Melik Yiğitel'den 10 kitap önerisi

AKŞAM Kitap, Türkiye'de öne çıkan isimlerin kitap dünyalarına pencere açıyor.

Ezgi Aşık

TürkMedya Ankara Temsilcisi Melik Yiğitel fikir dünyasında iz bırakan 10 eseri Akşam Kitap ile paylaştı. Yiğitel, "Bu roman benim başucu kitaplarımdan biridir. Psikolojik derinliği ve topluma tuttuğu aynayla beyninizin derinliklerine kadar iner. Raskolnikov karakteri aslında vicdanımızla toplumsal kurallar arasında gidip gelen ruh halimizdir." ifadelerini kullandı.

Türkiye'de imza attığı haberler ve gündem üstü yorumlarıyla dikkat çeken Gazeteci-Yazar Melik Yiğitel kendinde iz bırakan 10 eseri Akşam Kitap okurları için paylaştı.

İşte Melik Yiğitel'in seçimleri...

SUÇ VE CEZA-DOSTOYEVSKİ

Bu roman benim başucu kitaplarımdan biridir. Psikolojik derinliği ve topluma tuttuğu aynayla beyninizin derinliklerine kadar iner. Raskolnikov karakteri aslında vicdanımızla toplumsal kurallar arasında gidip gelen ruh halimizdir. Raskilnikov mağdur mu yoksa katil mi? Roman aslında ikisi arasında bazen çok ince bir çizgi olduğunu bize göstermektedir.

SAVAŞ VE BARIŞ-TOLSTOY

Rusya ve Napolyon Fransa'sı arasındaki savaşı anlatır ama aslında en can alıcı tarafı kişiler üzerinden ilişkileri, bir dönemi, bir dönemin ruh halini anlatır. Romanla 1880'li yıllara doğru yolculuğa çıkarsınız ve yaklaşık 500 karakter üzerinden o dönemki kişilikleri öğrenirsiniz. Yalnızlık ve yokluk içinde, bir tren garında yaşamı biten Tolstoy aslında bu eserle bir daha benzeri bile yazılmayacak bir kült roman bırakıyor.

DİNLE KÜÇÜK ADAM-WİLHELM REİCH

Bireyi esas alan ve birey üzerinden derin analiz yapan bir kitap. Sadece tüketmeye odaklı duygusuz bireye bu kitap ayna tutar ve aslında "kendini gör" der. Bu eserle hem kendinizle hesaplaşırsınız hem de içsel bir yolculuğa çıkarsınız. Hem yüksek ego ve bencillikten paçasını kurtaramayanlara ve hem de bu tip insanlara katlamak zorunda kalanlara hararetle tavsiye ederim.

BİR GÜN TEK BAŞINA-VEDAT TÜRKALİ

1960'li yılları anlatır. O dönemin toplumsal kargaşası ve kargaşayla gelen mutsuzluklar, yalnızlıklar... O mutsuzluk ve yalnızlıktan kurtulmaya çalışanların birbirilerine tutunarak çıkmaya çalışması ama o ilişkiler içinde daha da debelenmelerinin hikâyesidir. Bana göre yazılmış en iyi Türk romanlarından biridir. Romandaki Kenan karakterini 1980 darbesinden sonra çevremde de bizzat gördüm. Yıllarca hapis yatıp çıktıktan sonra hayatında arayışa girenler ve kocaman bir boşluğun içinde kendini bulanlar.

DÖNÜŞÜM-FRANZ KAFKA:

Kafka'nın müthiş öyküsüdür. Hayatın koşturmacası içinde ve omuzlarımızda ağırlaşan yaşam yükünden dolayı zaman zaman hepimizin birer Samsa karakterine dönüştüğü harika bir hikâyedir. Eser aslında bir öykü ancak bir roman kadar akıcı ve kapsayıcıdır.

MİNİMA MORALİA-ADORNO:

Felsefi yönü ağır olan bir kitaptır. Ancak içinde siyaset, psikoloji, psikanalız de olan bir kitaptır. Bu eseri okuyanların biraz kitaba odaklanması gerekir. Bazen bir kaç sayfa okuduktan sonra durup düşünmeye ihtiyacınız doğabilir. Adorno bu kitabi yazarken mottosu şudur, "yanlış yaşam doğru yaşanmaz"... Ancak benim tavsiyem bu eseri okumadan önce Almanların ünlü ve önemli sosyoloğu Adorno'nun biraz biyografisine de bakmakta fayda var.

SİDHARTA-HERMAN HESS:

Eser asılında budizmi anlatır. İçsel bir yoluculuk ve gerçeği aramanın hikâyesidir. Bir prens olan Sidarta'nın babasının yanından ayrılması, ormanlara çekilmesi ve sürüp giden hayatının anlatıldığı bir eserdir. Bu eserle yavaşlık ve yalnızlık kavramlarına daha çok odaklanırsınız.

FİKRİMİN İNCE GÜLÜ-ADALET AĞAOĞLU:

Almanya'da işçi olarak çalışan ve tüm hayali alacağı otomobille köye dönmek olan Bayram'ın hikâyesidir. Bayramın Kapıkule'den köyüne kadar olan yolculuğunda yaşadıkları anlatılır. Adalet Aağolu'nun bu romanı "Sarı Mersedes" ismiyle sinema filmine de çekildi. Bayramın sevinci, üzüntüsü, hayal kırıklığı, umudu, umutsuzluğu... İnsana dair her şey var bu romanda.

GÜN OLUR ASRA BEDEL-CENGİZ AYTMATOV:

Cengiz Aytmatov bu romanıyla Sovyetler Birliği döneminde yaşanan sosyal ve kültürel sorunlara tam anlamıyla bir mercek tutar. Son dönemde siyasi tartışmalarda da gündeme gelen "mankurt" kavramı bu romanda önümüze çıkar. Cengiz Aytmatov, romanında "mankurt" kavramını kafamıza sokar. Aymatov'un Mankurt kavramı geçmişini unutmuş, bedeniyle ve ruhuyla aslında düşmanları olanların buyruğu altına girmiş ve yeni efendisi için tüm değerlere ihanet eden bir figürdür. Bir başyapıttır.

CEMAL SÜREYA ŞİİRLERİ:

Cemal Süreya şiirleri okumadan aşık olmayın derim. Üniversite döneminden bu yana başucu şairimdir. Hala nefes almak için mutlaka döner döner tekrar okurum.

"Şimdi sen kalkıp gidiyorsun, git.

Gözlerin durur mu onlar da gidiyorlar, gitsinler.

Oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin

Oysa Allah bilir bugün iyi uyanmıştık..."