MERVE YILMAZ ORUÇ
Flamenko dansının en önemli isimlerinden biri olan Aaron Vivancos, "WOMAN" adlı ilk solo projesiyle Ankara'da sahne alıyor. İspanya'nın uluslararası üne sahip "Los Vivancos" topluluğunun sadece kadınlardan oluşan "Woman by Aaron Vivancos" grubu, 39. Uluslararası Ankara Müzik Festivali kapsamında ülkemize geliyor. İspanya ve Meksika'da kapalı gişe sergilenen gösteri, yarın akşam MEB Şura Salonu'nda sanatseverlerle buluşuyor.
"ŞEFKAT, CESARET, GÜÇ, SEVGİ, UMUT, NEŞE..."
Şimdiye kadar 60'dan fazla ülkede 300'den fazla şehir ve 2 binin üzerinde performansla 3 milyonun üzerinde seyirciyle buluşan Los Vivancos Topluluğu, müzikseverlere, coşkuyu şahlandıran müzik ve dansın bir arada sunulduğu sıra dışı bir flamenko gecesi yaşatacak. Efsane dansçı Aaron Vivancos'un, prodüktör, koreograf, besteci ve artistik direktör olarak imzasını taşıyan ilk gösterisi "Woman", binlerce kadının hayatları boyunca yaşadıkları gerçek durumların bir yansımasını sunuyor. Aaron Vivancos'un kardeşi ve Los Vivancos üyelerinden Elias Vivancos ile birlikte yarattığı dansın ve özellikle yenilikçi flamenkonun eşsiz bir birleşimi olarak tanımlanan gösterisi; kadınların şefkat, cesaret, güç, sevgi, umut, neşe gibi değişmez değerlerini ayrıca vurguluyor. Ankara'ya ilk kez gelecek olan topluluğun dansçıları ise; Andrea Mora, Candela Molina, Mariana Garcia, Ana Isabel Martin, Alicia Gavilán, Sandra Garcia, Nuria Rudilla ve Aaron Vivancos.
Kadın gücünü ve anneliği derinlemesine işleyen bu gösterisiyle izleyicileri büyülemeye hazırlanan Vivancos, dansın yalnızca fiziksel bir eylem olmadığını, bir duygu ve hikâye anlatma biçimi olarak tanımlıyor.
"TÜRK KÜLTÜRÜNÜN MİSAFİRPERVERLİĞİ BENİ ETKİLEDİ"
Türkiye'ye ilk gelişinizi hatırlıyor musunuz?
İlk kez 2006 yılında İstanbul'a geldiğimizde, Türk izleyicisinin coşkusu beni çok etkilemişti. İstanbul'daki izleyicinin yoğun tutkusu, bize gerçekten çok ilham verdi. O günden beri Türkiye'ye sıkça geldik ve her seferinde Türk kültürünün misafirperverliği ve çeşitliliği beni etkiledi.
Los Vivancos'tan sonra şu anki projenizde neden yedi kadın dansçı var?
2006'da bu fikri ilk defa kafamda şekillendirmiştim. Kadınları ve onların hayatlarındaki önemli anları temsil etmek istedim. WOMAN projesi, kadınların gücünü ve duygusal yolculuklarını keşfetmek amacıyla tasarlandı. Flamenko ve çağdaş dans, kadınların dünyasını en güçlü şekilde anlatan araçlar oldu.
"HER BİR HAREKETİN VE MÜZİĞİN ANLAMI ÇOK ÖNEMLİYDİ"
WOMAN'ı sahnelemeye hazırlanırken yaşadığınız en büyük zorluk neydi?
WOMAN'ın üretim sürecinde en büyük zorluk, duygusal tonu doğru bir şekilde yansıtabilmekti. Her bir hareketin ve müziğin anlamı çok önemliydi. Her bir dansçı ve her öğe bu derinliği taşımalıydı. Bu, zaman alıcı ama çok tatmin edici bir süreçti.
Kadın gücü ve annelik temalarını nasıl ele alıyorsunuz?
Kadın gücü ve annelik gibi temalar çok derin ve hayatın önemli dönemeçlerini simgeliyor. Bu temaları ele alırken müzik, ritim ve dansı bir araya getirerek kadınların yaşamlarındaki farklı anları yansıtmayı amaçladım. Her hareket, bu güçlü yolculuğun bir parçası.
"DANS AYNI ZAMANDA BİR İFADE BİÇİMİDİR"
Dansın sadece hareketten ibaret olmadığını belirttiniz. Peki, dans sizin için ne ifade ediyor?
Dans, sadece fiziksel bir eylem değil, aynı zamanda bir ifade biçimi. Bedenin hareketi, duyguları ve düşünceleri aktarmanın gücüne sahip. Her adım bir hikâye anlatır, her figür duygusal bir mesaj taşır. Dans, özgürlük ve insan ruhunun derinliklerine inmektir. Benim için dans, hayatın anlatıldığı bir dil haline gelmiş bir sanat dalıdır.
11 Nisan'da sizi Ankara'da izleyeceğiz, neler söylemek istersiniz?
Başkent izleyicisiyle buluşmak çok özel olacak. Tam bir sanat şehri, bu her hallerinden belli. O sebeple dünyada beni mutlu eden şehirlerden biri diyebilirim Ankara için.