Derda Yasir Yenal'den samimi açıklama: “İlk rolümde kuzuyu oynadım”

Oyuncu ve sunucu Derda Yasir Yenal, aksam.com.tr'den Merve Yılmaz Oruç'un sorularını yanıtladı. Oyunculuk kariyerine dair samimi açıklamalarda bulunan Derda Yasir Yenal, topluma fayda sağlayacak yapımlar önceliğim derken ilk rolünü anlattı.

AKSAM.COM.TR

MERVE YILMAZ ORUÇ

Oyuncu ve sunucu Derda Yasir Yenal, aksam.com.tr'den Merve Yılmaz Oruç'un sorularını yanıtladı. Sevda Kuşun Kanadında, Söz, Aşkın Yolculuğu: Hacı Bayram-ı Veli, Kuşlarla Yolculuk, Seni Kalbime Sakladım ve Vefa Sultan dizilerinde rol alan aynı zamanda sunuculuk da yapan Derda Yasir Yenal, oyunculuğa nasıl başladığını anlattı. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden mezun olan ve New York Film Akademisi'nde burslu olarak eğitim alan Derda Yasir Yenal, "Topluma faydası olacak, izleyicide iz bırakabilecek yapımlarda yer almak önceliğim" dedi. Kemal Sunal'ın kendisi için ilham kaynağı olduğunu dile getiren Derda Yasir Yenal, ilk oyunculuk deneyiminde kuzuyu oynadığını söyledi.

"FARKLI KARİYER PLANLARI OLSA DA OYUNCULUK HEP AKLIMIN BİR KÖŞESİNDEYDİ"

Oyunculuğa ilginiz ne zaman başladı?

Hayatımda dönem dönem oyunculuğa merak saldığım zamanlar oldu. İlk kez ilkokulda sahneye çıktım, sonra lise ve üniversite yıllarında da bu merakım yeniden canlandı. Farklı kariyer planları arasında gidip gelsem de oyunculuk hep aklımın bir köşesinde vardı.

Tiyatro ile başlıyor yolculuğunuz... Tiyatroyla ilk temasınız nasıl oldu?

Yine ilkokul yıllarında oldu. Okulda bir müsamere düzenlenmişti ve bana kuzu rolü verilmişti. Annemin içi koyun yünlü deri bir pardösüsü vardı, onu ters çevirip giyerek sahneye çıkmıştım. İlk kez o gün sahneye adım attım ve o heyecanı tattım. O gün aldığım sahne duygusu bende iz bıraktı.

"NEW YORK FİLM AKADEMİSİ BANA BÜYÜK KATKI SAĞLADI"

Peki eğitim hayatınızı neden bu yönde devam ettirmediniz? Siyaset Bilimi okumak sanat yolculuğunuza nasıl katkı sağladı?

İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü'nde okudum. Aslında lise yıllarında aklımda konservatuvar ya da pilotaj vardı. Fakat ailemin de yönlendirmesiyle daha garanti bir meslek edinmem gerektiğini düşündük. Siyaset Bilimi okumak hem geniş bir genel kültür kazandırdı hem de araştırma, okuma yönümü besledi. Bu bölüm sosyoloji ve psikolojiyle de temas ettiği için toplumu anlamaya yardımcı oluyor. Dolayısıyla oyunculukta karakterleri ve toplumsal olayları kavrama noktasında katkı sunduğunu düşünüyorum.

ABD'de de oyunculuk üzerine bir eğitim alıyorsunuz. Bu yolculuk size ne kattı?

New York Film Akademisi'nde burslu olarak eğitim aldım. Orada doğrudan kamera karşısında oyunculuk eğitimi almıştım. Bu da benim için ciddi bir bakış açısı oldu. Ayrıca farklı insanlarla ve kültürlerle tanışmak da bana hem kişisel hem de mesleki anlamda büyük katkı sağladı.

"BU PROJELER BANA DA İZLEYİCİYE DE DEĞER KATIYOR"

Oyunculuk serüveninize baktığımızda "Aşkın Yolculuğu: Hacı Bayram-ı Veli"de Emir Buhari, "Kuşlarla Yolculuk"ta Derviş Süleyman ve son olarak Vefa Sultan'da Celaleddin rolüne hayat verdiniz. Maneviyatı yüksek yapımlarda yer almanız bilinçli bir seçim miydi?

Aslında biraz süreç böyle gelişti. Örneğin; at binme, kılıç kullanma gibi eğitimleriniz varsa bu becerileriniz sizi bu tarz at binme ve kılıç kullanma gerektiren işlerde ön plana çıkartmaya yarayabiliyor. Çünkü bu işler ciddi bir tecrübe ve eğitim gerektiriyor. Ben de tasavvufî anlamda hikâyeleri olan projelerde yer aldıkça, tasavvufî usul ve erkânı bilmek, bir dergâh ortamında nasıl davranılacağını öğrenmek gibi önemli noktalarda eğitim almış oldum. Bu nedenle sonraki benzer tasavvuf temalı projelerde rol almam kolaylaştı. Tabii bilinçli bir seçim tarafı da oldu. Çünkü bu projeler bana da izleyiciye de değer katıyor. O yüzden teklif geldiğinde hevesle kabul ettim.

