Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri alanında usta isimlere verilecek

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Sergi Salonu'nda düzenlenen 29 Ekim Özel Programı'nda konuştu. Erdoğan, konuşmasının ardından 2024 Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü'ne layık görülen isimleri açıkladı.

aksam.com.tr

Gülcan Tezcan

Akademi ve sanat alanında Türkiye'nin en prestijli ödülleri olan Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Sergi Salonu'nda düzenlenen 29 Ekim Özel Programı'nda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklandı.

Ülkemizin kültür ve sanat alanındaki birikiminin taltif edilmesine özel bir ihtimam gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından ayrım gözetmeksizin toplumun tüm kesimlerinden nitelikli bilim ve sanat üreten kişi ve kurumları verilen ödüller, ülkenin kültür sanat birikiminin güçlenmesi, gelecek kuşaklara aktarılması adına da büyük önem taşıyor.

Bilim Kültür alanında bu yıl Gönül Tekin, Günay Kut, edebiyat alanında Fatma Karabıyık Barbarosoğlu, müzik alanında Ahmet Özhan, sinema alanında Göksel Arsoy, tiyatro alanında Turan Oflazoğlu, kütüphanecilik alanında Ramazan Minder, zanaatlar alanında Salih Balakbabalar büyük ödüle layık görüldü, Vefa ödülünün sahibi ise Halit Refiğ oldu.

BİLİM VE KÜLTÜR ÖDÜLLERİ İKİ ZİRVE İSME

Bilim Kültür alanında ödüle değer bulunan Prof. Gönül Tekin Harvard Üniversitesi'nde uzun yıllar hocalık yaptı. Türkoloji, Türk Mitolojisi ve Divan Edebiyatı'nın dünyada önde gelen uzmanlarından olan Prof.Gönül Tekin Harvard'da Türklük Bilgisi Araştırmaları adıyla çok önemli bir yayına da imza attı. Tekin'in Leyla ve Mecnun, Hayat Ağacı, Simurg'un Kanadı adlı eserleri yakın zamanda Türkçe'ye çevrildi.

Türk edebiyat profesörü ve eski Türk edebiyatı araştırmacısı Günay Kut, Fahir İz, Halil İnalcık ve Helmutt Ritter'den eğitim aldı. Boğaziçi Üniversitesi'nde Osmanlı Türkçesi dersleri verdi. Akademik hayatı boyunca 24 adet kitap, 172 makale ve 61 bildiri yayımladı.

Hikâyeci, roman yazarı ve sosyolog Dr. Fatma Barbarosoğlu İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü mezunu. "Türk-İslâm Felsefesinde Tasavvufî Eğitimin Değerlendirilmesi" başlıklı teziyle yüksek lisans eğitimini, İ.Ü. İktisat Fakültesi Sosyal Yapı-Sosyal Değişme Anabilim Dalı'nda "Modernleşme Sürecinde Moda-Zihniyet İlişkisi" başlıklı teziyle sosyoloji doktorasını tamamladı. Barbarosoğlu, akademik çalışmalarının yanı sıra köşe yazıları, öykü ve romanları ile de zamanına şahitlik ediyor. Kaleme aldığı eserler ile güncel ve gündem olana değil insana dair meselelere odaklanan Barbarosoğlu, araştırma kitapları ile toplumsal sorunlar konusunda gözden kaçanları dikkate sunarken öykü ve romanlarında da yaşanan dönemin ezberleri dışına çıkarak hayata ve insana göz hizasından bakmayı teklif ediyor.

TÜRK TASAVVUF MUSİKİSİ'NİN ÖNCÜSÜ

Müzik alanında Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü'ne değer bulunan devlet sanatçısı Ahmet Özhan, Müzik eğitimini İstanbul Belediye Konservatuarı ve Üsküdar Mûsikî Cemiyetinde tamamladı. 1981-1991 yılları arasında TRT İstanbul Radyosu ses sanatçısı olarak görev yapmıştı. Güncel ve klasik Türk müziğinin yanı sıra, 1974 yılında intisap ettiği Türk Tasavvuf Musikisi ve Folklorunu Araştırma ve Yaşatma Vakfında edindiği bilgi, birikim ve donanımla tasavvuf müziğini aslına uygun icrasıyla sahnelere taşıdı ve yeni bir akımın öncüsü oldu. Konya'da icra olunan Şeb-i Arus Törenlerine 1980 yılından itibaren aralıksız olarak her yıl katılan Özhan halen bu hizmetini sürdürüyor. Sanatçı, 1991 yılında kurulmasına vesile olduğu Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul Tarihi Türk Müziği Topluluğunun da Kurucu Sanat Yönetmenliği görevini yürüttü.

YEŞİLÇAM'IN ALTIN ÇOCUĞU

Yeşilçam'ın altın çocuğu olarak tanınan Göksel Arsoy, Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülleri'nde sinema alanında ödüllendirecek. Yapımcı Fuat Rutkay'ın yönlendirmesiyle 1957 yılında Sırrı Gültekin'in yönettiği Kara Günlerim adlı ilk filmi ile sinemaya adım atan Arsoy, 1960'lı yıllarda sayısız filmde rol aldı. 1999'da 36. Antalya Film Festivali'nde "Yaşam Boyu Onur Ödülü"ne lâyık görüldü.

