AKSAM.COM.TR
Çocuk eğitimi konusunda modern hayatın neredeyse dayattığı bütün teori ve yaklaşımlar kariyer odaklı, benmerkezci bireyler yetişmesine yol açınca ana-babalar kara kara düşünmeye başladı 'Biz nerede hata yaptık' diye. Sorun, sadece kendimizden önceki tecrübeleri yok saymaktan ibaret değildi. Özgür ve bağımsız bireyler olsunlar diye çocuklarımıza sınır koymamanın, yoksunluğunu, yokluğunu çektiğimiz her şeyi önüne sermenin aslında iyilikten çok kötülük etmek olduğunu epey geç fark ettik. Peki bu işin geri dönüşü yok mu? Elbette var ve bunun için kafa yoranlar da var.
Klinik Psikolog Hilal Çorbacıoğlu, yeni kitabı Mahrumiyet Eğitimi ile modern ebeveynliğe ezber bozan bir pencere açıyor. "Unutmamamız gereken bir husus var ki o da şu: Mahrumiyet, çocuğu eksiltmez. Doğru sunulursa çocuğun karakterini besler" diyen Çorbacıoğlu, çağın en görünmez yoksunluğuna dikkat çekiyor. Günümüz çocuklarının her şeye sahip olduğunu ama hiçbir şeyle yetinemediğini belirten Hilal Çorbacıoğlu, yeni kitabında "bolluk içinde yoksunlaşan çocuklar" a dikkat çekiyor.
Bolluk İçinde Yoksunlaşan Nesil
Modern ebeveynliğin hızla tüketen, doyumsuzlukla büyüyen çağında yazar Hilal Çorbacıoğlu, okuru derin bir iç muhasebeye davet ediyor. Aile Yayınları etiketiyle yayımlanan Mahrumiyet Eğitimi, sadece bir ebeveynlik rehberi değil; aynı zamanda çocuklara sınır koyarken kendi sınırlarımızla yüzleşmeye çağıran bir farkındalık yolculuğuna davet ediyor. İlahiyat, sosyoloji ve psikoloji alanlarında eğitim almış bir klinik psikolog olan Hilal Çorbacıoğlu, uzun yıllara dayanan terapi tecrübesini bu eserinde sade ama sarsıcı bir dille paylaşıyor.
Gerçek hayat hikâyeleri, vaka örnekleri ve sade psikolojik çözümlemelerle ilerleyen kitap, çocuklara daha fazla eşya değil, daha çok temas, daha çok ilişki ve daha fazla anlam gerektiği gerçeğini çarpıcı bir biçimde gözler önüne seriyor.
Bir neslin duygusal dayanıklılığını yeniden inşa etmeyi amaçlayan içsel bir farkındalık yolculuğu olarak ebeveynlere hitap eden Mahrumiyet Eğitimi, "her şeyi vermek"le "doğruyu vermek" arasındaki farkı hatırlatıyor.
Tüketim Çağında Doyumsuzluk Döngüsü
Çorbacıoğlu kitabında, "Çocuğunuza hep "daha fazlasını" vermek için kaygılanmayın. Onların asıl ihtiyacı daha fazla eşya değil, daha az uyaran ve daha çok bağdır. Daha fazla oyuncak değildir, daha az seçenek ama daha derin ilişkidir. Verilen her şey, alışkanlığa dönüşür; ama bekletilen şey, değere dönüşür. Onlara iyi bir hayat sunmanın yolu, bir şeyler için beklemeyi göze alabilecekleri bir iç denge inşa etmektir." ifadeleri ile önemli bir noktaya işaret ediyor.
"Kitap boyunca bir çocuğun sadece fiziksel değil, duygusal ve zihinsel açlığını da nasıl fark edeceğimizi; ona her şeyi vermek yerine, ihtiyacı olanı zamanında ve bilinçli bir şekilde sunarak, onunla sağlıklı ve anlamlı bir bağ nasıl kuracağımızı konuşacağız. Çünkü gerçek mahrumiyet, para pul ya da oyuncak eksikliğinde değil, anlaşılmama hâlinde, duygunun görülmediği yerde farkındalık yoksunluğuyla ortaya çıkar. Farkındalık yoksunluğu, bir çocuğun iç dünyasını sessizce kurutan bir çöl gibidir. Ve o çölü sulayan şey, daha fazla eşya değil, daha fazla ilişki, daha fazla empati ve daha fazla içtenliktir." diyen Çorbacıoğlu,
"Bizim hedefimiz, çocuğa azın içindeki çoğu gösterebilmek; ilişkilerle doyabilmeyi yeniden hatırlatabilmektir. Bu çağ, bize sürekli "al", "ver", "doldur", "tüket" diyor. Ama bir
an durup da şunu sormalıyız: "Gerçekten neye aç kaldı çocuklarımız?"
Ve daha da derini: 'Biz, neyin yerine neyi veriyoruz?'" sorusunu soruyor.
Kitap, günümüz çocuklarının "hep almak, hiç beklememek" üzerine kurulu bir dünyada büyüdüklerini hatırlatıyor. Dopamin döngüsü, ekran bağımlılığı, ebeveyn suçluluğu ve "fazlalıkla telafi etme" alışkanlıkları; kitabın özellikle "Doyumsuz Beynin Kodları" bölümünde nöropsikolojik bir perspektifle ele alınıyor.
Somut pratiklerle "azaltarak çoğalmanın" yollarını dile getiren yazar; evde sadeleşme adımları, ekransız zaman dilimleri, şükür alışkanlıkları ve paylaşma kültürüyle güçlenen bir aile ortamına işaret ederek varlıkta şaşmayan, yoksullukta sarsılmayan nesillere hitap ediyor.