‘Taht Oyunları’ (Game of Thrones) dizisinden tanıdığımız Emilia Clarke ile başka bir oyundan ‘Açlık Oyunları’ndan (Hunger Games) tanıdığımız Sam Claflin, ‘Senden Önce Ben’ (Me Before You) ile bu hafta vizyonlarımızda bir araya geliyor. Taht Oyunları dizisinin Khaleesi’si, tahmin edilebilir olmasına rağmen gözlerimizi dolduran bu romantik komedide yine etkileyiciliğinden bir şey kaybetmiyor. Şimdilik nispeten daha hafif rollerde izlediğimiz Sam Claflin’den bir Michael Fassbender çıkmasa da kendisini beyazperde de daha çok izlemek istediğimizden eminiz.
Film, İngiliz yazar Jojo Moyes’ın ‘Senden Önce Ben’ adlı çok satan romanından uyarlanarak Thea Sharrock tarafından kitabın orijinaline oldukça sadık kalınarak çekilmiş. Filmin konusuna gelirsek, hiçbir işte tutunamayan Louisa Clark, artık son şans olarak engelli bir adamın bakıcılığını yapma işini kabul eder. Zeki, parlak ve etkileyici bir adam olan Will Traynor ise talihsiz bir kaza sonucu genç yaşta felç kalması sebebiyle hayata küsmüş ve gerek ailesi gerekse de çevresinden kendini soyutlamıştır. Her gün birbirinden enteresan, birbirinden renkli kıyafetleri ve kocaman gülümsemesi ile Will’in karşısına çıkan Louisa’nın işi pek de kolay değildir. Bahsettiğimiz şey, yatağa mahkûm bir adamı tekrar hayata döndürmek, her gün uyanacak bir sebep vermek ise hiç şaşmaz şekilde bunun yolu ancak sevgiden geçebilir. ‘Senden Önce Ben’de sevgi, filmin iki başrol oyuncusunun da önüne geçiyor; sevginin gücüyle yeniden aydınlanan bir yaşamı izliyoruz. Filmin sonunu kolayca tahmin edebilmemize rağmen yine de duygulanıyor; gözlerimiz yaşlanmadan filmi izleyemiyoruz. Çünkü film bize kalbimizde bir yerlere dokunan, oldukça samimi ve aslını bulmanın pek nadir olduğu “gerçek sevgiyi” gösteriyor. Filmi sırtlayan iki başrol oyuncunun unutulmayacak bir kimyası olmasa da birbirini tamamlayan ve inandırıcılık sıkıntısı olmayan bir performans izliyoruz. Romantik komedi diye sinemaya gidip bir dolu klişe izlemeyeceğiniz filmlerden biri ‘Senden Önce Ben’… Hikâyenin sadeliği, sevginin gücü ve bolca romantizm ile birleşince film, iyi vakit geçirmeyi garanti edecek iki saat sunuyor izleyiciye.
Juliette Binoche ve Lou de Laage’ın başrolünde yer aldığı, ‘Great Beauty’ ve ‘Youth’ filmlerinin yönetmeni Paulo Sorrento’nun asistanı Piero Messina’nın ilk filmi ‘Bekleyiş’, yine Greta Gerwig ve New York kombinasyonuyla Ethan Hawke ve Julianne Moore’u da başrollerde izlediğimiz ‘Kördüğüm’ ve kendi coğrafyamızdan gerçek bir olayı anlatan yerli yapım ‘Kümes’ bu haftanın vizyonunda dikkat çeken filmlerden…