbede yoğun bir kalabalığın toplandığı duanın ardından akşam Mevlana Kültür Merkezi'nde Şeb-i Arus töreni gerçekleşti. Tören protokol konuşmaları ile başladı.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, "Mevlana'yı şair, Mesnevi'yi şiir kitabı, semayı dans gösterisi diye göstermeye çalışanlar bilsin ki bizim olanı bize yabancılaştırmaya, bozmaya, çarpıtmaya Allah'ın izniyle kimsenin gücü yetmez. Değerlerimize bütünüyle sahip çıkmaya ve onları bugün her zamankinden daha çok ihtiyaç duyduğunu açıkça gördüğümüz insanlıkla paylaşmaya devam edeceğiz." dedi.

"Mevlana, kaynağı Kur'an yolu İslam olan bir tasavvuf ehlidir"

Bakan Ersoy, törende yaptığı konuşmada, Hazreti Mevlana'nın "Aşk nedir?" Sorusuna "Ben ol da bil." şeklinde cevap verdiğini hatırlatarak, insanların Mevlana Hazretleri'nin eserlerinden alacağı lezzet ve ibretin de farklı olacağını söylemenin yanlış olmayacağını belirtti.

Mevlana'nın bugün insanlığa ışık olan kıymetli sözlerini "edebi kaygı" ile kaleme almış bir şair veya yazar olmadığını vurgulayan Ersoy, "Allah aşkından, Peygamber sevgisinden beslenen, kaynağı Kur'an yolu İslam olan bir tasavvuf ehlidir. Nitekim bizlere adeta bir vasiyet gibi bıraktığı kıymetli sözünde, kendisini 'Kur'an-ı Kerim'in bendesi ve Peygamber Efendimiz'in nurlu ayağının tozu' olarak niteler. 'Kur'an-ı Kerim hakikatleri ile bağdaşmayacak hiçbir sözü olamayacağını' yineler. Üstelik, bunun dışında kendisinden bir şey nakletmeye çalışandan da şikayetçi ve davacı olduğu uyarısını yapar." diye konuştu.

Ersoy, tasavvuf kültürü araştırmacıları tarafından adeta bir "Kur'an tefsiri" ve "Hak Aşıklarının Kitabı" olarak görülen Mesnevi'nin, Mevlana'nın Yaratıcısına olan yolculuğunu not ettiği bir seyahatname gibi olduğunu söyledi.

"Herkes için Mesnevi'de bir nasip, bir hisse mutlaka vardır"

Mesnevi'nin, Mevlana'nın yolunda ilerleyerek Allah'a vasıl olmaya çalışan her kişi için bir kılavuz niteliğinde olduğunu ifade eden Ersoy, şunları kaydetti:

"Kadın-erkek, yaşlı-genç hatta çocuk, dini ve milliyeti her ne olursa olsun, herkes için Mesnevi'de bir nasip, bir hisse mutlaka vardır. Eserin dünyanın birçok diline çevrilmiş olması da bundandır. Mevlana ise bu eşsiz eserini şöyle tanımlamıştır: 'Bizim Mesnevi'miz vahdet dükkanıdır, orada Allah'tan gayrı bir şey bulunmaz.' Yine Mevlana ve Mevlevilik ile özdeşleşmiş olan sema töreni de Allah'a ulaşma yolunun derecelerini, bu yola adım atıp ilerlemek isteyenlerin manevi yolculuğunu ve olgunlaşmasını sembolize eder. Ayrıntılı kural ve nitelikler, derinlikli sırlar, kendi içinde eşsiz kavramlar barındırır. İnceliğini kavrayabilen gönüllere kendini açan bir sırlar hazinesidir. Temel unsurları Mevlana Hazretleri'nin yaşadığı dönemde bizzat kendisi tarafından oluşturulan Mevlevi sema töreni, 2008 yılında UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirasının Temsili Listesi'nde yerini almış özgün bir değerimizdir."

Mevlevi sema töreninin aslına uygun icrası için düzenlemeler yapıldı

Bakan Ersoy, Bakanlık olarak bu manevi mirasın dünya ölçeğinde tanınması için birçok çalışma yaptıklarını dile getirerek, aslına uygun icrası ve gelecek nesillere sağlıklı bir şekilde aktarılması için de birçok uygulama ve düzenlemeyi yürürlüğe aldıklarını belirtti.

