'Ayakkabıda ithalat düşerken sahtecilik büyüyor'

Türkiye Ayakkabı Sanayicileri Derneği (TASD) Başkanı Süleyman Gürsoy, ''Çakma ayakkabı tehlikesi giderek büyüyor, alenen satılan bu ürünlerle mücadele için denetim ve cezaların artması gerekiyor.'' dedi.

Gürsoy, dünyanın 7'nci büyük ayakkabı üreticisi olan Türkiye'nin giderek artan ayakkabı ithalatının 2004 yılında alınan ithalata ek vergi kararı sonrası düşüşe geçtiğini belirtti.

Vergi artışından büyük markaların çok etkilenmediğini, asıl düşüşün Uzakdoğu menşeli ucuz ayakkabılarda görüldüğüne işaret eden Gürsoy, "İthalata uygulanan ek vergilerle birlikte 2 yılda markasız ayakkabı ithalatı bitme noktasına geldi. Geçmişte bu tip ayakkabıları ithal eden firmalar ya bu işi bıraktı ya da farklı sektörlere kaydı. Markalı ürünlerin ithalatı devam ediyor. Sonuçta herkesin dolabında bu markalardan bir çift ayakkabı bulunuyor. Bu süreç, 'ne bulursak getirip satalım' diyen ithalatçıları bitirdi. Bu alanda 100 küsür milyon dolarlık ithalatın 49-50 milyon dolara düştüğünü görüyoruz." diye konuştu.

Gümrük vergisindeki artışın yeni yatırımları beraberinde getirdiğini, kapasite kullanımlarında gözle görülür artışlar yaşandığını anlatan Gürsoy, bazı uluslararası markaların Türkiye'de üretim yapma arayışına girdiğini kaydetti.

Düşen ithalat ile geçmişte kamuoyunun tepkisini çeken "Zehirli ayakkabı" riskinin de azaldığını savunan Gürsoy, yerli üretimdeki kontrolü artırmak amacıyla, Türkiye Ayakkabı Sektörü Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı laboratuvarlarının tüm üreticilere açılacağını bildirdi.

İnternet üzerinden de satılıyor

İthalata getirilen ek vergi sonrası bu ayakkabıların fiyatının yükselmesiyle çok sayıda fırsatçının türediğine değinen Gürsoy, "Çakma" diye tabir edilen taklit markalarla üretim sorununun giderek büyüdüğüne işaret etti.

Gürsoy, şu bilgileri verdi:

"Çakma ayakkabı tehlikesi giderek büyüyor, bu maalesef bizim sektörün kanayan yarası haline geldi. Farklı sektörlerde saklı gizli yapılan sahtecilik bizim sektörde alenen yürütülüyor. Ayakkabının merkezi sayılan İstanbul'daki Gedikpaşa'da çakma ürünler saklanmaya gerek kalmadan satılıyor. İnternet siteleri ve sosyal paylaşım siteleri de sahte ayakkabıdan geçilmiyor. Satılan her sahte ürün, bizim gibi üreticilere zarar veriyor. Kendi markasıyla ürün yapıp satmaya çalışanın yanı başında aynı fiyatla üzerinde dev markaların bulunduğu ayakkabı satılıyor. Çoğu tüketici de bunun sahte olduğunu bilerek alıyor. Bu işin bu kadar aleni hale gelmesinde hukuki mücadele yapılmamasının da etkisi olduğunu düşünüyorum.

Global markalar bu duruma müdahale etmiyorlar, biliyorlar ki çakma ürün alanlar potansiyel birer müşteri, ceplerine para girdiğinde gidip gerçeğini alacaklar. Bu konuda hukuki bir girişim yapıldığını duymadık. Benim ürünümü birisi taklit etse 50 kez mahkemeye gitmiştim. Sahteciliğin mağduru maalesef yine yerli üretici ve farkında olmadan bu ürünlere para veren tüketicidir."

Ayakkabıda sahteciliğe karşı mücadele etmenin kolay olmadığını, güvenlik kaygılarının bulunduğunu ifade eden Gürsoy, ilgili bakanlıklardan sahte markayla üretim ve satışa yönelik denetimleri sıklaştırması ve uygulanan cezaların artırılmasını talep ettiklerini aktardı.

Türkiye Spor Markaları Derneği Başkanı Emre Uğural da sahte markalarla üretimde son dönemde artış yaşandığını, markaların bu iş için özel ekipler oluşturduğunu belirterek çeşitli hukuki girişimlerin bulunduğunu ancak sonuçlarıyla ilgili net bilgiye sahip olmadıklarını vurguladı.

AA