Kadın girişimci tuğla taşıdı, alçı yaptı kendi işinin patronu oldu

Eskişehir’de Gülgün Aygün isimli bir kadın girişimci, hayalini kurduğu işletmeyi açabilmek için elleriyle tuğlaları üst üste koydu, gece geç saatlere kadar dükkanında alçı yaptı ve kendi işinin patronu oldu.

29 yaşındaki kadın girişimci Gülgün Aygün, hayalini kurduğu kafeyi gece-gündüz demeden çalışıp açarak bir başarı hikayesine imza attı. Kendi işini kurmayı hayal eden Aygün, işletmesini kurma kararını aldıktan sonra işletmenin mimari çizimini bile kendisi çizdi. Ardından çizdiği projeyi hayata geçirmek için kolları sıvayan Aygün, tuğlalarla duvar örmesinden derz dolgusuna kadar her şeyi kendisi yaptı. Erkeklerin bile yapmakta zorlandığı inşaat işlerini tek başına yapan kadın girişimci Aygün, yaptığı işlerle de görenleri adeta şaşırttı. Konuyla ilgili Gülgün Aygün işletmesini nasıl kurduğunu anlattı. Aygün, "Bu hayal, bir gün evden çıkıp arabaya binip sözleşmeye imza atmakla başladı. Ne yapacağımdan kendimde habersizdim. İşin nasıl ilerlediğini de bilmiyordum. Bir işletme nasıl kurulur? Önce neler yapmak lazım? Hiçbirinden haberim yoktu. Mimarlık projesine ihtiyacımız vardı. Ben kara kelem bir A4 kağıda çizmekle başladım olaya. Hayal ettim. Nasıl bir lavaboya girmek isterdim bir işletmede? Nasıl bir mutfak olmalı? Duvarlar ne görürsem beni mutlu eder? Ne gibi sözler yazmam lazım? Nasıl lezzetlerle karşı karşıya kalmalıyım ve insanlar nasıl karşılamalı beni o mekanda diye düşündüm. Sonra tuğlaları aldım getirdim. Tuğlaları nasıl yapacağımı öğrendim. Kalekimle tanıştım, derz dolgusuyla, derz tabancasıyla tanıştım. İşe ufak ufak hatalar yaparak başladım. Zamanla bu hatalarımı gidermeye başladım" dedi.

"Kadın olduğum için gece yarısı beni bir alçı torbası taşıdığımı gören insanlar şaşırıyordu"  

Başlarda bu iş olmaz diyenlerin şimdi en iyi müşterileri olduğunu ve ne tür ürünler yaptığını aktaran Aygün, "Haliyle bayan olduğum için gece saat 2-3’de buralarda bir alçı torbası taşırken görünce insanlar şaşırıyordu. Şimdi o insanlar en değerli müşterilerim oldular. İlk tepkileri maalesef olumsuzdu. Bu işletmede usta yok mu? Var benim cevabını alıyorlardı benden. İşletmenin sahibi kim o da benim. Bu işletme olmaz diye çok saygın isimlerde oldu ama zamanla bittikten sonra özellikle gördükleri manzara karşısında kendileri de şaşırdılar. İnanın aslında bende çok şaşırıyorum. Böyle bir iş çıkarabileceğimden açıkçası emin değildim. Biz burada evime ne alıyorsam aynı şeyleri dükkanıma, işletmede çalışan arkadaşlarıma ve müşterilerime de alıyorum. Her gün günlük taze meyve, sebze alıyorum. Bunun için manava gidiyorum. Özenle kendim seçiyorum. Ekmeğimizi kendimiz pişiriyoruz, kruvasanımızı öyle. Her gün waffle hamurumuzu aynı şekilde hazırlıyoruz. Gün içerisinde wafflemiz bitti diyebiliyoruz müşterilerimize. Ya olur mu? Bir işletmede waffle nasıl biter? gibi ters cevaplar alıyoruz ama ondan sonra kendimiz güzel bir dille ifade ediyoruz. Çünkü biz taze, gerçekten olması gerektiği gibi mayalanma süresi doğru zamanda mayalanmış, doğru ürünlerle harmanlanmış waffleler yapıp ikram etmek istiyoruz müşterilerimize. Çürük meyvelerle o an sadece dükkan karlılığını düşünerek herhangi bir ürünü müşterinin önüne koymayı hedeflemiyoruz. Bu nedenle hepsi aynı evimde nasıl yapıyorsam burada da yaptığım lezzetler" diye konuştu.

"Bir insan isterse her şeyi başarabilir"

Hayatta risk almak gerektiğini vurgulayan Aygün, "İnsanlara tek tavsiyem şu, evet bir risk var hayat zaten bir risk. Bu riski almak zorundaysanız eğer, kendiniz için doğru olduğuna inanıyorsanız eğer o riske katlanın, o riski alın. Eğer bir insan isterse her şeyi başarabilir. Ben şuan bu işi başarmak istiyorum, yarın başka bir şey başarmak isteyeceğim. Şuan bunun için mücadele ediyorum. Çok büyük bir kısmını başardım" şeklinde konuştu.
 
Kafenin müşterileri de, Aygün’ün kendilerine adeta bir abla gibi davrandığını ve sağlıklarına çok dikkat ettiğini kaydetti. 

(İHA)