Afgan kızının fotoğrafçısı Steve McCurry, Ankara'da

Afgan kızı fotoğrafıyla dünyaca ünlü bir isim haline gelen Steve McCurry, en çok bilinen 47 çalışmasıyla Başkent Kültür Yolu Festivali kapsamında Ankaralılarla buluşuyor. McCurry ile, 14 Ağustos'a kadar CerModern'de gezilebilecek ‘Photographer' başlıklı sergisi öncesi bir araya geldik.

RÖPORTAJ: RECEP ASLAN

Fotoğraf çekmeye dair ilk anılarınızdan bahseder misiniz? Çocukken fotoğraf makineleriyle ilgili miydiniz?

Babam fotoğrafa hep ilgi duymuştur. Eski bir Argus C 35 mm fotoğraf makinesi ve gençken çektiği bir kutu dolusu diası vardı. Çocukken resim yapmayı seviyordum ve sinemacı olmak istiyordum. Ancak fotoğrafçılıkla tanıştığımda onun bana daha uygun bir alan olduğuna karar verdim. Fotoğraf çok daha ani ve spontaneydi, ayrıca gezmek ve yeni yerler keşfetmekten de keyif alıyordum.

Fotoğrafçılık alanında dünyanın en çok tanınan isimlerinden birisiniz ve fotoğraf tutkunlarının hayran olduğu çok sayıda eseriniz var. Ancak halk sizi ikonik "Afgan Kızı" fotoğrafınızla tanıyor. Tek bir fotoğrafın bu kadar güçlü bir etki yaratacağını hayal etmiş miydiniz?

Kızın güçlü bir ifadesi olduğunu ve ortaya etkileyici bir portre çıkacağını biliyordum. Ama bunun haricinde, her zamanki portre çekimlerimden pek bir farkı yoktu.

EN İYİ YOLU SAYGILI DAVRANMAK

Dünyanın dört bir yanında fotoğraflar çekiyorsunuz. Fotoğrafladığınız yerlilere nasıl yaklaşıyorsunuz? Onları size poz vermeye nasıl ikna ediyorsunuz?

Bir insana yaklaşmanın en iyi yolu ona saygılı davranmak, gülümsemek ve kendisini sizin yanınızda rahat hissetmesini sağlamaktır. Eğer güvenlerini kazanmayı başarırsanız insanlar size içini açıyor ve fotoğraflarını çekmenize izin veriyor. Ben şimdiye dek ne yaptığımı açıkladığımda ve sürece onları da dahil ettiğimde insanların yardımcı olmaya çok gönüllü olduklarını ve fotoğraflarını çekmeme izin verdiklerini gördüm.

Bize biraz fotoğraf çekme sürecinizden bahsedebilir misiniz? Fotoğraf konularınıza nasıl yaklaşıyorsunuz?

İlk adım doğru modeli ve karenin atmosferini zenginleştirecek, fotoğraf için uygun şartları sunacak yeri bulmak. Model rahat olmalı, saygı gördüğünü ve fotoğrafçıyla model arasındaki ilişkinin önemli bir parçası olduğunu hissetmeli.

Son kitabınız "Stories and Dreams: Portraits of Childhood" (Hayaller ve Hikâyeler: Çocukluk Portreleri) geçen yıl yayınlandı. Sizce çocuk fotoğrafları nasıl oluyor da bu kadar etkileyici olmayı başarıyor?

İyi bir çocuk fotoğrafı, bakanlara çocuk oldukları zamanı hatırlatır. O fotoğraftaki bir yer, bakış, hareket, herhangi bir şey bu anıyı tetiklemeyi başarabilir.

Hayranı olduğunuz bir Türk fotoğrafçı var mı?

Ahmet Sel'in portrelerine bayılıyorum. Işık ve kompozisyonu harika bir şekilde kullanıyor ve doğru ânı yakalıyor.

Birçok genç fotoğrafçılığa telefonlarında fotoğraf çekerek başlıyor. Sizce akıllı telefonların getirdiği rahatlık onlara kariyerlerinde fayda mı sağlıyor yoksa zarar mı getiriyor?

Günümüzde telefonu olan neredeyse herkes anlamlı ve önemli fotoğraflar çekebiliyor. Cep telefonlarıyla harika projelere imza atan fotoğrafçılar olsa da geleneksel fotoğraf makinesiyle elde ettiğiniz sonuca bir telefonla asla ulaşamazsınız. Yine de herkes yaratıcılığını kendince ifade etmekte özgür olmalı.