ALİ DEMİRTAŞ
Müzik çalışmalarıyla Türkiye müzik endüstrisi içerisinde özel ve özgün bir yerde duran, tınılarıyla bizi bambaşka yolculuklara davet eden, çaldığı enstrüman kabak kemane ile özgünlüğünü perçinleyen başarılı sanatçı Cafer Nazlıbaş aksam.com.tr için sorularımızı yanıtladı. Sohbetimize geçmeden önce gelin kendisini daha yakından tanıyalım: "1988 yılında Eskişehir'de doğdum. İlkokul, ortaokul ve lise dönemimi Eskişehir'de tamamladıktan sonra güzel sanatlar lisesi müzik bölümünde başlayan eğitimim, Ege Üniversitesi Devlet Türk Musikisi Konservatuarı ile aralıksız devam etti. Aynı zamanda müzikal yolculuğumu il dışında da birçok çalışmada bulunarak sürdürdüm ve halen de devam etmekteyim."
Cafer Nazlıbaş
GALİP GÜVENÇOĞLU SAYESİNDE KEMANE İLE TANIŞTIM
Müziğe ne zaman ve nasıl yöneldiniz? Müzik sizin için ne demek?
Müziğe ilkokul yıllarımda ritim sazlara merakım ile başladım. Sonrasında Halk Eğitim Merkezi'nde bağlama eğitimi alırken diğer yandan da çocuk korosuna katıldım. Ortaokul yıllarımda üstat Galip Güvençoğlu sayesinde kemane ile tanışarak artık kemane çalmam gerektiğine ve beni anlatan en güzel enstrümanın kemane olduğuna karar verdim. Müzik hayatımın ta kendisi desem yalan olmaz. Her ânımda müzik benimle. Müzik yapmasaydım n'apardım düşüncesi bile beni ürkütüyor hayatta tek bağımlı olduğum şey müziktir.
MÜZİK İYİ VE KÖTÜ OLARAK İKİYE AYRILIR
Kendi müzik tarzınızı nasıl tanımlıyorsunuz?
Ben genel olarak tarzlara isim veren biri değilim. Benim için müzik ikiye ayrılır, iyi müzik ve kötü müzik... Ben elimden geldiğince iyi müzik tarafında olmak için çabalıyorum. İcra ettiğim her ezgide kendimi ifade etmeye çalışıyorum ve dinleyenlere "Bunu kesin Cafer Nazlıbaş icra etmiştir" dedirtmek gayesindeyim. Bunu büyük ölçüde başardığıma inanıyorum. Duygularımı; kendi tavrımla, kendi nağmelerimle ve yorumumla ifade etmek ve bunu başarmak beni en mutlu eden şey.
KEMANE, DÜNYADAKİ EN DUYGUSAL İFADEYE SAHİP
Neden farklı bir enstrüman değil de kabak kemaneyi seçtiniz?
Kemane çalmaya başladığım yıllarda sazımın çok fazla bilinmeyişi, halk müziği dışındaki tarzların içinde fazla yer almamış olması beni kemaneye çok fazla bağladı ve bu anlamda hırslandırdı. Kemane dünyadaki en duygusal ifadeye sahip sazlardan biri bana göre ve çok duygusal biri olarak kendi adıma doğru enstrümanı tercih ettiğime inanıyorum.
En çok hangi tarz ya da kimlerin bestesini çalarken duygulanıyor, içine giriyorsunuz ve hissediyorsunuz?
Daha çok duygusal ve insanların gönlüne dokunan ezgileri yorumlamayı seviyorum. İsim, tarz vs. hiçbir şeyi ayırt etmiyorum.
Bize biraz beste/müzik üretim sürecinizden bahseder misiniz?
Bu süreç çok enteresandır. Kimi, yıllarca notalar ile boğuşup beste yapmaya uğraşır, kimi de yaşadığı ya da etkilendiği bir olaydan veya kendi yaşantısından direkt olarak beslenip herhangi bir anda birden sözleri ve ezgileri seslendirmeye başlar. Bu da benim en sevdiğim şey çünkü samimidir, gerçektir. İnsanlara anında ulaşacak müzik odur.
MÜZİĞİNİ KALBİ İLE YAPAN HERKESLE DÜET YAPMAK İSTERİM
Düet yapmak istediğiniz isimler var mı ülkemizde?
İlk albümüm Feryad-ı Kemane'de Türkiye'de bulunan birbirinden değerli ve hayranı olduğum birçok usta ile bir araya geldim. Sonrasında da hayranı olduğum birçok usta isimle düetler ve konserler yaptım diyebilirim. Müziğini kalbi ile yapan herkesle seve seve düet yapmak isterim.
PİYASAMIZ TEPEDEN TIRNAĞA SORUNLAR İÇİNDE
İçinde bulunduğunuz sektörde sizi üzen bir konu var mı?
Şu an müzik piyasamız tepeden tırnağa sorunlar silsilesi halinde. Bu beni çok üzüyor. Parası olan PR ile kendini ünlü eder, yaşadığı saçma sapan ilişkilerle gündeme gelen ve teşhircilik yapmaktan çekinmeyen birden ünlü olur... Sanat haricinde her şeyin ön planda tutulduğu, hazır şeylerle, duygusuz ve hiçbir anlam ifade etmeyen çalışmalar yapanların zengin edildiği bir dönemdeyiz. Yazık, hem de çok...
Hayallerinizden, projelerinizden ve planlarınızdan bahseder misiniz?
Benim tek hayalim ülke olarak müziği gerçekten bilerek, hakkını vererek, iyiyi kötüyü ayırabilen ve buna tavrını net bir şekilde koyabilen bir toplum haline gelmemizdir. O zaman ben ve tüm kıymetli müzisyenlerin yaptığı işler zaten gün yüzüne çıkacak ve hak ettiği yerde olacaktır.