120 yılı özetleyen sergi: ''Sahre''

Temelleri beş kuşak önce, 1904 yılında büyük dede Misafirzade Sani Efendi'nin Gaziantep'te kurduğu dokuma tezgâhları ile atılan SANKO Holding, 120. yaşını, geçmiş hikâyesini sanatla buluşturduğu “Sahre” sergisiyle kutluyor.

Sahre geleneğinin ruhundan beslenerek kurumun aile, bağlılık, kolektif çalışma, sürdürülebilirlik gibi ortak değerlerinden ilham alan sergi gelenekle çağdaş sanatı buluşturuyor. Küratörlüğünü Ayça Okay'ın üstlendiği sergide Leyla Emadi, Fırat Engin, Murat Germen, Jennifer İpekel, Nergiz Yeşil ve Hakan Yılmaz'ın işleri yer alıyor.

Serginin açılışında konuşan SANKO Holding Yönetim Kurulu Başkanı Adil Sani Konukoğlu, "Üretim yolculuğumuz, geçen yüzyılın başında Gaziantep'te başlıyor. Büyük dedemiz rahmetli Sani Bey, 1904 yılında dokuma tezgâhıyla iş başı yapıyor. Grubumuzun temellerini dedemiz atıyor, ama üzerine bin bir emekle işi devam ettiren nenemiz Hatice Hanım oluyor. Yemen harbinde şehit düşen dedemizin tezgâhlarını, nenemiz Hatice Hanım büyük zorluklar içinde çalıştırarak ailesinin geçimini sağlıyor. Bir yandan işleri yürütürken aynı zamanda dedem Zekeriye Bey'i de büyütüyor. Dedem, belli bir yaşa geldiğinde işleri nenemden devralıyor. Bu hikâyeyi çok fazla insan bilmez, ama bugünkü SANKO'nun temellerinde bir kadının emeği, göz nuru var. Zekeriye dedem büyüdükten sonra 4 tezgâhla işlerin başına geçer" şeklinde konuştu. Bu uzun soluklu üretim yolculuğunu güncel sanatın diliyle bugüne taşıyan sanatçılar, SANKO'dan aldıkları ilhamla 120 yıllık hafızadan esinlenerek eserlerini şekillendirdi. SANKO'nun faaliyet alanlarıyla bağlantılı çeşitli materyaller ve üretim süreçleri çağdaş sanatçılar tarafından yorumlanarak sanat üretimine dönüştü.

Serginin temasını oluşturan "Sahre" sözcüğü, Gaziantep ve bölgesinde geçmişten günümüze uzanan bir geleneği anlatıyor. "6 gün çalış, bir gün dinlen" felsefesiyle Gaziantep halkının bir araya gelip vakit geçirdikleri, birlikte sofralarını, dertlerini paylaşarak çözüm aradığı, güzel gelişmeleri kutladığı ve müşterek geleceklerini planladıkları zamanlara işaret ediyor. Bu gelenek, dayanışmanın ve toplumsal bağları güçlendirmenin de önemini anlatıyor.

SERGİDE ALTI ÇAĞDAŞ SANATÇININ ESERLERİ YER ALIYOR

Sergide izleyiciye bu köklü kurumsal tarihin yolculuğunu anlatan Hakan Yılmaz'a ait "Zamanın İlmekleri" başlıklı dijital deneyim alanı konvansiyonel ve dijital sanat arasında bir bağ oluşturarak SANKO Holding'in 120 Yıllık hikâyesini anlatıyor. Makine ve endüstri estetiği üzerine yoğunlaşan pratiği ile Murat Germen ise SANKO Holding'in dinamik, disiplinli ve profesyonel üretim tesislerini lensinden yorumluyor. Bu görsel anlatım, holdingin Anadolu topraklarından global arenaya uzanan yolculuğunda uzun yıllar boyu nasıl sağlam ve dimdik ayakta durabildiğini gözler önüne seriyor.

Leyla Emadi, beton ve kökleri iç içe kullanarak aile bağlarını, kuşaklararası güç birliğini yücelten bir çalışma sunuyor. Avlunun orta yerinde konumlandırılan eser, toplumsal yararlara odaklanan SANKO'nun sosyo-ekonomik katkılarına da işaret ediyor. Sahrenin 'paylaşım' teması burada 'hafıza paylaşımı' olarak öne çıkıyor.

Fırat Engin, neon tipografilerle SAHRE geleneğine atıfta bulunan "Rafık", "Hasbihal", "Elden Ele", "Vuslat" sözcüklerini eserine taşıyor. Süper Film'in ambalaj filmlerini kullandığı eserinde SANKO'nun geçmişini ve değerlerini korumayı ve gelecek nesillere aktarmayı amaç edinirken SANKO'nun kültürel mirası koruma konusundaki kararlılığına da işaret ediyor.

Jennifer İpekel, geri dönüşümlü kumaşlar ve batik, dikiş ve kırkyama gibi geleneksel tekniklerle bölgenin efsane/destan, gelenek ve öğretilerini soyut bir biçimde yeniden canlandırıyor. Doğa ve insan arasındaki dengeyi yansıtan bu çalışma, gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakma uğraşını kavramsal olarak anlatıyor. Eser unutulmakta olan geleneksel bir üretim biçimini yeniden sahneye taşıyarak Kilis'teki yorgan ustası Aziz Akkaya'nın iş birliğiyle gerçekleşmiş.

Nergiz Yeşil, bio sanat çalışmalarıyla doğa ve sürdürülebilirliği bir araya getiriyor. SANKO'nun geri dönüştürülmüş elyafları kombucha mantarlarıyla dönüştürerek sergilediği eseri, hem ekolojik döngüye vurgu yapıyor hem de toplumsal fayda sağlama hedefine uyum sağlıyor. Deneysel olarak gözlemlenebilecek olan yeni türün gelişimi sergi boyunca izlenebilecek.

Hakan Yılmaz, ilmek ve düğüm metaforlarıyla SANKO'nun tarihini dijital bir deneyim alanında sunuyor. Bu eser, her ilmeğin bir dönemi, her düğümün ise kritik bir başarıyı simgelediği uzun yolculuğu temsil ediyor.

SANAYİ VE SANAT ÜRETİMİ ARASINDA YENİ BİR ÖNERME OLUŞTURUYOR

Baksı Müzesi Yönetim Kurulu Üyesi Küratör Ayça Okay ise konuşmasında şu görüşlere yer verdi: "Bugün SANKO Holding'in 120 yıllık görkemli kurumsal yolculuğunu onurlandırmak üzere "Sahre" başlıklı sergimizi izleyiciye sunmak üzere buradayız. Projeye 7 ay gibi bir sürede hazırlandık. Bu değerleriyle samimi kadim şehre pek çok kez keşif ve araştırma gezileri düzenledik. Şunu söylemeliyim ki bu sergi köklü bir endüstri kuruluşu olan SANKO'nun altı değerli çağdaş sanatçıyla kurduğu güçlü iş birliğini tüm varlığıyla yansıtıyor. Ülkemizin daha iyi bir geleceğe sahip olması için 120 yıldır kaynak oluşturan ve bunu durmadan yorulmadan her gün sistematik biçimde yapan binlerce kişinin emeğinin tek çatı altında buluştuğu SANKO'nun yaratıcılığa açtığı alan; Sanayi ve sanat üretimi arasında yeni bir önerme oluşturuyor. Sergi, 9 Aralık 2024 tarihine kadar ziyaret edilebilecek.