TARİHİMİZİ TİYATRO SAHNESİNE TAŞIDI

Tiyatromuzun çınarlarından Turan Oflazoğlu da 2024 yılı Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülleri'nin tiyatro alanındaki sahibi olacak. Vefa Lisesi ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı, Felsefe bölümlerini bitiren Oflazoğlu, Washington'da tiyatro öğrenimi gördü. Birçoğu basılmış, TV'de yayınlanan tarih konulu oyunlar yazdı. Türk tarihi ve tarihimizin önemli karakterlerini konu alan oyunları ile yerli oyun repertuarına büyük katkı sağladı. Tiyatro eserleri dışında şiir, deneme, çeviri, senaryo türlerinde eserler vermiş; Nietzche, Rilke, Shakespeare, Kafka, Lorca ve Bergman'dan çeviriler yaptı, tiyatro üstüne yazılar yayınladı.

İstanbul Beyazıt Devlet Kütüphanesinin Müdürü Ramazan Minder'e de en başarılı Kütüphaneci ödülü verildi. Uzun yıllar İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı Atatürk Kitaplığı'nda önemli çalışmalara imza atan, ülkemiz kütüphanelerine 7/24 açık olma geleneğini kazandıran Minder, kütüphane alanındaki birikimi sebebiyle ödüle değer bulundu.

Minder, görev aldığı kütüphanelerde çöpe atılan ve yok olmakla karşı karşıya kalan birçok kitap ve belgeyi koruyarak arşivlerde yaşamasını sağladı.

TÜRK TEZYİNATINDA KENDİNE HAS BİR ÜSLUP GELİŞTİRDİ


Zanaatlar alanında ülkenin en önemli ödülüne değer bulunan Sedefkar Salih Balakbabalar İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü ve İstanbul Türk Musikisi Devlet Konservatuarı mezunu. 1977-1989 yılları arasında edebiyat öğretmenliği yaptı. 1989-1995 yılları arasında Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde öğretim görevlisi olarak çalıştı. 2012 yılına kadar da Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Geleneksel Türk Sanatları Bölümü'nde Ahşap Sedef İşçiliği dersi verdi. Fakülte yıllarında başladığı "ahşap oyma" çalışmalarını günümüz teknik ve imkânlarını da kullanarak geliştiren Balakbabalar, Türk tezyinatına ait seçkin ve özgün desenleri ve Türk hat sanatının nadide örneklerini ahşap, sedef, bağa, fildişi, altın, gümüş, pirinç gibi malzemelere uyguladı. Bu uygulamalarda kullandığı malzeme ve tekniklerle kadim Osmanlı zevkinden hareketle kendine has bir üslup geliştirdi.

2024 yılı Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülleri'nde Vefa ödülünün sahibi ise Türk sinemasında Ulusal sinema akımının kurucusu Halit Refiğ oldu. Türk sinemasında iz bırakan filmlere imza atan ve Batılı sinema anlayışına karşı "Ulusal Sinema" akımını ortaya koyan, bu anlayışa öncülük eden ödüllü yönetmen ve senarist Halit Refiğ, entelektüel kimliği ile de ömrü boyunca Türkiye'nin bağımsızlığını savundu. "Gurbet Kuşları" ve "Karılar Koğuşu"nun da arasında bulunduğu çok sayıda filmin yönetmenliğini ve senaristliğini üstlenen Refiğ, Robert Koleji Mühendislik Bölümünü bitirdi. Eğitimini yarıda bırakarak 1954'te yedek subay olarak gittiği Kore ve Japonya'da çektiği 8 milimetrelik filmlerle sinemaya başlayan Refiğ, askerlik vazifesinin ardından Akis, Kim, Yeni Sabah, Akşam ve Milliyet'in de arasında bulunduğu gazete ve dergilerde sinema yazıları yazdı. Yeşilçam'ı küçük gören Batı hayranı aydınlara karşı çok sert yazılar yazan Refiğ, Türk Sinemasının halkın ihtiyaçlarından doğduğunu, Batı sineması gibi bireysel sorunları ön planda tutmayan bir halk sanatı olduğunu savundu. "Şehirdeki Yabancı", "Gurbet Kuşları" ve "Haremde Dört Kadın" filmleri Sorrento, Yeni Delhi ve Moskova Film Festivallerinden ödüle layık görülen Refiğ, "Gurbet Kuşları" filmiyle 1. Antalya Altın Portakal Film Festivalinde "En İyi Yönetmen Ödülü"nü kazandı.

Türk sinemasında 1970'li yıllarda başlayan ahlaki çöküntü nedeniyle televizyon filmleri çekmeye başlayan Refiğ, Halit Ziya Uşaklıgil, Kemal Tahir gibi isimlerin eserlerini televizyon dizisine aktardı, Lütfi Ömer Akad ve Orhan Aksoy'un Halide Edip Adıvar'ın aynı isimli eserinden uyarladığı "Vurun Kahpeye" filmini yeniden çekti.

Türkiye'de ilk defa bugün Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi olarak devam eden İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi (İDGSA) Film Arşivi tarafından 1974'de başlatılan eğitim çalışmalarına katılan Refiğ, 1975'den itibaren İDGSA Sinema-TV Enstitüsü'nde Öğretim Görevlisi olarak çalışmaya başladı.

TRT adına çektiği dizilerle gündeme gelen usta yönetmenin Kemal Tahir'in aynı adlı romanından uyarladığı "Yorgun Savaşçı" adlı filminin 1980 askeri darbesinin ardından yakıldığı ilan edildi. Tek başına inandığı değerlerin mücadelesini veren Refiğ, Hollywood'dan gelen teklifi de elinin tersiyle geri çevirdi. Usta yönetmene 1997'de Mimar Sinan Üniversitesi tarafından "Onursal Profesörlük" unvanı verildi. Çok sayıda makale ve araştırma yazısı kaleme alan usta ismin "Ulusal Sinema Kavgası" adlı kitabı 1971 ve 2009'da okuyucuyla buluştu.