Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) tarafından gerçekleştirilen Kültür Sanat Okulu'nun bu haftaki konuğu karikatürist Hasan Kaçan oldu.
Moderatörlüğünü Kültür Sanat Okulu koordinatörü İsmail Erdoğan'ın yaptığı etkinlik TÜGVA genel merkezinde gerçekleşti.
Programda sanat hayatına ve düşüncelerine dair paylaşımlarda bulunan Kaçan, insan ruhunun sanata ihtiyacı olduğunu belirterek, "Sanat dediğimiz şey, edeptir. Onun bir şekilde görsel ya da işitsel olarak hayatımıza yansımasıdır. Yine sanat deyince incelik, nezaket, merhamet, ince düşünce ve ilham akla gelir. Bütün bunlar da Allah tarafından lutfedilmiş bir istidadla olur." ifadelerini kullandı.
Sanatı dar kalıplarda sıkıştırarak anlamamak gerektiğini vurgulayan Kaçan, şunları kaydetti:
"İnsanların birbirine güzel söz söylemesi de bir sanattır. Bir ananın babanın evladını büyütmesi, yetiştirmesi de bir sanattır. Bir evladın evlat olabilmesi de insanın vatanına milletine hizmet etmesi de bir sanattır. Yaşama sanatı denilen bir kavram var mesela. Çünkü hayatın da bütünüyle bir incelik olduğunu, var olanın üzerine bir şeyler ekleyerek ömrü tamamladığımız bir vakit dilimi olduğunu biliyoruz."
Kaçan, günümüzde teknolojinin çok hızlı gelişmesiyle görsel sanatların daha ön plana çıktığını aktararak, sanatla ilgilenmek isteyenlerin bu hızı ve değişimi iyi takip etmesi gerektiğini belirtti.
Sanatsal alanın boşluk kaldırmayacağına dikkati çeken Kaçan, "Eğer sanatın doğrusunu yapmaya mani olursanız, başkasının yaptığı hileli olan mamül, onun yerine geçer. Çünkü ihtiyaç var. Nasıl ki doktorluğu yasak ederseniz sahte doktorlar çıkarsa, sanat da öyle. Bizden öncekilere sanat hep 'öcü' bir alan olarak anlatılmıştı. Sizler bu anlamda şanslısınız." diye konuştu.
Kaçan, sanat üretirken ya da sanat izlerken niyetin çok önemli olduğunu dile getirdi. Sanatın kendisiyle ilgilenene hoşgörüyü anlattığına işaret eden Kaçan, yaratılanı yaradan ötürü sevmeyi öğreteceğini söyledi.
"BURADA BİR ÇELİŞKİ VAR"
Geleneksel sanatlardan bahsederken her zaman ecdadın referans alındığını hatırlatan Kaçan, "Osmanlı, Selçuklu diyoruz. Bugüne gelince büyüklerimizden aldığımız ise 'sanat yasak, sanat günah' öğretisi oldu. Onlar mı Müslüman biz mi onlardan daha Müslümanız? Burada bir çelişki var. Ecdadımız sanatla uğraşıyordu. Çünkü geniş görme hadisesini şuura yerleştirmek ve kalpte merhameti, şefkati canladırmak istiyorlardı." değerlendirmesini yaptı.
(AA)