'Gönül içimizdeki meleğin adıdır'

“Mustafa Kutlu bir hikâyesinde neyi anlatırsa anlatsın orada ahlak kaygısı vardır” diyen Hakan Değirmenci, usta öykücünün hikâyelerine buradan bakarak mercek tutuyor. Değirmenci'nin kitabını okumak, daha önce altını çizdiğimiz Kutlu satırlarını derli toplu görmek gibi.

HALE KAPLAN

Mustafa Kutlu, Türk hikâyeciliğinin köşe taşlarından biri. Birçoğumuzun ilk öykücüsü o. Hikayeleri kadar, hakkında yazılanlara da dikkat kesilen büyük bir okur kitlesine sahip aynı zamanda Kutlu. Yakın zamanda yayınlanan 'Mustafa Kutlu'nun Hikâyelerinde Ahlak' isimli kitap da bunlardan biri. Dr. Hakan Değirmenci'nin kaleme aldığı, Akçağ Yayınları tarafından okura ulaştırılan kitapta, Mustafa Kutlu hikâyeciliğini karşılayan modernizm, gelenek, yabancılaşma, kent, göç, tabiat, dava, din, tasavvuf gibi pek çok anahtar kavram, bir üst başlıkta ele alınıyor: Ahlak.

KUTLU EŞİTTİR AHLAK

Yukarıda saydığımız kavramların her biri hakikatin bir cephesi olsa da ahlak tüm kuşatıcılığıyla Kutlu hikâyelerinde kendini görünür kılıyor yazara göre. "Kutlu bir hikâyesinde neyi anlatırsa anlatsın orada bir ahlak kaygısı vardır" diyen Değirmenci, "Mustafa Kutlu eşittir ahlak" gibi basit ama isabetli bir formülün söz konusu olduğunu söylüyor. Çünkü o bu topraklara isyan ahlakını öğretmeye ve ahlak davasını getirmeye hayatını vakfetmiş bir filozofun, Nurettin Topçu'nun takipçisi. Değirmenci'nin kitabını okumak, daha önce okunmuş, altı itina ile çizilmiş, dönüp dönüp okunan Mustafa Kutlu satırlarını derli toplu görmek gibi adeta. Bu sebeple bir inceleme kitabı okumak hissi doğurmuyor okuyucuda. Her sayfası göğse bastırılacak nitelikte, coşkun, kalbi taşıran yapıda.

ALLAH'IN BAKTIĞI YER

Sözü fazla uzatmadan, tadımlık birkaç alıntıyla kitabı anlatmaya çalışalım: "Kutlu, binlerce tarifine ulaşabileceğiniz gönül konusunda şu tarifi önemsemektedir: Gönül, içimizde fenalığın bulaşamadığı tek yerdir. Vicdanımız odur veya onun kumandası altındadır. Kötü ihtirasın zerresi ona ulaşmaz. Aldatmak nedir bilmez, şehveti hiç tanımamıştır. İblisin tohumu onun toprağında asla kök tutmaz. Gönül içimizdeki meleğin adıdır ve Yunus'un deyimiyle gönül Çalab'ın tahtıdır. İnsan gönlü mukaddestir. Çünkü o, Allah'ın baktığı yerdir, masumdur." Rüzgârlı Pazar hikâyesinden bir alıntıyla, ümitle bitirelim: "Dünyada iyi adamın hiçbir vakit kökü kesilmez".

HELALE TALİP OLMAK

"Fırtınayı Kucaklamak kitabında yer alan "Bereket" başlıklı yazısında Kutlu, bir cuma namazı esnasında yanına oturan kişiye odaklanmıştır. 'Bir tır şoförü mü bir kazma-kürek işçisi mi yoksa demir dökümde çalışan birisi mi. Canını dişine takmış, şu koca gövdeyi evine, çocuklarına adamış yine de ucu ucuna yetiremiyor. İlahi, rızkını bola çevir bu yiğidin'. İçten bir dua ile biten bu tespitlerde, kalp gözü açık bir muharririn gözlemleriyle karşı karşıyayız. Çevremizde, çarşı pazarda, mescitte, her yerde karşımıza her gün emekçiler çıkar. Haklarında bildiğimiz sadece alın teri ile çalışarak ekmek parası kazanmaya talip olduklarıdır. İşte Kutlu'nun hikayelerinde karşımıza çıkan emekçiler de böyledir."

KAPİTALİZM VE İÇ SIKINTISI

"Kapitalizm altta kalanın canı çıksın mantığıyla çalışan bir sistemdir: "Kapitalizmin cilalayıp önümüze koyduğu özgün birey bir çöplükte eşelenir. Kimsenin kimseyi önemsemediği bir dünyada yaşar" (İlmihal Yahut Arzuhal). Kanlı para üzerine inşa edilen kapitalizm insana ancak yalnızlık, güvensizlik, inançsızlık, mutsuzluk ve bir türlü geçmeyen iç sıkıntısı getirir. Kutlu'ya göre bu karanlık tabloyu yırtacak tek şey ahlakın ışığıdır."