Turkcell Platinum Black katkılarıyla gerçekleşen ALEM Talks Podcast'in konuğu başarılı iş insanı Leyla Alaton oldu. Pandemi döneminde yazmaya karar verdiği 'Beğenmeyen Bakmasın' kitabının serüvenini Alaton, "Bu kitap pandemi bebeği. Bu süreçte yapılacak en güzel şey gelecek nesillere kalıcı bir şey bırakmak. Bana bu ilhamı veren üretkenlik. Üretkenliğe olan zaafım. Boş durmamak, zamanı iyi değerlendirmek ve üretici olmak adına bildiklerimi, öğrendiklerimi, şahit olduklarımı, yaşadıklarımı özümseyerek genelde röportajlarda veya üniversite konuşmalarında dile getiriyorum. Bunu hiçbir zaman yazıya dökmemiştim. Çok yakın dostum editör Nur Coşkun ile bunu kaleme aldık" sözleriyle dile getirdi. Kitabın kapak resminin ALEM Dergisi ile gerçekleştirdiği çekimden, Ayten Alpün imzalı bir kare olacağını müjdeleyen Alaton kitabının isminin hikayesine de değindi: "Kitabın adı 'Beğenmeyen Bakmasın'. Bunun çok güçlendirici bir deyim olduğunu düşünüyorum. En azından beni çok güçlendirdi. 13 yaşımdayken büyükanneme, 'O bana niye bakıyor, bu bana niye bakıyor?', 'O mu kötü, bu mu yanlış?' diye sorduğumda o da bana, 'Beğenmeyen bakmasın' demişti. Beni çok rahatlatan bir deyim oldu bu. Gerçi senelerce bu deyimi rafa kaldırmış, buzdolabına koymuştum ama sonra kendimi güçsüz hissettiğim anlarda bunu hatırlayıp çok daha iyi hissettim. Kitabın adını da hiç tereddütsüz koydum."
SAVURGAN DEĞİLİM
Çocukluk yıllarından bahseden Leyla Alaton, mütevazı bir ailede yetiştiğini ifade etti. Ailesinin merdivenleri yavaş yavaş çıktığını belirten Alaton, bu durumun onun yaşantısına etkisini, "Savurgan olmamayı, değer bilmeyi, şükretmeyi öğrenerek büyüdüm. Fazla veya gereksiz olan hayatımızda yoktu. Onun için de sıhhatli bir çocukluğum oldu" cümleleriyle ifade etti. Her zaman özgür bir ruh olduğunu belirtirken, insanın sıhhatli olabilmesi için kendi alanını koruması gerektiğini söyleyen Alaton, ''İlk 13 yaşımda ülke dışına çıkmıştım. O yaşlarda ailenin yanında olmamak ve başka durumlara ayak uydurmaya çalışmak sizin köşelerinizi törpülüyor. Nitekim değişik ailelerin evinde kalmak, bambaşka çevrelerde bulunmak o yaşlardan itibaren önyargısız ve daha açık fikirli olmaya itti beni. Yani her zaman özgür bir ruhtum. Kendi alanımızı korumak hepimiz için çok değerli. Bir yere kadar insanları yanımıza sokmamız lazım, buna ailemiz de dahil" dedi.
EKİP ÇALIŞMASI ÖNEMLİ
Leyla Alaton, iyi bir ekiple çalışmanın iş hayatında başarıyı getirdiğine de değindi: "Eğer iyi bir ekiple çalışırsan başarılı olursun. Tek başına hiç kimse başarılı olamaz. Vizyoner olabilirsin, güzel hedefler koyabilirsin, ekibini motive edebilirsin ama beraber başarıyorsun. Mutlaka bu beraberliği hissetmek ve hissettirmek lazım. Ben bunu hissettirdiğimi düşünüyorum en azından daha yakın çalıştığım ekiplerde." Alaton, girişimci olmak isteyenlere tavsiyelerini, "Girişimci olmanın bedelleri var ama bir o kadar da ödülleri var. Mühim olan neyi riske attığın: paranı mı, adını mı? Girişimcilik moda kelime olsa da kolay bir şey değil. Herkes kendi işini kurup, serbest olmayı arzu ediyor. Ama ben ekip çalışmasına inanıyorum. Ortaklık da çok zor bir şey. Onun için baştan çizgilerin çok iyi belirlenmesi ve çok iyi bir planlama yapılması gerekiyor" sözleriyle ifade etti.
BABASININ İZİNDE
Babası İshak Alaton'un bilgiye aç bir insan olduğunu dile getiren Leyla Alaton, onun izinden gittiğini belirtti: "Babamın öğrenmesinin sonu yoktu ve öğrendiklerini bizimle paylaşırdı. Biz de onu ağzımız açık dinlerdik. Paylaşmak onun için bir tutkuydu. Onun yanında bunu özümsememek imkansız. Sonrasında fark ettim, öğreniyorum ve öğrendiklerimi paylaşıyorum. Paylaşmayı seviyorum, bu da çok güzel bir his. Bu benim için bir tutku. Herkese bunu sunuyorum isteyen alır, istemeyen almaz."