Bir çocuk nasıl lidere dönüşür? Bir milletin kaderini değiştiren kahraman nasıl bir ailede, hangi iklimde büyür? Neler dinler, duyar büyüklerinden? Hayalleri hangi duygularla şekillenir? Zor ve karmaşık denklemlerin kurulu olduğu bir coğrafyada büyümek ne katar insana? 'Özgürlük ve adalet savaşçısı' kime denir? Bu ruhu taşımak için nasıl bir karaktere sahip olmak lazım? Merak ettiğimiz ne çok soru var. Meryem Uçar işte tüm bu soruların cevabını özgür Bosna Hersek'in kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı Aliya İzzetbegoviç'in hayatında bulmuş. Ve Aliya'nın hayat yolculuğundaki satırbaşlarını bir roman kurgusu içinde kaleme almış.
DÜŞMANI BİLE SAYGI DUYDU
Aliya İzzetbegoviç'in gerçek yaşam öyküsüne sadık kalınarak kaleme alınan roman, akıcı ve sade anlatım diliyle çocuklara, gençlere ve genel okur kitlesine, yakın dönemin en güçlü ve düşmanları tarafından bile saygı duyulan Müslüman liderini anlatıyor.
Aliya küçük yaşlarında kurmaya başlar dünyayı değiştirme hayallerini. Dünyayı değiştirmek için elbette sadece hayal kurmak yetmez, çalışmak da gerekir. Aslında hiç de tesadüfi değildir onun yaşadıkları. Kahramanlığı adını taşıdığı dedesinden ona tevarüs etmiştir. Bu mirasın en etkileyici anısını 'Torununun Özgürlük Bedelini Ödeyen Dede' başlıklı bölümde okuyoruz romanda.
Bosna'nın kaderini değiştirdi
Yıllar içinde gördüğü zulümler, adaletsizlikler Aliya'yı idealinden döndürmez. Kendisi gibi düşünen Bosna'nın yiğit evlatlarıyla harekete geçer. Dünyayı değiştiremese de halkıyla birlikte verdiği büyük savaş sonunda Bosna Hersek'in kaderini değiştirir. Bosna Hersek artık özgür bir ülkedir. Aliya da bu özgür ülkenin ilk cumhurbaşkanı olur. Meryem Uçar, şartlar ne kadar zor olursa olsun adaletten ve özgürlükten hiçbir zaman vazgeçmeyen Aliya İzzetbegoviç'in destansı mücadelesini anlatıyor.