Bu yıl rekor kırması beklenen otomotiv pazarının 2016'da yurt dışı ve yurt içindeki yoğun gündem ve bunların talep tarafında yaratabileceği olası etkiler nedeniyle yüzde 5 civarı daralması bekleniyor. Yurt dışı tarafta ABD'de başlayan faiz artırımının seyri ve Türkiye'ye etkileri, yurt içinde ise hükümetin reform programı ve jeopolitik gelişmeler pazara şekil veren unsurlar olacak.
Türkiye Kasım ayı sonu satışları itibariyle Avrupa'nın altıncı büyük otomotiv pazarı konumunda bulunuyor.
Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) Genel Koordinatörü Hayri Erce Reuters ile yaptığı söyleşide, "2016 pek çok konuda 2023'e ve sonrasına kadarki gelişmelerin şekillenmeye başlayacağı yeni bir sürecin başlangıç yılı olacak. Yurt dışında Fed önemli bir süreç, jeopolitik belirsizlikler var; içeride ise ne olacağına dair bir sıkıntı var" dedi ve ekledi:
"Bunları yan yana koyunca pazarda 2015'e göre daralma olabilir. Yüzde 5 civarı daralma gözlenebilir."
Bu yıl ağır ticari araç dahil toplam pazarın 990,000-1 milyon adet arasında gerçekleşeceğini tahmin eden ODD'nin 2016 tahmini ise 900,000-950,000 düzeyinde bulunuyor. Bu yılki hedefin gerçekleşmesi halinde en son 911,000 adet ile 2011'de yakalanan pazar büyüklüğü rekoru da kırılmış olacak.
2014'te yüzde 10 daralmıştı
Bu yıl Ocak-Kasım döneminde otomobil ve hafif ticari araç pazarı yüzde 31 artışla 811,844 adet oldu. Pazardaki keskin büyüme ise 2014 yılındaki baz etkisinden kaynaklanıyor.
Bu yıl güçlü toparlanma kaydeden pazar 2014'te bankaların kredi vermesini zorlaştıran düzenlemeler ve vergi artışları nedeniyle yüzde 10 daralma kaydetmişti.
Erce, pazara şekil verecek bir numaralı unsurun ABD'deki faiz artırımlarının hızı olduğunu belirterek, "ABD'de faiz artırım süreci ne hızda devam edecek. Şu anda 3 ayda bir artırım olacak gibi görünüyor... Buna Avrupa nasıl cevap verecek. ABD ve Avrupa'nın yapacakları pariteyi etkileyecek" dedi.
ABD'de 2007-2008 finansal krizinden bu yana neredeyse sıfır olan faizler borçlanma maliyetlerini düşürerek dünya genelinde ekonomi ve talep tarafına destek veriyor. Ancak bu ay ABD'de yapılan ilk faiz artışının ardından borçlanma maliyetlerinin kademeli artması bekleniyor. Erce ülke içi gelişmelere bakıldığında ise Türkiye'nin sınırlarındaki savaşlara ve Rusya ile gerilime dikkat çekti, "Bunların seyri 2016 için belirleyici olacak. Eğer buralarda yumuşama olursa; Rusya ve Suriye ile ilişkilerde, güneydoğu probleminde bir miktar daha yumuşama olursa bunların hepsi olumlu etkiler" dedi.
'Rusya'nın yarattığı olumsuzluk bir haftayla sınırlı kaldı'
Türkiye'nin güney komşusu Suriye'de 2011 yılından bu yana devam eden ve geçen yıl militanların Irak'ı kısmen işgal etmesiyle sınır ötesine yayılan iç savaş Türkiye için güvenlik riski yaratıyor.
Türkiye'nin Suriye'de konuşlu bir Rus savaş uçağını ise sınır bölgesinde 24 Kasım'da düşürmesi, Rusya ile ilişkilerde gerilim oluşturdu.
Erce Rusya ile gerilimin Aralık ayındaki satışlara yansıdığını ancak etkisinin kısa sürdüğünü belirterek, "Aralık alımların yüksek olduğu, kampanyaların çok hızlı olduğu bir dönem. Rusya'yla yaşanan problemler sonrası olumsuzluklar bir haftayla sınırlı kaldı diyebilirim" dedi.
Erce, iki yıla yakın seçim döngüsünün ardından yeni kurulan tek parti hükümetinin dört yıl süreyle görünürlük sağladığını, hükümetin reform programının ise yakından izleneceğini ifade ederek, "Dördüncü hükümetin ortaya koyacağı performans çok önemli olacak. Büyüme tarafında nasıl bir gelişme olacak... Hükümetin bir programı var, bu performans olarak ne kadar hayata geçirilecek, bu da 2016'da etkili olacak" dedi.
Türkiye'nin ABD'de başlayan faiz artırımlarına karşılık vermekte gecikmesi halinde talebin etkilenebileceğini ifade eden Erce, "Yurt dışında faiz artırım süreci devam eder, TCMB de bunu izlemezse -ki bu güçlü bir olasılık- kurda hareketlenme hızlanabilir. Fiyatlara yansıma, tüketimi zorlaması gibi bir sonuçla karşılaşabiliriz" diye konuştu.
Erce talep üzerinde doğrudan etkisi bulunan vergilerin artırılması veya azaltılmasını beklemediğini ifade ederek, "Vergilerle ilgili bir değişiklik beklemiyoruz. Vergi artışları konusunda hükümetin iki argümanı vardı, cari açık ve bütçe performansı. Bu sefer sıkıntı yok. İndirebilirler mi? Sanmıyorum. Öncelik yeni anayasa, reformlar olacaktır" dedi.