GÜLCAN TEZCAN
Yazma eserler ve tarihi görsel belgelerle hac yolculuğunun idari ve ilmi boyutuna ışık tutacak sergide, menzilnamelerden sürre defterlerine, hac risalelerinden mecmualara, minyatürlerden gravürlere asırlar boyunca oluşan yazılı ve görsel birikimin nadide örnekleri yer alıyor.
Hac ziyareti için kafilelerin yola çıktığı bir zamanda bu ibadet etrafında gelişen kültürü ve el yazmalarını gün ışığına çıkaran sergi 11 Temmuz'a kadar ziyaret edilebilecek.
İslam tarihi boyunca hac yolculuğu ve ibadetine dair yazılmış eserlerin yanı sıra hac sırasında başlanan, Mekke ve Medine'de yazımına başlanıp tamamlanan ilmi eserler ve Kur'an-ı Kerim nüshaları da bu özel sergide sözkonusu muhteşem birikimin satır başları olarak dikkat çekiyor. Sadece tarihçi ve araştırmacıların değil hac ibadeti ile Mekke ve Medine'nin kutsiyetinden heyecan duyan herkesin görmesi gereken sergide pek çok İslam büyüğünün hac ibadetine dair tecrübelerini ve yaşadıkları keşifleri yazdıkları eserler de bulunuyor.
Kudüs'lü alim ve şair Hüseyin eş-Halidi'nin Kabe'yi methetmek amacıyla 1786'da kaleme aldığı bir eser gönülleri titretiyor. İsmail Hakkı Bursevi'nin hac yolculuğunda meydana gelen manevi keşifleri ve gözlemlerini ihtiva eden mecmua, Nâbi'nin 1678 yılında gerçekleştirdiği hac yolculuğunu anlattığı Tuhfetü'l Harameyn, Hattat Hamid Aytaç'in ta'lik hattıyla yazdığı Nabi'nin edeb vurgulu naatı Yol ve Yad sergisinde karşınıza çıkacak güzelliklerden sadece bir kaçı.
Hasan el-Basri'nin Hz. Peygamberin kabrini ziyareti sırasında yaşlı ve engelli kardeşinin bu beldelere ulaşamayacağını düşünerek, onun için bu yerleri tasvir etmeyi arzu etmesi üzerine gelişen bir manevi kıssaya dayanan Ziyaretnâme'yi de sergi süresince görmeniz mümkün.
El yazmalarının yanı sıra Bekir Kantarcı Koleksiyonundan Kabe örtüleri de serginin manevi yanını daha da güçlendiriyor.
SERGİ, BİR HAFIZA YOKLAMASI
Serginin açılışında konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, haccın insanlık tarihinin en köklü ve derin manevi yolculuklarından birisi olduğunu belirtti. Ersoy, "İslam medeniyetinin kalbinde asırlardır müstesna yer tutan bu kutlu sefer, yalnızca ibadet değil, aynı zamanda ilmin, kültürün, sanatın ve en önemlisi hafızanın nesiller boyunca taşındığı büyük medeniyet köprüsüdür." şeklinde konuştu.
Sergi hakkında Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanı Coşkun Yılmaz ise olağanüstü bir hac hafızası veya hac yolculuklarının merkezinde yer aldığı bir ortak hafıza inşa edildiğine dikkat çekti. Hac esnasında yazılan Kur'an-ı Kerim'den, Kabe'ye bakarak yazılan bir eserden yolculuk hatıralarına, o güzergahların tanıtımına, anlatımına, hac eşyalarına varıncaya kadar çok zengin bir literatür ve malzeme oluştuğunun altını çizen Yılmaz, "Sergi, tarihi hatıralar ikliminde bir hafıza yoklaması özelliği taşıyor. Biz 'Yol ve Yad' sergisiyle bir yönden mazi ile hac yolculukları üzerinden bir bağ kurmaya çalışırken, diğer yönüyle de bugünü anlamlı kılmaya ve geleceğe uzanmaya çalışıyoruz" dedi.