Afetler sigortayı şekillendiriyor... Riske göre teminat

Son yıllarda dünya genelinde doğal afetlerde yaşanan artış nedeniyle sigortacılık sektörü yeni modeller geliştirmeye başladı. Bazı bölgelerde limitler daraltılıyor, primler yükseliyor, ek muafiyetler uygulanıyor.

AKŞAM GAZETESİ

İklim değişikliği kaynaklı doğal afetlerin artışı, sigorta sektöründe risk algısının dönüşmesine yol açıyor. Dünya genelinde ülkeler, aşırı hava koşulları ve riske duyarsız planlamanın etkisiyle giderek daha şiddetli doğa olaylarıyla karşı karşıya kalabiliyor. Birleşmiş Milletler'in (BM) bu yılki Afet Riskini Azaltma Küresel Değerlendirme Raporu'na (GAR) atıfta bulunulan açıklamada, dolaylı ve ekosistem etkileri dahil edildiğinde, dünya genelinde afet risklerinin neden olduğu gerçek maliyetin yaklaşık 2.3 trilyon doları bulduğunun öngörüldüğü aktarıldı.

ŞEHİRLER RİSK ALTINDA

IBS Sigorta ve Reasürans Brokerliği Üst Yöneticisi (CEO) Murat Çiftçi, son yıllarda sigortalanmış kayıpların keskin şekilde arttığını, bu durumun küresel verilerle de desteklendiğini belirtti. İklim değişikliğinin, sigorta sektöründe olasılık merkezli bir bakıştan sürekli ve artan frekansta şiddet beklentileri içeren bir risk algısına geçişi tetiklediğini vurgulayan Çiftçi, "Artık yalnızca aşırı olaylar değil, şehirlerde sel, ani fırtınalar, orman yangınları gibi sık tekrarlayan orta şiddetli olaylar da bilançoları zorluyor" dedi.

Murat Çiftçi, fiyatlama ve sermaye yönetiminin daha dinamik hale geldiğini, parametrik çözümler, kamu-özel ortaklıkları, afet bonosu (cat-bond) gibi alternatif reasürans kaynaklarının, ürün kapsamı ve risk paylaşımını yeniden tasarladığını aktardı. Son yıllarda sel, yangın ve deprem gibi afetlerin sıklığı ve şiddetindeki artışın, teminat kapsamlarına etkilerini değerlendiren Murat Çiftçi, şöyle devam etti: "Bu durum, coğrafi limitlerin yeniden değerlendirilmesine neden oluyor. Bazı bölgelerde limitler daraltılıyor, primler yükseliyor. İlave olarak yangın, sel gibi afetler için ek muafiyet ya da alt limit gibi istisna ve özel şartlar uygulanıyor. Aynı zamanda ürün farklılaşması gibi bir durumla da karşılaşıyoruz. Maddi hasar poliçelerine ilave olarak, iş ve tedarik zinciri kesintisi ile parametrik tetikleyici ürünlerin yaygınlaştığını söyleyebilirim."

TEKNOLOJİ DE DEVREYE GİRİYOR

İklim modellemeleri ve veri analitiğinin, doğal afet sigortalarının geleceğinde önemli rol oynayacağını aktaran Çiftçi, "İleriye dönük modelleme, uydu ve sensör verileri, makine öğrenmesiyle daha isabetli peril projeksiyonları, dinamik limit belirleme ve erken uyarı yeni teknolojilerle mümkün olacak" diye konuştu.

BAZI BÖLGELERE SİGORTA YOK

Çiftçi, prim hesaplamasında sadece geçmiş hasar frekansına bakılmadığına, iklim projeksiyonları, ileriye dönük tehlikenin değişimleri, maruz kalma artışı ve yeniden fiyatlandırma gibi mekanizmalarının bu alana entegre edildiğine değindi. Söz konusu alanda risk ağırlıklı prim artışları, bölgesel farklılaşma, yıl içinde revize edilen tarifeler ve risk azaltıcı önlemlere bağlı prim indirimlerinin öne çıktığını aktaran Çiftçi, "Bazı piyasalarda, sigorta yapılamayan ya da çok yüksek fiyatlı bölgeler oluşmaya başladı. Sigortacılar, belirli coğrafi durumlar için yeni alt-limitler veya tamamen dışlama uygulayabiliyor. Buna paralel olarak, regülatörler ve kamu otoriteleri erişilebilirlik ve finansman dengesi için müdahale ediyor. Örneğin, devlet destekli havuzlar devreye giriyor."