Mukaddime bize ne anlatıyor?

Akşam Gazetesi Kültür-Sanat Editörü Bedir Acar, bugünkü köşe yazısını İbn-i Haldun'un kaleme aldığı Mukaddime kitabına ayırdı. Acar, “Gelecekte idari ve devlet kademelerinde görev almak isteyenler başta olmak üzere, dünyanın gidişatı hakkında kafa yoran herkesin okuması gereken bir başyapıt olarak Mukaddime, farklı medeniyetlerle bir arada barış içinde yaşamanın idari ve sosyal şifrelerini de okura sunuyor.” dedi.

aksam.com.tr/Bedir Acar

Bedir Acar, "Evrensel tarihe ve toplum bilimlerine giriş alt başlığıyla Timaş Yayınları'ndan 968 sayfa olarak çıkan Mukaddime, dünden bugüne adından hep övgüyle bahsedilen ve dünyanın seçkin entelektüellerin mutlaka okumak ihtiyacı duydukları gerçek anlamda bir şaheser olarak önemini çağlar boyunca korudu, koruyor." ifadelerini kullandı.

Türkiye'de adına üniversite kurulmuş olan İbn Haldun (1332-1406) sosyoloji, iktisat ve tarih yazımı biliminin öncüleri arasında gösterilir.

Onun adıyla özdeşleşmiş olan Mukaddime ise tarih ve toplum bilimleri üzerine yazılmış bir şaheser olarak çağları aşan bir ilgiyle karşılanmıştır.

Bu öyle bir kitaptır ki eski ABD Başkanlarından Ronald Reagan'dan, eski İngiltere Başbakanı Margaret Thatcher'a kadar çok sayıda devlet adamının okuyup istifade ettiklerini dile getirdikleri bir eserdir.

İslam, hatta düşünce tarihinin en özgün eserlerinden biri olan Mukaddime bize ne anlatıyor?

Ünlü tarih felsefecisi Arnold Toynbee şöyle der: "Hiç şüphesiz Mukaddime, kendi türünde, bugüne kadar hiçbir zaman, hiçbir yerde, hiçbir zihnin ortaya koyamadığı en büyük eserdir".

Eski Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan şu değerlendirmeyi yapar: "Sadece İbn Haldun ismi bile İslâm Tarihinin ne kadar parlak bir ilim çağı yaşadığının göstergesidir."

Ünlü Fransız entelektüel Roger Garaudy ise İslâm Medeniyetinin İnsanlığa Katkısı eserinde İbn Haldun'a on sayfadan fazla yer ayırır ve İbn Haldun'u "Descartes'ın, Montesquieu'nün Öncüsü ve İslâm'ın Karl Marks'ı" olarak takdim eder.

Tanınmış tarihçi Philippe K. Hitti de şu değerlendirmede bulunur: "İbn Haldun, İslâm âleminin yetiştirdiği en büyük filozof ve tarihçi, bütün insanlığın da gelmiş geçmiş en büyük düşünürlerinden biridir."

Sözcük anlamı 'önsöz' olan Mukaddime üzerinde tez yapmış olan Prof. Dr. Ahmet Arslan ise şu uyarıyı yapar: "İslâm'la, İslâm kültürü veya uygarlığıyla ilgili hangi konuda araştırma yapacaksanız yapın, İbn Haldun'a başvurmadan, onun bu konuyla ilgili düşüncelerini bilmeden, görmeden doğru bir yerden başlayamazsınız ve doğru bir yere varamazsınız. İslâm'da ister siyaset, ister hukuk, ister felsefe, kurumlar veya halifelik çalışın, önce İbn Haldun'a bakmak zorundasınız. İslâm'da ekonomi, şehircilik, ticaret, eğitim, hatta edebiyat veya şiir mi çalışmak istiyorsunuz, yine önce İbn Haldun'un bu konularda ne dediğine bakacaksınız. İbn Haldun'u bilmeden, onun bakış açısını esas almadan, İslâm'la ilgili hiçbir konuyu iyi çalışamazsınız."

İbn Haldun ve Mukaddime'yi bir de Osmanlı tarihçisi ünlü Naîmâ'dan dinleyelim: "Mağripli İbn Haldun'un Arap Tarihi en üstün eserdir. Bu eserin giriş kısmı olan Mukaddime ilim cevherleriyle dolu bir hazine sandığı gibidir."

İşte bu 'hazine sandığı'nın dünya dillerinde çok sayıda tercümesi var; Türkçe'de de öyle...

Bu tercümelerin en sonuncusu ise Cemal Aydın'dan geldi. Cemal Aydın, duru ve akıcı Türkçesiyle daha evvel Raoger Garaudy, Eva de Vitray Meyerovitch kitaplarıyla Mantıku't-Tayr ve Fîhi Mâ Fîh gibi önemli eserleri dilimize kazandıran isim.

Piyasa'daki Mukaddime çevirileriyle karşılaştırıldığında Cemal Aydın'ınki en sade ve akıcı haliyle herkesin rahatça anlayacağı bir dille tercüme edilmiş.

Öte yandan, bu yeni Mukaddime çevirisinde okuyucuyu bıktıracak uzun dipnotlara da yer verilmiyor. Dolayısıyla eserin sayfaları, diğer Mukaddime çevrilerinde olduğu gibi, okuyucunun gözünü korkutacak derecede artmıyor.

İbn Haldun'un Mukaddime'yi beş ayda yazdı ancak Türkçe titizliğiyle bilinen Cemal Aydın, çeviriyi iki buçuk yılda tamamlamış. Çeviri için üç ayrı Arapça baskısından, Fransızca ve İngilizce tercümelerinden de yararlanmış.

Evrensel tarihe ve toplum bilimlerine giriş alt başlığıyla Timaş Yayınları'ndan 968 sayfa olarak çıkan Mukaddime, dünden bugüne adından hep övgüyle bahsedilen ve dünyanın seçkin entelektüellerin mutlaka okumak ihtiyacı duydukları gerçek anlamda bir şaheser olarak önemini çağlar boyunca korudu, koruyor.

Köklü bir aileden gelen, iyi bir eğitim alan, İslam coğrafyasını dolaşıp çeşitli devlet görevlerinde bulunan İbn Haldun, siyasal yaşamdan çekildiği dönemlerde adını tarihe geçiren 7 ciltlik dünya tarihi Kitâbü'l-İber ve onun giriş kitabı olarak düşündüğü Mukaddime'yi yazdı.

O Mukaddime ki, devletlerin ve medeniyetlerin yükseliş ve çöküş nedenlerini araştıran tarihçiler içinde bir referans ve başvuru kaynağı oldu.

Gelecekte idari ve devlet kademelerinde görev almak isteyenler başta olmak üzere, dünyanın gidişatı hakkında kafa yoran herkesin okuması gereken bir başyapıt olarak Mukaddime, farklı medeniyetlerle bir arada barış içinde yaşamanın idari ve sosyal şifrelerini de okura sunuyor.