2 bin 200 yıllık göz kuruluğu için kullanılan krem kabı bulundu

Kütahya'nın Çavdarhisar ilçesindeki 'ikinci Efes' olarak da adlandırılan Aizanoi Antik Kenti'nde yürütülen kazı çalışmalarında, yaklaşık 2 bin 200 yıl önce göz kuruluğu için kullanıldığı belirtilen krem kabı bulundu.

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Dünya  Miras Geçici Listesi'ne 2012 yılında dahil edilen, Anadolu'daki en iyi korunmuş  Zeus Tapınağı'na ev sahipliği yapan Aizanoi Antik Kenti'nde, 2011 yılından beri  tarafından Halk Yatırım sponsorluğunda kazı ve alan araştırmaları yürütülüyor.

 
Aizanoi Antik Kenti Kazı Başkanı Prof. Dr. Elif Özer, AA muhabirine  yaptığı açıklamada, il merkezine 48 kilometre uzaklıkta olan antik kentte daha  önce Alman arkeologların yaptığı kazı çalışmalarının 2011 yılından itibaren  Bakanlar Kurulu kararıyla Türk arkeologlar ve uzmanlar tarafından yürütüldüğünü  söyledi.
 
Nekropolis (mezarlık) alanlarında yürütülen kazı çalışmalarında antik  kentte yaşayan insanların ölü gömme adetleriyle ilgili önemli bulgular elde  ettiklerini anlatan Özer, şöyle konuştu: 
 
"Kente geldiğimiz ilk andan itibaren buradaki insanların ölü gömme  adetleri nelerdi sorusunu sorduk ve bu doğrultuda kazılar gerçekleştirildi.  Kazılar sonucunda iki bin yıl önce Aizanoi yaşamış ve ölmüş insanların sosyal  hayatlarına dair en önemli verileri bu mezarlardan elde edilen buluntularla  çalışarak tespit edebildik. Kamulaştırma işlemlerinin tamamlanmasının ardından  kentin kuzeyindeki nekropol alanında kazılara başladık. Burada 150 civarında  mezar tespit ettik. Aizanoi'de milattan önce ikinci ve birinci yüzyıllarda  ölülerin kremasyon yapılarak (yakılarak) gömüldüklerini belirledik. Bu mezarlar  günümüzden yaklaşık 2 bin 200 yıl öncesine aitti. Yaptığımız incelemede ölülerin  ardıç ve meşe ağaçlarıyla mezar içinde yakıldıklarını belirledik. Tespitlerimize  göre, yaklaşık iki yüz yıl boyunca Aizanoi Kuzey  Nekropolis’te sadece kremasyon   (yakılarak gömülme) uygulanmıştır."
 
Özer, milattan sonra birinci yüzyılın başından itibaren ise ölüleri  yakarak gömme geleneğinin azaldığını ve sonrasında inhumasyon (yakılmadan normal  defin) uygulamasına dönüldüğünü aktardı.
 
Özellikle ölülerin yakılarak gömüldüğü mezarlarda çok nitelikli  bulgulara rastladıklarını belirten Özer, şunları söyledi:
 
"Bazı buluntuların bu bölgeye özgü olmadığını tespit ettik. Benzer  örneklerine antik çağda Makedonya'da rastladık. Bir mezardan Roma mitolojisinde  Herkül olarak adlandırılan pişmiş topraktan Herakles heykeli çıktı. Mezarın  içinde ve dışında mızraklar ve ok uçları, küller vardı. En ufak bir diş izine  bile rastlayamadığımız için cinsiyet tespiti yapamadık ancak buluntuları  yorumlayarak bu mezarın bir erkeğe ait olduğunu, muhtemelen okur yazar ve yüksek  derecede bir asker olduğunu, yazıtlara göre de Makedonya kökenli bir asker  olabileceği bilgisine ulaştık."
 
Gözdeki kuruluğun tedavisinde kullanılmış

Özer, bir mezarda "lykion" adı verilen göz kremi kabı bulduklarına  işaret ederek şu değerlendirmeyi yaptı:
 
"Bu kabın özellikle antik Roma döneminde göz kremleri için  kullanıldığını biliyoruz. Antik çağda bunun ham maddesi Likya bölgesinde ve  Hindistan'da var. 18. yüzyılın sonuna kadar da bu bitkinin özellikle gözdeki  kuruluk için tedavi amaçlı kullanıldığı da kaynaklarda geçiyor. Bu kap günümüzün  sürme kaplarının formunu andırır bir kap. Antik çağ yazarlarının metinlerini  incelediğimizde özellikle 'lykion'u askerlerin kullandığı bilgisi verilmiştir.  Güneşin altında kalan özellikle Mısır'daki Romalı askerlerin göz kuruluğuna karşı  kullandıklarını antik kaynaklarda görebiliyoruz. Biz bu kabı asker olabileceğini  düşündüğümüz bir erkeğin mezarından bulduk. Antik çağ inancına göre ölümden sonra  yaşam devam etmektedir. Mezara bu kabın konulması, ölen kişi için bu kap ve  içindeki kremin önemli olduğuna ve gittiği dünyada da ihtiyaç duyacağını düşünen  yakınları tarafından mezarına konduğuna işaret etmektedir."
 
Özer, milattan önce birinci yüzyıl ile milattan sonra birinci yüzyıl  başlarına tarihlenen bu kabın Kütahya Arkeoloji Müzesi'nde sergilendiğini  aktardı.
 
Roma hamamı ortaya çıkarıldı

Antik çağdan kalma bir hamamı da ortaya çıkardıklarına dikkati çeken  Özer, "Alman arkeologların yarım bıraktığı hamam kazısını biz tamamladık. O  dönemki hamamlar günümüzün hamamları gibi olduğunu gördük. Hamamda çanak, çömlek  gibi çok fazla kap yok. Sadece düşürülen sikkelerle karşılaşabiliyorsunuz.  Bulduğumuz hamam, milattan sonra 4'üncü yüzyıla kadar faaliyetini sürdürmüş."  dedi.
 
Özer, kazı çalışmalarında arkeoloji öğrencileriyle akademisyenlerden  oluşan 35 kişilik uzman ekip ve aralarında kadın işçilerin de olduğu yaklaşık 55  kişiyle kazı çalışmalarını yürüttüklerini kaydetti.

(AA)