AKŞAM GAZETESİ
Gayrimenkul sektörünün çatı kuruluşu GYODER tarafından düzenlenen 2'incisi Ankara Gayrimenkul Zirvesi, "Gayrimenkulün Yeni Finansal Gerçekliği" temasıyla gerçekleştirildi. Zirvede sigorta sektörünü TSB Başkan Yardımcısı ve Maher Holding Sigorta Grubu Başkanı Ahmet Yaşar temsil etti.
Ahmet Yaşar, panelde konuşmasına Türkiye'nin deprem gerçeğiyle başladı. "Coğrafyamızın %92'si, nüfusumuzun %95'i deprem riski altında. Bu sorunun en önemli çözümü, yani sigortası, kentsel dönüşüm" diyen Yaşar, bina tamamlama sigortasının bu dönüşümdeki kritik rolünü şu sözlerle özetledi: "Kentsel dönüşümün sigortası da özellikle Bina Tamamlama Sigortası. Gayrimenkul yatırım fonları da bu süreci hızlandıracak. Hem kentsel dönüşümü hem de güvenli konuta geçişi destekleyecek. Bu etkinlikte de gördük ki aslında sistematik olarak iyi bir yapı kurulmuş durumda. Bu yapının tamamlayıcısı bina tamamlama sigortasıdır." Yaşar, özellikle maketten satış sürecinde yaşanan sorunların tüketicilerde ciddi bir güven problemi yarattığını belirtti ve Bina Tamamlama Sigortası'nın bu güveni yeniden tesis edecek en etkili araç olduğunu vurguladı. Yaşar, "Bu sigorta sistemi yalnızca mal sahibini değil, müteahhidi de koruyor. Sigorta şirketi, hem projeyi baştan sona takip ediyor hem de inşaat sürecinin tüm aşamalarını denetliyor. Müteahhitin seçimi, finansal yeterliliği, projenin teknik mali ve hukuki altyapısı ile inşaat sürecinin baştan sona kontrolü gibi tüm adımları biz sigorta şirketleri üstleniyoruz. Çünkü projenin tamamlanmasına odaklanıyoruz" dedi.
'MEVZUATTAKİ BARİYER KALKMALI'
Ahmet Yaşar konuşmasında, bina tamamlama sigortasının dolayısıyla kentsel dönüşümün yaygınlaşmasının önündeki en büyük engellerden birinin ise mevcut mevzuattaki eksiklikler olduğunu belirterek, "Bu ürün, finansal bir sigorta olarak konut alıcısını, hak sahiplerini, yatırımcıyı hatta müteahhitleri tamamen koruyan bir ürün ancak sigorta şirketleri olarak biz de teminatlanmak zorundayız ve bunun için ipotek almak gerekiyor. Bugünkü düzenlemede bu işlem ekstra vergi ve harç doğuruyor. Bu durum, maliyetleri artırıyor, bankalar karşısında haksız rekabete uğrayarak ürünün kullanılabilirliğini sınırlandırıyor. Bir diğer kritik konu ise Proje Gayrimenkul Yatırım Fonları (PYGF) özelinde SPK Tebliği'ndeki kısıtlama. Mevcut düzenlemeye göre fon varlığı, kredi veya finansman işlemleri haricinde rehin veya teminat olarak gösterilemiyor. Bu da bina tamamlama sigortasının projede etkin şekilde devreye alınmasını zorlaştırıyor. Bu sorunun çözümü için tebliğe açık bir istisna eklenmeli: 'Fon malvarlığı, bina tamamlama sigortası yapılabilmesi amacıyla teminat olarak gösterilebilir ve rehnedilebilir.' Bu düzenleme hayata geçerse, sigorta şirketlerinin projeye teminat sağlama isteği ve gücü artar, yatırımcı koruması da somut hale gelir. Bu iki bariyer ortadan kalkarsa her iki sektörün önü daha da açılacak" dedi.