Mevlana'yı anlamak ve anlatmanın, onu anarken bu anlamı yaşayıp yaşatmanın ilgili herkesin sorumluluğu olduğunu vurgulayan Ersoy, şöyle devam etti:

"Bu yıl 'Huzur Vakti' temasıyla gerçekleştirdiğimiz Hazreti Mevlana'nın Vuslat Yıl Dönümü Uluslararası Anma Törenleri'nin de bütün gayesi budur. 10 gün boyunca gerçekleştirilen Kur'an-ı Kerim tilavetleri, ilmi sohbetler, sema mukabelesi, ney meşkleri ve tasavvuf müziği dinletileri bu sorumluluğun hakkını verme gayretidir. Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu, İstanbul Tarihi Türk Müziği Topluluğu ile Meydan Meşkleri Topluluğu başta olmak üzere Bakanlığımız bünyesinde faaliyet gösteren sanat kurumlarımız, Mevlana Hazretleri'nin eşsiz fikir dünyası ve öğretisini, sevgi ve hoşgörüsünü yaymak, bu vesileyle birlik ve beraberliğimizi pekiştirmek amacıyla faaliyetler yürütmektedir. Bir kültür ve sanat hizmeti olarak başlattığımız ve yurt geneline yaydığımız Türkiye Kültür Yolu Festivali'mizin bünyesinde Konya'da gerçekleştirilen 'Mistik Müzik Festivali' de yine bu anlamda özgün bir yere ve değere sahiptir."

"Bizim olanı bize yabancılaştırmaya, bozmaya kimsenin gücü yetmez"

Bakan Ersoy, Hacı Bektaş Veli'den Yunus Emre'ye, Sadrettin Konevi'den Sultan Veled'e, Şems-i Tebrizi'den Hoca Nasreddin'e gönül fatihlerinin, daima ayrı ve özel bir yere sahip olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:

"Mevlana da bu gül bahçesinden bir güldür. Bu bahçenin kapısı bütün gönüllere ardına kadar açıktır. Ancak bilinsin ki gül deryamızdan bir dalın dahi kök salıp boy verdiği manevi topraktan koparılmasına izin vermeyiz. Mevlana'yı şair, Mesnevi'yi şiir kitabı, 'sema'yı dans gösterisi diye göstermeye çalışanlar bilsin ki bizim olanı bize yabancılaştırmaya, bozmaya, çarpıtmaya Allah'ın izniyle kimsenin gücü yetmez. Değerlerimize bütünüyle sahip çıkmaya ve onları bugün her zamankinden daha çok ihtiyaç duyduğunu açıkça gördüğümüz insanlıkla paylaşmaya devam edeceğiz. Vuslatının 752. yılında Hazreti Mevlana'yı bir kez daha rahmetle yad ediyorum. Günümüz dünyasının korku ve endişe deryasında çırpınan insanları, 'Ümitsizlik tarafına gitme, nice ümit kapıları vardır. Karanlıklar semtine varma, nice güneşler parlamaktadır.' diyerek Mevlana ocağına çağırıyor, hepinize saygılar sunuyorum."

"Her neyi aramaktaysan sen o'sun"

Program, Mevlânâ Celâleddîn Rûmî, Mesnevi ve Mevlevîlik üzerine pek çok akademik çalışmaya imza atan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Safi Arpaguş'un Mesnevi sohbeti ile devam etti. Prof. Alpaguş, "İnsanlık olarak hepimiz bir arayışın yolcularıyız. Bu arayış, sıhhat, statü ya da hasret şeklinde görünse de özünde huzura kavuşmaktır. Hazreti Mevlana, 'Her neyi aramaktaysan sen osun' buyurarak, aradığımız huzurun Allah'ın zikriyle ve salih kulların huzurunda bulunduğunu vurgular. Kalpler ancak Allah'ı anmakla huzur bulur (Ra'd, 28). Salihlerle birlikte olmak, gönülden gönüle akan güzel ahlakı taşır; kişi sevdiğinin dini üzeredir." diyerek başladığı konuşmasında Peygamberler ve velilerin asli fıtratımızı hatırlatan berrak çağlayanlar olduğunu hatırlattı. Sözlerine "İman Allah ile aramızdaki benlik kaynaklı mesafeleri azaltan hususi bir tecrübedir. Her birimiz imanımız nispetinde onun huzuruna ereriz. Allah'ın bize imanı nasip etmesi ile dünya yolculuğumuzu Allah'ın ayetlerini görerek sürdürdüğümüzde huzur hem bir hâl hem de bir hakikat olarak açığa çıkar." diyerek devam eden Prof. Alpaguş, "Huzur, ilahi muhabbetle gerçekleşir; Allah'ı sevenleri Allah da sever (Maide, 54). Bu muhabbet, kalp huzurunu ve varlık gayemize ulaşmayı sağlar. Hazreti Mevlana 'Hak huzurunda oturmak isteyen, velilerin huzurunda bulunmaya baksın buyurur'. Bizler de Hazreti Mevlana'nın huzurunda bu tecelliden nasipdar olmak üzere bir arada bulunuyoruz." şeklinde konuştu. Ahmet Özhan Tasavvuf konseri ile devam eden program Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu'nun icra ettiği Sema âyini şerifi ile nihayete erdi.