"TOPLUMA FAYDASI OLABİLECEK YAPIMLARDA YER ALMAK ÖNCELİĞİM"

Oynadığınız roller yaşamınızı etkiler mi? Vefa Sultan size ne kattı?

Her rol insanın hayatına birebir yansımaz ama bazıları özel bir iz bırakır. Özellikle Vefa Sultan gibi tarihî şahsiyetleri canlandırdığınızda, onların yaşam biçiminden ve ahlâkından etkilenmemek mümkün değil. Onların hayatlarını okudukça hayranlık duydum. Bu roller bana örnek aldığım yeni bakış açıları kazandırdı.

Oyunculukta nasıl bir yolculuk istiyorsunuz? Başrol beklentiniz var mı?

Elbette oyunculuğu seviyorum ve her oyuncu gibi farklı karakterleri canlandırmak isterim. Başrolde olmak güzel bir hedef ama benim için esas olan rolün ya da projenin anlamlı olması. Topluma faydası olabilecek, izleyicide iz bırakabilecek yapımlarda yer almak önceliğim.

"KEMAL SUNAL EN BÜYÜK İLHAM KAYNAKLARIMDAN BİRİ"

Oyunculuk anlamında size yol gösteren ya da ilham olan biri oldu mu?

Çocukluğumdan beri Kemal Sunal'a hayranım. Onun projeleriyle toplumla kurduğu bağı çok değerli buluyorum. Bir halk kahramanıydı, yüzlere tebessüm bıraktı. Benim için en büyük ilhamlardan biri odur.

Bir rol için "asla yapmam" dediğiniz bir şey var mı?

Hayat felsefelerimden biri "asla asla deme"dir. Ama elbette tercih etmediğim şeyler var. Toplumun değerleriyle çelişen, insanların rahatsızlık duyabileceği roller bana uygun değil. Yaptığım işin topluma fayda sağlamasını ve kabul görmesini isterim.

Oyunculuğun en zor tarafı sizce nedir?

Her mesleğin zorlukları vardır. Benim için en zor kısım yeni bir rol geldiğinde karakteri oturtma aşamasıdır. O kişiyi tanıma, içselleştirme süreci biraz sancılı olabiliyor. Ama zorluğu kadar keyfi de büyük.

"DİSİPLİN OLMAZSA OLMAZ"

Bu sektörde tutunmak için sizce ne gerekli? İlişki ağı mı, disiplin mi, şans mı?

Bence üçünün de ayrı ayrı önemi var. Öncelikle disiplin olmazsa olmaz. Sahnede ya da sette disiplinsiz bir oyuncunun ayakta kalması mümkün değil. Ama iş yalnızca rol yaparken değil, boşta kaldığınız dönemlerde de disiplinli olmayı gerektiriyor. Kimi yazar, kimi çizer, kimi spora devam eder, kimi farklı eğitimlere katılır. Herkes bir şekilde kendini geliştirmek zorunda. Bu da ciddi bir disiplin istiyor. Şans faktörünü de göz ardı etmemek lâzım. Biz "nasip" deriz; bazen çok uğraşırsınız ama olmaz, bazen hiç ummadığınız anda kapılar açılır. Ve tabii ki ilişki ağı... Bu illa "birilerini tanımak" anlamına gelmiyor. Zaten sektörün içinde oldukça hem siz insanları tanıyorsunuz hem de insanlar sizi. Önemli olan bu ilişkileri doğru şekilde, samimiyetle sürdürmek. Bu da aslında iyi bir insan olmayı gerektiriyor.

"SUNUCULUK AYRI BİR SORUMLULUK YÜKLÜYOR"

Kariyerinizde sunuculuk yaptığınız dönemler de var. Yakın zamanda böyle bir iş var mı?

Sunuculuk, gerçekten çok sevdiğim bir alan. Kalabalığa hitap etmek kolay değil ama benim için çok keyifli. Oyunculukla sunuculuk arasındaki en büyük fark, oyunculukta bir karaktere bürünüyorsunuz; Ahmet, Ali, Veli, kimse... Ama sunuculukta Derda olarak varsınız. Yani tamamen kendinizsiniz ve ağzınızdan çıkan her kelime, her ifade doğrudan sizi temsil ediyor. Bu da ayrı bir sorumluluk yüklüyor. Yakın zamanda bu alanda işler olabilir. Çok sevdiğim bir iş olduğu için umarım güzel projelerde yer alma şansı bulurum.