HABER MERKEZİ
Gülcan Tezcan
Öyle bir zamana denk geldik ki kötülük ve zulüm en üst perdeden varlığını hissettiriyor. İyiliğe, insanlığa dair anlamlı sözler ve cümleler duymak istiyoruz. İnsan olabilmeye, eşref-i mahlukat vasfımızın hakikatini anlamak için pusulalara ihtiyacımız var. Ki insanlık varolalı yol göstericiler eksik olmamış, bir o kadar kafa karıştırıcılar, bozguncular.
Kalbimize, aklımıza pusula olacak hikmetli sözler elimizi uzatsak dokunabileceğimiz kadar yakınımızda aslında. Sadece birinin hatırlatması, 'Bak işte derdinin dermanı burada' demesi gerekiyor. Buhara Yayınları'ndan okura ulaşan İncilerdeki İncelikler tam da bu bakışla kaleme alınmış, ruha şifa bir çalışma.
Dr. İlâhe M.Kurşun'un kaleme aldığı kitap asırlardır gönülleri aydınlatan hikmet ve irfan mirasını, günümüz okuyucusunun anlayabileceği berrak bir dilde yeniden dikkate sunuyor. Hz. Peygamber'den başlayarak Hz. Ali, Hz. Hatice, Hz. Fatıma gibi Ehl-i Beyt'in öncü şahsiyetlerinin hayatlarından ve öğretilerinden ilham alan İlâhe Kurşun, bu yolun izinde yürüyen büyük sûfîlerin hikmetli sözlerini de gün yüzüne çıkarıyor. Seri es-Sakatî'den Cüneyd-i Bağdadî'ye, Ahmed er-Rifâî'den Hüsâmeddîn-i Çelebî'ye, Râbiatü'l-Adeviye'den Hatice Cenan Sultan'a uzanan geniş bir manevi silsile, her bir sözün derinliklerine inen şerhlerle zenginleşiyor. Çoğu zaman işittiğimiz ama hikmeti üzerine tefekkür etmediğimiz cümleler üzerine derinlemesine düşünme imkânı sunuyor.
HAK AŞIKLARININ HİKMET DERYASINDAN SÜZÜLENLER
Kitap, hem irfan yolunun inceliklerini öğrenmek isteyenler hem de edebi üslup ile maneviyatı bir arada tatmak isteyenler için bir rehber niteliğinde.
İncilerdeki İncelikler'in ismi gibi zarif takriz yazısını kaleme alan Tebriz Üniversitesi Edebiyat bölümü hocası Prof. Dr. Bâkır Sadri Niyâ, "Bu merhamet ve mürüvvetten yoksun dünyada bazen din, insanların ruhsal yaralarına merhem olmak yerine, insanlığın acı çeken bedenine yeni yaralar açıyor ve savaş kışkırtıcılığı, insan öldürme ve zulüm için bir araç haline geliyor." sözleriyle çağın din yorgunluğuna işaret ediyor. Buna karşılık yine şifa kaynağının kadîm kaynaklar olduğunun altını çizen Niyâ, "İslam dünyasının ârifleri ve sûfîleri aralarındaki bazı meram ve meşrep farklılıklarına rağmen, bize değerli bir manevi miras ve derin öğretiler bırakmışlardır. Onların yolculukları ve sözleri insanlığın bugün karşılaştığı karanlıklar, felaketler, krizler arasında, hayat yolunda parlak bir ışık yakabilir ve özgürleşme, insan hakları ve şiddetten arınmış bir yaşam yolunda ilerlememize vesile olabilir." Cümlelerini kuruyor.
Eserde her sayfada, bir hikmet incisinin etrafında işlenmiş şerhler, hayat hikâyeleriyle iç içe geçerek okuyucuya hem kalp hem zihin yolculuğu sunuyor. Böylece, kelimeler sadece okunmakla kalmıyor; gönülde yankı bulan, yaşanabilir öğretilere dönüşüyor.