Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Ankara Üniversitesi (AÜ) Kalkınma Çalışmaları Uygulama ve araştırma Merkezi (AKÇAM), Karabuğday Yetiştiricileri ve Sağlıklı Yaşam Derneği (KARSADER) ve Türk Traktör desteği ile hayata geçirilen "Kadın ve Aileleri ile Güvenli Tarım ve Sağlıklı Beslenme Projesi" kapsamında bölgede 300 dekar arazide ekimi yapılan kara buğdayın hasadı sürüyor.
KARSADER Yönetim Kurulu Başkanı ve Proje Koordinatörü Yasemin Sürmeli, yaptığı açıklamada, kara buğday üretiminin benimsenmesi, ülkede yaygınlaşması ve kadın çiftçilerin gelir düzeylerinin artırılması amacıyla yürütülen ''Filizlerin Mucizeleri - Kadın Çiftçi ve Aileleri ile Güvenli Tarım ve Sağlıklı Beslenme Projesi"yle çıktıkları yolda ilk hasadı almanın gururunu yaşadıklarını söyledi.
Sürmeli, proje ile Bilecik ve ülke tarımı için önemli gelişmeler yaşandığını, 25 kadın çiftçi ve ailelerinin 300 dekar arazide ilk defa kara buğday üretimi yaptıklarını dile getirdi.
Kara buğdayın ilk defa Çiftçi Kayıt Sistemine girdiğini ve bu yıl ilk defa tarım sigortaları kapsamına alındığını belirten Sürmeli, şöyle devam etti:
"Kara buğday yetiştiriciliği başta olmak üzere 10 farklı konuda çiftçilerimize eğitimler verdirdik. Kadın girişimciliğini teşvik etmek için ve sürdürülebilir tarımsal gelir sağlamak amacıyla da ilk defa yedi kadın çiftçimizin bir araya gelmesiyle Gölflanöz Kadın Girişimi Kooperatifini kurduk. Kara buğday ürünü için iyi tarım sürecini başlattık. 2017 yılında dekar başına 100 lira destek şu an tasarı halinde, 2018 senesinde de çiftçiler dekar başına 100 lira tarım desteğinden yararlanabilecek. Kooperatif ürünleri için imalat yerlerinin sağlanması amacıyla atıl köy okullarının kooperatife tahsis süreci başladı ve yakın zamanda da sonuçlanmak üzere. Bunun yanı sıra ürünün sanayisinin oluşturulması ve markalaşması içinde arayışlar ve çalışmalar devam ediyor. Türkiye'nin kara buğday ambarı olma yolunda çalışmalarımız devam edecek. Hasadın devamında kara buğday işleme sanayisinin geliştirilmesi ile ilgili çalışmalarımızı da devam ettireceğiz"
Sürmeli, ürünün; maliyeti, ekolojik olarak uyumu ile ilgili ortaya çıkaracakları raporları tek tek inceleyeceklerini ve ülke bazında gelişiminde satır başlarını uygulayarak bölgesel bazda maliyetleri ortaya çıkaracaklarını vurgulayarak, şunları aktardı:
"İthal ettiğimiz maliyetlere inene kadar, yerli üretimin maliyetlerini yapılacak devlet destekleriyle düşürebilir politikalar yapılırsa, ithal etmek yerine ihraç eder hale çok rahatlıkla gelebiliriz. Çölyak hastaları için bir umut olmak ve hastalarının protein oranı yüksek erişilebilir gıdalardaki maliyetlerini düşürmek istiyoruz. Piyasaya kendi kara buğdayımızı sunarak, un ve bulgur sanayisini geliştirip, ürünün piyasalara ve raflara daha ucuz gelişini hedefliyoruz. İnşallah çölyak hastaları için de daha uygun maliyetli ürünlerin çeşitlenmesi ile ilgili ilk adımları atmış oluruz. "
Dünya kara buğday veriminin dekar başına 90 kilogram olduğunu vurgulayan Sürmeli, "Biz burada 110 ile 120 kiloya kadar çıkacağını umut ediyoruz. Bölgesel bazı farklılıklar olacaktır, bunları bölgesel maliyet faktörleri etkiliyor. Proje alanlarımızda herhangi bir sulama yapmadık, sadece tohum, işçilik, ambalajlama ve depolama maliyetimiz var. Sonuç olarak maliyetlerimiz göz önünde bulundurularak, ürünün sanayisiyle de katma değer yaratılarak ürünün markalı olarak piyasalara sunulması hedeflenmektedir" görüşlerini aktardı. (AA)