Anadolu Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Ekoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof Cengiz Türe, Bursa’da Sağlıklı Kentler Birliği’nin karbon ayak izi ile ilgili basın toplantısına katıldı.
Prof Türe, atmosfere yayılan karbon gazının azaltılması için bireylere ve üretim yapan şirketlere görevler düştüğünü söyledi.
Türe, karbon ayak izinin kısaca tanımını yaptıktan sonra, toplumun bu konuda kendini küçük küçük dizayn etmesi gerektiğine dikkat çekerek, “Bilim insanları ve kamu yöneticileri topluma verdiği mesajlar doğrultusunda insanları doğru bilgilendirmeli. Bakın bu gün son zamanlarda, enerji tüketiminin yüksekliği nedeni ile fosil yakıtlar dediğimiz, enerjisini aldıktan sonra çevreye çok büyük zararlar veren, hem karbon salınımı açısından hem de hava, çevre kirliliği açısından, fosil yakıtların bizler için oluşturmuş olduğu tehditlerin en başında gelen bir küresel ısınma ve iklim değişikliği sorunu yaşıyoruz.” dedi.
En fazla kentler zarar görür
Bu sorunun çözümünde en önemli aktörlerin kentler olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Cengiz Türe, enerji tüketiminin yüzde 80’inin kentlerde yaşandığını söyledi.
Ortaya çıkan iklim değişikliğinde en fazla kentlerin zarar göreceğini belirten Türe, “Kentlerimiz maalesef bugüne kadar düzenli ve ritmik iklime göre planlanmış durumda. Bugün şu kadar yağmur yağacak denir, o kadar yağardı. Alt yapılar bu iklimlere göre düzenlenmişti. Ama artık durum öyle değil. Bir ayda düşmesi beklenen yağmurun 1 gün, bazen 1 saatte kente düştüğünü görebiliyoruz. Ya da beklediğimiz yağışın gerçekleşmediğine tanıklık ediyoruz” şeklinde konuştu.
Yüzde 114’lük bir artış
Bu süreci sürdürmenin yolunun 3-E olduğunu ifade eden Türe, “Nedir 3-E? Ekonomi, enerji ve ekoloji. Bu üçünü öyle güzel yöneteceğiz ki ne enerjisiz kalacağız, ne ekonomimiz dip yapacak, ne de ekolojimiz bozulacak. Bunu yapma yeteneğine sahibiz. Dünyada bunu başaran ülkeler var. Dünyada zenginleşmiş olan ülkeler bu anlamda başarı gösteriyor” dedi. Enerjinin verimli kullanılması ve yenilenebilir olması gerektiğini söyleyen Türe, karbon ayak izinin azaltılarak sağlıklı yaşamanın ancak böyle mümkün olacağını ifade etti. “1990’lı yıllarda 180 bin tondan Türkiye'nin karbon miktarı 400 kusur milyon tona ulaştı. Yüzde 114'lük bir artış var ülkemizde. Ama elbette bu sürecin aktörü olan ülkelerden biri değiliz biz. Amerika, Çin, Japonya gibi yüksek üretim yapan ve ekolojik karbon ayak izini arttıran ülkeler var” diyerek sözlerini sürdüren Türe, Sağlıklı Kentler Birliği’nin bu rakamları geriye çekmek için çok ciddi çalışmaları olduğunu sözlerine ekledi.
Karbon ayak izinin azaltılması için bir başka çalışmanın da “Karbon Borsası” olduğunu anlatan Prof. Dr. Cengiz Türe, üretim yapan her firmaya belirli bir karbon gazı salınım kotası verileceğini ve bu kotadan artırım sağlanması durumunda sertifikaların satılıp, gelir elde edilebileceğini vurguladı. “Dünyada ve İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) bu konuda çalışmalara başladı” dedi.
Cengiz Türe, karbon ayak izinin azaltılması için toplu ulaşım araçlarının veya bisiklet kullanımının yaygınlaştırılmasının, katı atıklardan vazgeçilmesinin, yenilenebilir enerjinin özendirilmesinin, ev ve iş yerlerinde de enerjinin verimli ve tasarruflu kullanılması gerektiğinin altını çizdi.
İHA