AKŞAM GAZETESİ
Bazı kitaplar sadece okunmaz, hissedilir. "Kafamda Sesler Var" tam da böyle bir kitap... Erhan Keklik, insanın içsel çatışmalarını, varoluşsal kaygılarını ve hayata dair sorgulamalarını kendine has bir üslupla ele alıyor. Kelimeler, birer harf dizisinden çok daha fazlasına dönüşüyor; derin bir yolculuğa, kendini arama sürecine kapı aralıyor.
Yazar, yaşadıklarını ve gözlemlediklerini güçlü bir anlatımla okuyucuya sunarken, hem bireysel hem de toplumsal meselelere dokunmaktan çekinmiyor. Bir yanda hayata dair umut ve direnç, diğer yanda zihnin yorucu savaşları... Keklik'in kalemi, bazen sert, bazen nahif ama her zaman samimi.
DÜŞER VE YİNE KALKARSIN
Bu kitabı yazarken yazarın ilham kaynakları, yaşadığı deneyimler ve zihninde yankılanan sesler olmuş. İçsel bir hesaplaşma niteliğindeki bu denemeler, okuyucusuna da aynı aynaya bakma cesaretini veriyor. "Kafamda Sesler Var", sadece bir kitap değil; insanın kendisiyle yüzleştiği, kimi zaman düştüğü ama her seferinde ayağa kalkmak için bir sebep bulduğu bir anlatı... Kitabı okurken kendi zihninizin de size bir şeyler fısıldadığını duyacaksınız. Belki de o sesler, sizi kendinize dair daha önce hiç düşünmediğiniz yerlere götürecek.
Keklik'in kitabında şiir, yalnızca bir edebi tür değil; düşüncelerin ve duyguların en saf haliyle yansıdığı özel bir alan. "Kafamda Sesler Var" kitabında da üç şiire yer veren yazar, bu şiirleri adeta kelimeler arasında serpiştirerek okuyucuya farklı bir okuma deneyimi sunuyor. Bu şiirler, anlatının akışına uyum sağlayarak metnin ruhunu daha da derinleştiriyor.
"Sahici bir şey değildi yaşamak, koynumdan çıkmayan savaş mukadderatıma yazılmıştı. Çiğ tanesi sanıyordum elime bulaşan kanı, fikirlerimden damlıyormuş oysa.'' Bu dizeler, kitabın ruhunu en iyi yansıtan ifadelerden biri... Yazar, hayata dair eksikliklerimizi, içsel açlığımızı ve kaybolmuşluk hissimizi en yalın haliyle anlatıyor. "Kafamda Sesler Var", okuyucuya kendi iç dünyasını sorgulama ve yeni pencereler açma fırsatı sunuyor.
BİR AYNA OLARAK ŞİİR
Kitaptaki şiirler, düz yazının sınırlarını aşarak okuyucunun zihninde derin bir etki bırakıyor. Kitap boyunca karşılaşılan bu dizeler, anlatının akışını besliyor, okuyucuya nefes aldırıyor. Yazarın kaleminde şiir, sadece bir sanat formu değil; insanın kendiyle yüzleştiği bir aynaya dönüşüyor.
''Cızırtısı duyuluyor şapkamdan damlayan derin sızının.
Bir çanta içine sıkıştırılmış insanlığın
Yoksulluğu bu...''
DERİN MUHAKEME
Kitapta yer alan "Botokslu Hayaller, Botokslu Hayatlar" bölümü, modern toplumun dayattığı yapay mutlulukları ve sahte başarı algısını eleştiriyor. Keklik, insanın kendi gerçekliğinden nasıl uzaklaştığını ve gösterişin gölgesinde kaybolan değerleri ustalıkla işliyor. Hayatın yüzeysel süslemelerle değil, içsel bir anlam arayışıyla güzelleştiğini hatırlatan bu bölüm, okuyucuyu kendi hayatına dair derin bir muhakemeye davet ediyor.
HER NE OLURSA OLSUN ALLAH VAR
Yazar, "Utanmak" ve "Tevekkül" bölümlerinde insanın manevi dünyasına derinlemesine bir yolculuk yaptırıyor. Tevekkül kavramını, hayatın belirsizlikleri karşısında insanın sığınabileceği en güçlü dayanak olarak ele alıyor. Modern dünyada sıkça unutulan bu kavramın, aslında insan ruhunu rahatlatan en önemli unsurlardan biri olduğunu vurguluyor. "Utanmak" bölümünde ise ahlaki değerler ve vicdani muhakeme üzerine derin sorgulamalar yaparak, bireyin öz benliğiyle yüzleşmesine olanak sağlıyor.